Kıbrıs Sorunu ve Siyasi Tartışmalar: Dış Politika, Geçiş Kapıları ve Toplumsal Sorunlar
Kıbrıs Sorunu’nun derinlemesine incelendiği bu içerikte, dış politika dinamikleri, geçiş kapıları ve toplumsal sorunlar üzerindeki siyasi tartışmalar ele alınıyor. Kıbrıs’taki mevcut durumu ve geleceğe dair olası senaryoları keşfedin.
Kıbrıs Sorunu ve Siyasi Tartışmalar
Candan CTP Milletvekili Armağan Candan, Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmanın zorluklarına vurgu yaparak, burada görev yapanların global ölçekte Kıbrıs Türkü’nün sesi olmaya çabaladıklarını belirtti.
Bu süreçte karşılaştıkları imkansızlıklara dikkat çeken Candan, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda kararlılıkla mücadele edeceklerini ifade etti.
Hükümete yönelik eleştirilerde bulunan Candan, “Bu memleket daha iyisini hak ediyor.” diyerek Kıbrıs Türk halkının uluslararası alandaki konumunun istenen seviyede olmadığını dile getirdi.
Candan, Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’nın geçiş kapıları konusundaki farklı açıklamalarını eleştirerek, “Siyasetinizde bir istikrar yok.
Hükümetin politikası nedir?” sorusunu yöneltti.
Pile’de yaşanan olayları “fiyasko” olarak tanımlayan Candan, geçmişte uygulanan politikaların geçerliliğini yitirdiğini belirtti. “Son dört yıl tamamen boşa geçti.
Kıbrıs Türkü’ne tek bir kazanım yok.” diyerek refah seviyesinin artırılması adına herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini ifade etti.
UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu ise dış politikanın çok hızlı bir şekilde geliştiğini ifade etti.
Suriye’deki durumun açık bir şekilde ortada olduğunu belirten Hasipoğlu, “13 yıldır süren iç çekişme, 13 günde bitti.” dedi.
Uluslararası alanda daha görünür olmak ve seslerini duyurmak adına ana muhalefetteki milletvekilleriyle birlikte üstlendikleri sorumlulukları vurguladı.
Katıldıkları uluslararası toplantılarda yaşananlara dikkat çeken Hasipoğlu, Güney Kıbrıs’ın ada etrafındaki doğal zenginlikleri paylaşma konusunda istekli olmadığını söyledi.
Doğrudan ticaret ve doğrudan uçuş konularına da değinen Hasipoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası anlamda daha görünür kılınması için birlikte mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti.
Rum Yönetimi Başkanı Hristodilis’in ifadelerine yönelik eleştirilerde bulunan Hasipoğlu, “Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, UBP’nin kırmızı çizgisidir.” dedi. “Kazan-kazan isteniyorsa, bizim önümüze geçip Türkiye Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çekip rol kapma yarışından vazgeçsinler.
Madem ki Türkiye’nin gücünün ve öneminin farkındalar, artık adım atma zamanı onlardadır.” şeklinde konuştu.
CTP Milletvekili Asım Akansoy, Kıbrıs sorununun hayatın her alanını etkileyen bir konu olduğunu belirtti.
Uzun yıllar üzerinde çalışılan bir mesele olduğunu vurgulayan Akansoy, “Bu konu sadece bir dış politika unsuru olarak değerlendirilemez, oldukça kapsayıcı ve belirleyici bir konudur.” dedi. “Yeni bir dünya kurulmakta ve uluslararası camiada ciddi bir sıkışıklık yaşanmaktadır.” diyen Akansoy, bölgesel ve küresel sorunlara çözüm üretilemediğini belirtti.
Güçlü olanın şiddete başvurduğu bir düzen içinde bulunduklarını ifade etti.
Kıbrıs’ın jeopolitik ve jeo-ekonomik önemine dikkat çeken Akansoy, bölgesel savaşların sıradan olmadığını vurguladı. “Bu ateşin içerisinde Kıbrıs Türkleri olarak nasıl bir pozisyon almalıyız?
Kıbrıs Türk halkı olarak güvenliğimizi, refahımızı ve huzurumuzu nasıl sağlayacağız?” sorularını yöneltti.
Kıbrıslı Türklerin 1950’lerden beri bir varoluş mücadelesi verdiğini ifade eden Akansoy, KKTC’de son dört yılda neler yapıldığını sorguladı.
Toplumun geleceğiyle ilgili verilecek kararlarda belirsizliğin yerinin olmaması gerektiğini belirtti.
CTP Milletvekili Erkut Şahali, Kıbrıs sorununun konuşulduğu her ortamda Kıbrıslı Türklerin de doğrudan muhatap olması gerektiğini dile getirdi. “Eğer bir elbise biçiliyorsa, o elbisenin kalıbı burada olmalıdır.” diyen Şahali, bazı eleştirilerde bulundu.
Dışişleri Bakanlığı’nın ülkenin sırtındaki kambur muamelesi gördüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Şahali, erken seçim konusundaki hükümetin tutumunu eleştirdi. Ülkede genel bir seçime ihtiyaç olduğunu vurguladı ve “Muhakkak bir genel seçim bu ülkede yaşanacak ve topyekün bir değişim bizi bekliyor.” dedi.
Yeni geçiş kapılarının açılması konusuna değinen Şahali, mevcut kapıların kapasitesinin artırılması gerektiğini belirtti.
Kermiya’daki geçiş kapısında minimum bir buçuk saat bekleme süresi yaşandığını dile getirdi.
Beyarmudu Sınır Kapısı’nda yaşanan sorunlara dikkat çeken Şahali, bazı çözüm önerileri sundu.
Mevcut kapının kapasitesinin tek kuruş harcanmadan iki katına çıkarılabileceğini ifade etti.
Pile’de yaşanan sorunları da dile getiren Şahali, “Pile’yi Rum’a mı teslim ettik?” şeklinde bir soru yöneltti.
Pile Türk muhtarlığının göz ardı edildiğini vurguladı.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, eleştirilere yanıt vererek, “Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” politikasını savundu.
Kıbrıs konusunda yıllardır tek vücut olunmadığını belirtti.
Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti sıfatını kullanmalarının ve bu sıfatla Kıbrıslı Türklere uyguladıkları ambargoların altını çizen Ertuğruloğlu, “Rum’un şımarmasını sağlayan BM Güvenlik Konseyi’ni ve Avrupa Birliği’ni sürekli eleştirdim.” dedi.
Kıbrıs Türk halkına yönelik haksızlıklara değinerek, bu haksızlıkları dile getirdi.
“Haklarımız ve statümüz inkar ediliyor.” diyen Ertuğruloğlu, Rum tarafının AB’yi bir silah gibi kullandığını ifade etti.
Rum tarafının en büyük korkusunun KKTC’nin tanınması olduğunu belirten Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorunu konusundaki tarihsel sürece de değindi. “Dış politikayı zarara uğratacak argümanlardan vazgeçin.
Kıbrıs sorununu yaratan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kendisidir.” şeklinde konuştu.
Yeni geçiş kapıları açılması konusunu gündeme getiren Ertuğruloğlu, “İlave kapı açılmasına inanmıyorum.” dedi.
Kapı açmak yerine KKTC’yi ucuzlatmak gerektiğini vurguladı.
Yıllardır sınır kapılarının açılması yönünde söylemlerin yapıldığını ifade eden Ertuğruloğlu, şu anda 9 kapı bulunduğunu ve Haspolat’ı kendilerinin önerdiğini ancak Rum’un bunu kabul etmediğini söyledi. İngiltere’nin Rum’u kızdıracak hiçbir politikayı gündeme getiremeyeceğini belirtti.
Yiğitler-Pile yoluyla ilgili de konuşan Ertuğruloğlu, süreçte yaşananlarla ilgili bilgi verdi.
Colin Stewart’ın bir söylemini anımsatarak, kendilerinin Pile’deki ihtiyacı karşılamak için girişimde bulunduklarını ifade etti. “Pile yolunu yüzüne gözüne bulaştıran Colin Stewart’tır.” diyen Ertuğruloğlu, dünyadan kendilerini izole edenin Rumlar olduğunu belirtti.
Rum’un Kıbrıs Cumhuriyeti yalanından neden vazgeçmediğini sorguladı.
Şahali, Kıbrıs sorununun tarihin hiçbir döneminde Türkiye’ye rağmen ele alınmadığını belirterek, Kıbrıslı Türklerin derdinin kim tarafından anlatılacağı konusunu gündeme getirdi. Şahali’nin konuşması sırasında tartışmaların yaşanması üzerine, Dışişleri Bakanlığı bütçesi oylandı ve oy çokluğuyla kabul edildi.
Dışişleri Bakanlığı bütçesinin ardından 163 milyon 705 bin TL’lik Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) bütçesinin görüşülmesine geçildi.