Mustafa Akıncı’dan Nikos Anastasiadis’e Sert Eleştiriler

Mustafa Akıncı’dan Nikos Anastasiadis’e Eleştiriler

4’üncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, eski Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Crans Montana sürecinin başarısızlığına yönelik yaptığı açıklamaları sert bir şekilde eleştirdi.

Akıncı, “Crans Montana’daki başarısızlığın Türkiye’ye fatura edilmesi adil değildir” ifadelerini kullandı.

Akıncı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle dedi:

“Bir önceki Kıbrıslı Rum lider Sayın Anastasiades’in son demecini basında yer aldığı şekliyle okudum.

Kıbrıslı Rumların kaygılarını anlayacak bir hassasiyet gösterdiğim yönündeki sözleri için kendisine teşekkür ederim.

Kıbrıs’ta her iki toplumun kaygılarını dikkate almadan bir sonuca ulaşmak elbette ki mümkün değildir.

Bu nedenle, tüm müzakere sürecinde bu çerçevede hareket ettim ve gerekli zamanlarda almam gereken inisiyatifleri de aldım.”

“Diğer konuların yanı sıra, gerek harita gerekse güvenlik ve garantiler konularında her iki tarafın yararına olacak dengeli bir sonucun ortaya çıkması için çaba gösterdim.

Ancak bu süreçler elbette ki kolay gelişmedi.

Crans Montana’ya gelene kadar çok zorlayıcı süreçlerden geçtim; bunları burada detaylandırmak mümkün değil.

Ancak, hazırlıklarına başladığım son kitabımda bu konulara yer vereceğim.”

“Önemle belirtmeliyim ki, o dönemde Türkiye yönetimi ile ilişkilerimin iyi olmamasına rağmen, Crans Montana’daki başarısızlığın Türkiye’ye yüklenmesi ne adil ne de doğru bir yaklaşım. 2019 yılı Kasım ayında Berlin’de Anastasiades ile son kez bir araya geldiğimizde, BM Genel Sekreteri Guterres, Türkiye’nin tek yanlı müdahale konusunda gerekli esnekliği sağladığını bir kez daha teyit etmişti.”

“Dilerim ki, benim Kıbrıslı Rumların kaygılarına gösterdiğim hassasiyeti, Sayın Anastasiades de Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitlik kaygıları konusunda gösterebilseydi.

Federal bir hükümet ortaklık demektir.

Bir ortaklıkta ise kararlar ancak her iki tarafın onayı ile alınabilir.

Federal hükümette en azından bir Kıbrıslı Türk bakanın onayının aranması ilkesinin bile hala kabullenilememiş olması, adanın bölünmüşlüğünün devamından başka bir işe yaramayacaktır.”