Tufan Erhürman’dan Ülke Yönetimi ve Eğitim Sorunlarına Dikkat
Tufan Erhürman, ülke yönetimi ve eğitim sorunlarına dikkat çekerek çözüm önerileri sunuyor. Geleceğe yönelik önemli görüşler.

Tufan Erhürman’dan Ülke Yönetimi Üzerine Açıklamalar
Tufan Erhürman, ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin öncelikle bilmesi gereken önemli bir gerçeğe dikkat çekti: “Yönetme sanatı, çözüm üretme sanatıdır; sorun üretme değil.” Bu bağlamda, mevcut sorunların çözülmesi gerektiğini vurgulayan Erhürman, “Sorun üreterek bu ülke yönetilemez” dedi.
Eğitim, sağlık ve ekonomi alanlarında ciddi sıkıntılar bulunduğunu belirten Erhürman, “Eğer yönetmeye niyetiniz varsa, olmayan sorunları yaratmak yerine var olanları çözmelisiniz.
Ancak bu arkadaşlar sürekli yeni sorunlar üretiyor” ifadelerini kullandı.
Eğitim alanındaki sorunlara da değinen Erhürman, “Eğitimin bileşenleri var: altyapı, ana dili Türkçe olmayan çocukların eğitim sorunu, eşitlik meselesi… Bunların hepsi büyük sorunlar.
Sizin göreviniz bu sorunları çözmekken, siz yeni sorunlar yaratıyorsunuz” dedi. Öncelikle, öğretmenin eğitimin en önemli unsuru olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten Erhürman, “Çocuklarla her gün yüz yüze gelenler öğretmenlerdir” ifadesini kullandı.
Erhürman, “Bu ülkede ne zaman başörtüsü sorunu oldu?” diye sorarak, uzun yıllar Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşadığını hatırlattı ve orada bu konunun büyük tartışmalara neden olurken, burada hiç gündeme gelmediğini vurguladı. “Ama siz geldiniz ve böyle bir sorun olduğunu düşündünüz.
Peki, bu sorunu nasıl çözebilirsiniz? Öğretmenlerle görüşerek, diyalog kurarak…” diyen Erhürman, hükümetin dayatmayla bir tüzük çıkarttığını belirtti.
Kıbrıs Postası Web TV’de Gökhan Altıner’in sorularını yanıtlayan Tufan Erhürman, “Sorunları çözemiyorsanız gideceksiniz” dedi. “Hükümetin” bugüne kadar aldığı birçok kararı geri çekmek zorunda kaldığını belirten Erhürman, “Karar alırken doğru aşamalardan geçmediğiniz ortada.
Oysa bu diyaloğu önceden kurmalıydınız.
Diyalog kurmanız gereken yer bellidir: öğretmenler.
Bu meselede merkezde çocuklar var.
Siyasetin amacı çözüm üretmektir.
Ancak bu anlayış arkadaşlarda yok” diye konuştu.
Dünyadaki uygulamaların belli olduğunu belirten Erhürman, öğretmenlerle diyalog kurmanın önemini vurguladı. “Bugün öğrenciler slogan atacak duruma geldiyse, bu sizin hatanızdır.
Sorunlar ortaya çıkmadan çözmek daha kolaydır.
Ancak insanlar ayrıştıktan sonra çözüm daha da zorlaşır. Şu an ise bu sorunu çözmek zorundasınız” dedi.
Bazı okullarda öğrencilerin sınavlara dahi giremediğini söyleyen Erhürman, “Öğretmenlerin sorunu ne öğrencilerle ne de velilerle. Öğretmenlerin sorunu yönetenlerledir.
Ben dün de dahil olmak üzere her zaman sorunun değil, çözümün tarafındayım. İnsanlar her alanda sorunlardan bıktı” şeklinde konuştu.
Öğretmenleri hedef alarak bu sorunun çözülemeyeceğini kaydeden Erhürman, söz konusu gerginliğin bir an önce sona ermesi gerektiğini dile getirdi. “Şu an tek mesele bu sorunu çözmektir ve çözüm, öğretmenlerle doğru bir diyalog kurmaktan geçer.
Eğer sorunları çözemiyorsanız, gitmelisiniz” ifadelerini kullandı.
Türkiye ile Kıbrıs Türk Halkı Arasındaki İlişkiler
Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye Cumhuriyeti halkı arasındaki ilişkilerin çok özel olduğunu belirten Erhürman, “Kıbrıs Türk halkı, en solcusundan en sağcısına kadar Türkiye halkıyla bağlantılı hisseder.
Bunun en basit örneğini futbol takımlarında görebilirsiniz.
Türkiye’de yaşanan gelişmeler, Kıbrıs Türk halkının her kesiminde endişe ve tedirginlik yaratıyor” dedi.
Kıbrıs Türk halkı içinde hem Türkiye Cumhuriyeti hem de KKTC vatandaşlarının bulunduğuna dikkat çeken Erhürman, insanların bu gelişmelere tepki vermesinin doğal olduğunu söyledi.
Siyaset düzeyinde ise Türkiye’de demokrasinin, insan haklarının ve toplumsal barışın tartışılmaması gerektiğini belirten Erhürman, “Bu mesele sadece ekonomiyle ilgili değil, moral olarak da insanları etkiliyor. Şu an yaşanan gelişmeler kimseyi mutlu etmiyor” dedi ve demokrasi ile insan haklarına vurgu yaptı. “Biz, bu halkı temsil eden kurumlar olarak, Türkiye’deki gelişmeleri yok sayamayız.
Türkiye ile konuşmalıyız, Türkiye de bizimle konuşmalı.
Doğru zeminde, iyi ilişkiler kurulmalıdır.
Bizim tarafımız her zaman hukukun üstünlüğünden, insan haklarından ve toplumsal barıştan yanadır” dedi.
UBP-DP-YDP “hükümeti” zihniyetinin bu ülkeye hiçbir şey kazandırmadığını, aksine zaman kaybettirdiğini vurgulayan Erhürman, olmayan sorunlar yaratıldığını ifade etti.
Kıbrıs Sorununa Çözüm Arayışları
Cenevre’de gerçekleştirilen 5+1 gayri resmi toplantıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Erhürman, “Cenevre’ye gitmeden önce beklentinin yüksek olmaması gerektiğini söyledim.
Son dört yılda, Ersin Bey bir yemek bile yemem diyordu” dedi.
Dört yıl boyunca diyalog kurulmadan geçen sürecin sonunda iyi bir noktaya gelinmediğine işaret eden Erhürman, “Bu toplumun büyük bir kısmı çözüm istiyor. İnsanlar, mevcut sorunun içinde yaşamak istemiyor.
Dünyayla entegre olmak, Kıbrıs sorunundan kurtulmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.
Ekonomide inşaat ve turizm sektörlerinde ciddi sıkıntılar yaşandığını belirten Erhürman, “Ekonominin güneye kayması, karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık hakları gibi insan hakları ihlalleri devam ediyor.
Dokuz olan geçiş noktası on olamadı…” dedi.
Kıbrıslı Türklerin özne olma pozisyonundan çıktığını vurgulayan Erhürman, dört yılın ardından üst düzey bir diyalog gerçekleştirilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti.
Erhürman, “Cenevre’den diyalog ve Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) çıkabilirdi.
Kişisel temsilci atanması, Temmuz’da 5+1 görüşmelerinin gündeme gelmesi gibi bazı adımlar atıldı.
Bunlar için Cenevre’ye gitmeye gerek yoktu; ancak sıfır noktasından bire çıktıysak, bu da bir ilerlemedir.
Bu memleketin tarihine bakıldığında, son dört buçuk yıl kayıp zamandır” dedi.
Hem iç politikada hem dış politikada çok şey kaybedildiğini vurgulayan Erhürman, “Cenevre’ye dair değerlendirmem şu: Bir, sıfırdan büyüktür. Çözüme ancak diyalog ve diplomasiyle ulaşılır.
Kıbrıs Türk halkı, her alanda olduğu gibi Kıbrıs sorununda da çözüm istiyor.
Biz her soruna çözüm perspektifiyle yaklaşacağız” şeklinde konuştu.