ABD ile GKRY Arasındaki Savunma Anlaşması ve Bölgedeki Güvenlik Endişeleri

ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasındaki savunma anlaşması, bölgedeki güvenlik dinamiklerini nasıl etkiliyor? Anlaşmanın detayları ve güvenlik endişeleri üzerine derinlemesine bir analiz.

ABD ile GKRY Arasındaki Savunma Anlaşması ve Bölgedeki Güvenlik Endişeleri

Uzmanlar, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında imzalanan yeni savunma işbirliği anlaşmasının, Doğu Akdeniz bölgesindeki güvenlik endişelerini daha da derinleştirdiğine dikkat çekiyor.

Bu kapsamda, AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, anlaşmanın arka planını ve olası etkilerini ele aldı.

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof.

Dr. İsmail Şahin, ABD’nin GKRY ile askeri işbirliğini artırmasının temel nedeninin, Doğu Akdeniz’in artan jeopolitik öneminden kaynaklandığını belirtti. Şahin, bu bölgenin büyük doğal gaz rezervlerine sahip olmasının, ABD’nin GKRY ile ilişkilerini güçlendirme arayışında önemli bir etken olduğunu vurguladı.

  • Doğu Akdeniz, büyük doğal gaz kaynaklarına sahip bir bölge olarak ön plana çıkmaktadır.
  • Kıbrıs Adası, bu enerji kaynaklarının tam kalbinde yer almaktadır.
  • ABD, bu kaynaklar üzerindeki kontrolü artırmak ve bölgedeki enerji güvenliğini sağlamak amacıyla GKRY ile ilişkilerini derinleştiriyor.

Şahin, ayrıca ABD’nin Avrupa’nın enerji arzını çeşitlendirmek ve Rusya’ya bağımlılığı azaltmak amacıyla Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını stratejik bir öneme sahip gördüğünü ifade etti.

GKRY’nin bu enerji koridorunun önemli bir parçası olduğunu vurguladı.

Uluslararası Anlaşmaların İhlali ve Bölgesel Güvenlik Tehditleri

Prof.

Dr. İsmail Şahin, ABD’nin GKRY ile yaptığı anlaşmaların, Türk ve Rum ortaklığında Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kuran uluslararası antlaşmaların açık bir ihlali olduğunu belirtti.

Bu anlaşmaların, Kıbrıs Adası’nın silahlandırılmasına büyük destek sağladığını ifade etti.

Aynı zamanda, Ada’nın güneyinin yalnızca ABD tarafından değil, İngiltere ve Fransa tarafından da silahlandırıldığını belirten Şahin, bu faaliyetlerin Türkiye’nin yanı sıra tüm bölge için bir tehdit oluşturduğunu kaydetti.

BU HABER SENİN İÇİN  Gazimağusa'da Sahte Dolar Olayı ve Önlemler

Güney Kıbrıs’ın hızlı bir şekilde silahlandırılmasının, kuzeyde güvenlik tedbirlerinin alınmasını zorunlu hale getirdiğini vurguladı.

Şahin, “ABD’nin Dedeağaç’tan Kıbrıs’a kadar uzanan bir silahlanma yayına giriştiği görülüyor.

Bu durum, yalnızca caydırıcılık değil, aynı zamanda bölgesel çatışma riskini de artırıyor.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

İsrail’in Güvenliği ve ABD’nin Stratejileri

Şahin, ABD’nin Kıbrıs’ta askeri varlığını artırmasının önemli nedenlerinden birinin İsrail’in güvenliği olduğunu belirtti.

Kıbrıs Adası’nın, İskenderun’dan İskenderiye’ye kadar uzanan hattın güvenliği açısından kritik bir konumda bulunduğunu vurguladı.

Ayrıca, İngiliz üslerinin de İsrail’in güvenliğinde önemli bir rol oynadığını hatırlattı.

Son yıllarda ABD’nin teşvikiyle İsrail-GKRY ilişkilerinin önemli ölçüde geliştiğine dikkat çeken Şahin, “İki ülke, her alanda neredeyse stratejik bir ortaklık kurdu.

Bu işbirliği son olarak askeri sahada da genişletildi.” dedi.

ABD’nin, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da Rusya ve Çin’in etkisini azaltmak, İsrail’in güvenliğini artırmak, enerji kaynakları üzerinde kontrol sağlamak ve Türkiye’nin bölgedeki etkisini dengelemek amacıyla GKRY ile ilişkilerini güçlendirmeye çalıştığını ifade etti.

Tek Taraflı Anlaşmalar ve Bölgesel İstikrarsızlık

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof.

Dr.

Ramazan Erdağ, ABD’nin GKRY ile savunma anlaşması imzalayarak Kıbrıs Adası’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını yok sayan tek taraflı bir adım attığını belirtti.

Erdağ, bu anlaşmanın Birleşmiş Milletler (BM) çözüm planını reddettiğini ve GKRY’yi ödüllendirmeye yönelik bir girişim olduğunu vurguladı.

Erdağ, anlaşmanın bölgedeki güvenlik kaygılarına yanıt mekanizmaları oluşturulmasına dair 5 yıllık bir yol haritası sunduğunu belirtti.

KKTC’nin egemenlik haklarını göz ardı eden bu yaklaşımın, kendisinin bir “güvenlik sorunu” teşkil ettiğini ifade etti.

Bu tür anlaşmaların, Doğu Akdeniz’de istikrar ve işbirliği açısından zarar verebileceğini sözlerine ekledi.

KKTC ve Türkiye’nin anlaşmaya karşı çıkmasının, ABD’nin tek taraflı girişimlerinin bölge istikrarına katkı sağlamayacağını vurguladığını hatırlatan Erdağ, Türkiye’nin KKTC’nin egemenlik haklarını güçlü bir şekilde savunma kararlılığının ABD’ye önemli bir mesaj niteliğinde olduğunu belirtti.

BU HABER SENİN İÇİN  Eski Müzakereci Ergün Olgun'dan Kıbrıs Sorunu ve Türkiye-AB İlişkileri Üzerine Değerlendirmeler

Erdağ, ayrıca anlaşmanın bir başka boyutunun da “İsrail’in Filistin’deki soykırım ve vahşetine rağmen ABD’nin koşulsuz destek verdiği İsrail’e yeni bir güvenlik çemberi oluşturma girişimi” olduğunu ifade etti.

Bu tür bölge dışı aktörlerin tek taraflı girişimlerinin, istikrar ve güvenliğe katkı sağlamadığını, aksine yeni güvenlik sorunlarına yol açtığını kaydetti.

ABD’nin Askeri Varlığı ve Jeopolitik Hesaplar

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.

Dr.

Emete Gözügüzelli, ABD’nin Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlama ve bölgede hakimiyet kurma arzusu içerisinde olduğunu belirtti.

GKRY ile gerçekleştirilen askeri işbirliği anlaşmasının, Kıbrıs Adası’nın yeni bir Amerikan üssü haline getirilmek istendiğinin açık bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Gözügüzelli, anlaşmanın yalnızca bir caydırıcılık unsuru olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, GKRY’nin Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Afrika’daki etkin dış politikasını kendisine varoluşsal bir tehdit olarak gördüğünü ve bu anlaşmayla uluslararası hukuka aykırı bir tutum sergilediğini söyledi.

ABD’nin ise, İsrail’in güvenliğini “olmazsa olmaz” görerek, Çin ve Rusya’ya karşı yeni bir bariyer ve koridor oluşturma çabasında olduğunu belirtti.

Kıbrıs Adası’nın, Doğu Akdeniz’de hakimiyet kurmak açısından stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayan Gözügüzelli, “ABD’nin, İsrail saldırılarının bölgesel çatışmaya dönüşme riskine karşı GKRY ile bu tür bir işbirliğine girdiği görülmektedir.” dedi.

Gözügüzelli, ABD’nin GKRY gibi Yunanistan’da da askeri kapasitesini artırdığını hatırlatarak, Türkiye ile olan müttefiklik ilişkilerine duyduğu hassasiyetin azalmasıyla birlikte bölgede sürekli yeni müttefik arayışında olduğunu ifade etti. “KKTC’yi göz ardı eden politikalarla bölgede sadece istikrarsızlık ve çatışma ortamı oluşturulur.

Bu da bölge barışına hizmet etmez.” şeklinde konuştu.

Sonuç olarak, GKRY üzerinden ABD’nin attığı adımların son derece tehlikeli olduğunu belirten uzmanlar, bu durumun bölgedeki güvenlik dinamiklerini olumsuz etkileyeceğini ve yeni çatışma alanlarına yol açabileceğini vurguladı.

BU HABER SENİN İÇİN  Kuzey Kıbrıs'ta Fikri Mülkiyet Hakları İçin Önemli Gelişme

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ