Cevdet Yılmaz, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na Tam Üye Olması İçin Destek Verdi
Cevdet Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üye olması için destek verdi. Bu gelişme, KKTC’nin uluslararası alandaki konumunu güçlendirecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tatar’la Görüşmesinde KKTC’nin TDT’de Yerini Alacağını Vurguladı
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşallah en kısa zamanda tam üye olarak aile meclisimiz Türk Devletleri Teşkilatı’nda (TDT) yerini alacaktır; buna inanıyoruz, bunu temenni ediyoruz.” dedi.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanı Yardımcılığı Konutu’nda bir araya geldi.
Baş başa görüşme öncesinde Tatar ile ortak basın açıklaması yapan Yılmaz, karşılıklı ziyaretlerin ülkeler arasındaki yoğun iş birliğinin ve yakın eşgüdümün bir yansıması olduğunu belirtti.
Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlenen TDT 11.
Zirvesi’nde Tatar’ın onur konuğu olarak katılmasının kendilerini son derece mutlu ettiğini dile getiren Yılmaz, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşallah en kısa zamanda tam üye olarak aile meclisimiz Türk Devletleri Teşkilatı’nda yerini alacaktır, buna inanıyoruz, bunu temenni ediyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Bişkek Zirvesi’nde de ifade ettikleri üzere, Türk dünyası Kıbrıs Türkü’nün haklı davasını sahiplendikçe, birlik ve beraberliğimiz daha da kuvvetlenecektir.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Tatar ile ortak gündemdeki konulara ilişkin kapsamlı bir görüşme gerçekleştireceklerini aktararak, Kıbrıs Türkü’nün yarım asırdır maruz kaldığı haksız ve hukuksuz tecride rağmen refahını sağlamak amacıyla yürütülen projeler ile siyasi ve ekonomik alanlardaki gelişmelerin ele alınacağını; Kıbrıs meselesinde gelecek döneme yönelik öngörüler ve öncelikler hakkında değerlendirmelerde bulunacaklarını kaydetti.
“Çözüm Bölgesel İstikrara Katkıda Bulunacaktır”
2024 yılı Türkiye-KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nın, iş birliğinin en somut göstergelerinden biri olduğuna dikkati çeken Cevdet Yılmaz, şunları söyledi: “Bizler için Kıbrıs Türkü’nün ekonomik açıdan gitgide daha da sağlamlaşan bir temel üzerinde, müreffeh ve kuvvetli biçimde geleceğe istikrarla yürümesi, öncelikli bir hedeftir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişip güçlenmesi, sağlam ve dinamik bir ekonomiye sahip olması için pek çok ortak projeyi hayata geçiriyoruz.” Yılmaz, nitelikli kamu hizmetleri, altyapı, sağlık ve sosyal hizmetlere erişim ile refahın artırılması amacıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki kalkınmayı desteklemeye gayret ettiklerini belirtti.
Güçlü, ayakları yere sağlam basan bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşa etme konusunda Cumhurbaşkanı Sayın Tatar ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hükümetiyle iş birliği ve tam uyum içinde çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Yılmaz, “Tüm çabamız Kıbrıs Türk halkının ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin istikbali ve refahı içindir, insanımızın güvenliği içindir.
Kıbrıs Türkü’nün meşru haklarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde, Kıbrıs meselesinin adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması, ülkemizin en somut önceliklerinden biridir.” şeklinde konuştu.
Yılmaz, Tatar’la bu konuda aynı düşünceleri, tutumu ve tavrı paylaştıklarını ifade ederek, çözümün ancak Ada’daki gerçekler üzerine inşa edilebileceğini, tükenmiş ve iki tarafın rızasını yansıtmayan federal çözüm hedefleyen Birleşmiş Milletler (BM) parametrelerinde çözüm aramanın beyhude olduğunu, daha önce denenmiş ve sonuç alınamamış yolları tekrar denemenin bir anlamı olmadığını dile getirdi. “Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarının, bir diğer ifadeyle egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi çözüme giden yolu açacaktır.” diyen Yılmaz, bunun asgari tezahürünün de KKTC ile doğrudan uçuşlar, doğrudan ticaret ve doğrudan temasların önünün açılması olacağını belirtti.
Yılmaz, uluslararası toplumun KKTC’yi tanıması, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti: “Kıbrıs adasında çözüm, bölgesel istikrar ve refaha da şüphesiz katkıda bulunacaktır. Çözüm sadece Kıbrıs Türkleri için değil; tüm ada için ve tüm bölge için barış ve istikrarı daha da pekiştirecektir.
Biz anavatan ve garantör olarak Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin güvenliğini ve refahını her daim temin etmeye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişerek daha da güçlenmesini el ele çalışarak desteklemeye kararlıyız.”
Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın KKTC’nin egemen eşitliğine yönelik ortaya koyduğu net duruş ve ülkenin kalkınması yönündeki iradesini Türkiye Cumhuriyeti olarak en güçlü şekilde desteklediklerini bir kez daha ifade eden Yılmaz, “Sayın Cumhurbaşkanı’na ziyaretleri için çok teşekkür ederim.
Bu vesileyle kendisini ve tüm Kıbrıs Türkü kardeşlerimizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamladığımı yine ifade etmek istiyorum.” dedi.
Tatar: Cazibe Merkezi Oluyoruz
Ersin Tatar da “Siyasi konjonktüre, bölgedeki gelişmelere baktığımızda jeostratejik, jeopolitik, her türlüsüyle Doğu Akdeniz’deki Türk devleti, gerçekten bir cazibe merkezi olma noktasında büyük aşamalar kaydetmiştir.” dedi.
Tatar, burada yaptığı konuşmada, yakında KKTC’nin kuruluşunun 41. yılını kutlayacağını belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “KKTC, Türkiye’nin gözbebeği.” şeklindeki ifadesinin kendisini çok mutlu ettiğini kaydeden Tatar, Erdoğan’ın TDT 11.
Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te KKTC hakkında verdiği mesajların da önemli olduğunu vurguladı.
Tatar, “KKTC, Kıbrıs’ta iki devletten bir tanesidir, Kıbrıs’ta iki devlet vardır. İki halk vardır.
Gerçeklere bakıldığında da KKTC, Kıbrıs Türklerinin bağımsızlığının, hürriyetinin ifadesidir.
Dolayısıyla artık bunun dönüşünün olmayacağını dünya kamuoyu da yavaş yavaş anlamaya başlamıştır.” şeklinde konuştu.
KKTC’nin daha fazla rekabet edebilmesi ve önemli sektörlerde uzun vadeli gelişmeler yaşanmasının en büyük temennisi olduğunu dile getiren Tatar, “Siyasi konjonktüre, bölgedeki gelişmelere baktığımızda jeostratejik, jeopolitik, her türlüsüyle Doğu Akdeniz’deki Türk devleti, gerçekten bir cazibe merkezi olma noktasında büyük aşamalar kaydetmiştir.
Bütün bu sektörlerin oluşması, bu algının yerleşmesi hiç de kolay olmamıştır.” ifadelerini kullandı.
Tatar, 41 yılda önemli başarılar elde edildiğine dikkati çekerek, KKTC’nin önünün açılması amacıyla Türkiye’nin aldığı kararların kendileri için motivasyon kaynağı olduğunu belirtti.
Müzakerelerin Başlaması İçin Ortak Zemin Yok
KKTC’nin enerji sorununa da değinen Ersin Tatar, bu konuyu Avrupa Birliği (AB) ve Güney Kıbrıs’la gündeme getirdiğine işaret etti.
Tatar, Türkiye ile KKTC arasında çift yönlü enerji taşınmasına imkan verecek elektrik projesiyle hem Güney Kıbrıs’ın hem de KKTC’nin bu sisteme kolay ve kısa sürede bağlanabileceğini dile getirerek, “Maalesef karşı tarafın duruşu ve KKTC gerçeğini hala daha görememeleri, bu şekildeki bir anlayış karşısında bu, belki biraz gecikmeli olacaktır.” diye konuştu.
Tatar, bu sorunun da diyalog yoluyla çözülmesini umduklarını, bunun da KKTC ile Güney Kıbrıs’ın farklı projelerde birlikte hareket edebilme fırsatlarının önünü açabileceğine işaret etti.
KKTC’nin dünya kamuoyuyla paylaştığı ‘egemen eşitlik, eşit uluslar’ siyasetinin doğru olduğunu belirten Tatar, “Yapıcı müzakere sürecinin başlayabilmesi için bizim 3D dediğimiz direkt ticaret, direkt uçuş, direkt temas noktasında açılımlarla bunu da başarabileceğimizi BM Genel Sekreteri’nin (Antonio Guterres) Şahsi Temsilcisi (Maria Angela Holguin) Cuellar’la paylaştık.” dedi.
15 Ekim’deki gayriresmi görüşmeyi hatırlatan Tatar, “Kıbrıs’ta şu anda müzakerelerin başlaması için ortak bir zemin yok.” şeklindeki BM’nin açıklamasının önemli olduğuna dikkati çekti.
Tatar, BM ile görüşmeler sürerken KKTC’nin ekonomik ve sosyal yapısını güçlendirmesi gerektiğinin ve Türkiye ile yapılan çeşitli çalışmaların önemli olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, yine Bişkek’te Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına güçlü şekilde sahip çıktığı için bizleri orada görmekten duyduğu memnuniyeti ve bütün Türk devlet başkanlarının bizleri yakın gelecekte tam üye olarak görmek istediklerini ifade etmesi, bize çok önemli güç kaynağı olmuştur.”