Çin’de Yabancı Yatırımda Tarihi Düşüş ve Ekonomik Etkileri
Çin’de yabancı yatırımın tarihi düşüşü, ekonomik büyüme ve küresel ticaret üzerindeki etkilerini inceliyoruz. Yatırımcılar için önemli ipuçları ve gelecekteki olası senaryolar hakkında bilgi edinin.

Çin’de Yabancı Yatırımda Tarihi Düşüş
Devlet Döviz İdaresi’nin verilerine göre, 2024 yılında net doğrudan yabancı yatırım, 168 milyar dolara düşerek, 1990 yılından bu yana en büyük sermaye kaçışını yaşadı. Özellikle 2021 yılında 344 milyar dolarlık tarihi bir zirveye ulaşan yabancı yatırımlar, son yıllarda önemli bir düşüş gösterdi.
Uluslararası şirketlerin Çin pazarından geri çekilmesi, yerli firmaların da hızla paralarını yurtdışına transfer etmesine yol açtı.
Çinli yatırımcılar, 2024 yılında yurtdışına 173 milyar dolar gönderirken, yabancı yatırımcıların ülkeye yönlendirdiği miktar sadece 4,5 milyar dolar olarak kaydedildi.
Bu, 1992 yılından bu yana en düşük seviyeye işaret ediyor. Özellikle ABD ile Çin arasında ticaret savaşlarının yeniden alevlenmesi ve daha fazla şirketin bu çatışmaya dahil olması, sermaye çıkışlarını durdurmayı zorlaştırabilir.
Başkan Donald Trump, tüm Çin ürünlerine %10 oranında gümrük vergisi getirirken, Çin de Google’a yönelik bir soruşturma başlatarak, Calvin Klein’ın sahibi PVH Corp’un kara listeye alınması gibi çeşitli misillemelerde bulundu.
Wall Street Journal, Çin’in Apple Inc., Broadcom Inc. ve Synopsys Inc. gibi teknoloji devlerini de soruşturmayı düşündüğünü bildirdi.
Ekonomik Yavaşlama ve Jeopolitik Riskler
Çin ekonomisindeki yavaşlama ve artan jeopolitik gerginlikler, birçok şirketin Çin kaynaklı risklerini azaltma yönünde önlemler almasına yol açtı.
Ayrıca, ülkede elektrikli araçlara ani geçiş, yabancı otomobil üreticilerini hazırlıksız yakalayarak, bazılarını yatırımlarını geri çekmeye veya azaltmaya zorladı.
Net akışları izleyen SAFE’nin verileri, yabancı şirketlerin karlarındaki eğilimler ve Çin’deki operasyonlarının büyüklüğündeki değişiklikleri yansıtıyor.
Pekin, ekonomiyi canlandırmak amacıyla faiz oranlarını, çoğu gelişmiş ülkenin çok altına düşürdü.
Bu durum, çokuluslu şirketlerin nakitlerini Çin dışına çıkarması için daha fazla sebep sundu ve muhtemelen bazı yeni yatırımları maskeleyen fonların geri gönderilmesine yol açtı.
Geçtiğimiz yılın ilk üç çeyreğinde FDI yükümlülüklerinde yaklaşık 13 milyar dolarlık net bir düşüş yaşandı.
SAFE tarafından geçen yılın sonlarında yayınlanan bir açıklamaya göre, yeni gelen sermaye yatırımları neredeyse 20 milyar dolara ulaştı.
Bu, yabancı firmaların Çin’e yatırım yaptığı miktardaki genel düşüşün çoğunlukla borç geri ödemeleri ve kâr geri dönüşleri gibi faktörlerden kaynaklandığını gösteriyor.
SAFE, geçen yıl yerel bir medya raporuna atıfta bulunarak, yatırımlardaki düşüşü açıklamak için bu faktörleri öne sürdü.
Birleşmiş Milletler’in raporuna göre, Çin’e yapılan doğrudan yabancı yatırımda %29’luk bir düşüş gözlemlendi.
Bu oran, gelişmekte olan ülkelerde %2, küresel olarak ise %8 oranında bir azalma ile karşılaştırıldığında oldukça kayda değer.
Japon Yatırımcıların Çekilmesi
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın raporuna göre, Japon şirketlerinin Çin’e yeni fonlar taahhüt etme konusundaki temkinliliği, Pekin’in daha fazla yabancı sermaye çekmeye çalışırken karşılaştığı zorlukların bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Japon firmaları, 1970’lerin sonlarından bu yana Çin pazarına açılan ilk yabancı şirketler arasında yer alıyor ve hâlâ en büyük yabancı yatırımcı konumundalar.
Ancak son verilere göre, Japonya’daki firmaların geçen yıl yaptıkları yeni yatırımlar, 2023’ün en düşük seviyesinde sabit kaldı. Örneğin, Toyota Motor Corp’un Şanghay’da Lexus elektrikli araçlar üretmek için 700 milyon dolarlık bir tesis açması bile, bu eğilimin daha da kötüleşmesine engel olamadı. Çin’deki Japon şirketlerinin neredeyse yarısı, Çin Ticaret ve Sanayi Odası’nın yakın zamanda yaptığı bir anketin sonuçlarına göre, bu yıl yatırımlarını azaltacaklarını veya yeni fon getirmeyeceklerini belirtti.
Buna karşın, bazı portföy yatırımcıları son zamanlarda Çin’deki varlıklarına eklemeler yapmayı tercih etti.
Piyasadaki ruh hali, tahvil fiyatlarındaki yükseliş ve merkez hükümetinin ekonomik teşvik planlarını açıklamasından önceki Eylül ortasında görülen düşük noktadan itibaren anakara hisse senetlerindeki yaklaşık %25’lik artış sayesinde iyileşme kaydetti.