Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre Açıklamaları ve Dr. Fazıl Küçük Sempozyumu

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre’deki açıklamaları ve Dr. Fazıl Küçük Sempozyumu üzerine detaylı bir inceleme. Kıbrıs’ın geleceği için atılan adımlar ve tarihsel bağlamda önemli gelişmeler hakkında bilgi edinin.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre Açıklamaları ve Dr. Fazıl Küçük Sempozyumu

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre Açıklamaları

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleştirilecek olan 5+1 formatındaki gayriresmi Kıbrıs konulu toplantıya dair önemli açıklamalarda bulundu.

Tatar, “Cenevre’de eğer 1974’ten bu yana barış, güven ve huzurun devamı için bir şeyler yapılacaksa, mutlak surette yeni bir anlaşma ancak iki devletin işbirliğiyle olabilir.” şeklinde konuştu.

Dr.

Fazıl Küçük ve Halkın Sesi II.

Uluslararası Sempozyumu

Başkent Üniversitesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Dr.

Fazıl Küçük Vakfı tarafından, Ankara’daki TİKA Konferans Salonu’nda “Dr.

Fazıl Küçük ve Halkın Sesi II.

Uluslararası Sempozyumu” düzenlendi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Dr.

Fazıl Küçük Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Akay Küçük, sempozyumda birer konuşma yaptı.

Tatar’ın Sempozyumdaki Konuşması

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sempozyumda yaptığı konuşmada, Kıbrıs davasının yürütülmesinin bir ruh, heyecan, inanç ve sevgi meselesi olduğunu vurgulayarak, Dr.

Fazıl Küçük’ün de kendisini halk davasına adadığını ve halka yönelik ücretsiz hizmetler sunduğunu ifade etti.

Ayrıca, Tatar, Küçük’ün 1942’de “Kıbrıs’ta ayrı bir halk var” siyasetinin temelini attığını belirtti.

Kıbrıs Türkü’nün adanın asli unsuru olduğunu vurgulayan Tatar, “Dr.

Fazıl Küçük’ün ifade ettiği gibi, Kıbrıs Türk halkı ayrı bir halk.

Diliyle, diniyle, kültürüyle, mücadelesiyle her yönüyle ayrı bir halk.” dedi.

Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını korumak için egemenlik temelinde bir anlaşma için mücadele ettiklerini aktaran Tatar, Kıbrıs Türk halkının tarihsel mücadelesine de değindi.

Tatar, “Türkiye, 1960 anlaşmasının garantörüdür.

Dr.

Fazıl Küçük’ün imzalamış olduğu ‘Kıbrıs Cumhuriyeti Anlaşması’ bizi bugünlere kadar getirmiştir.

Kıbrıs Türk halkının egemen eşit bir halk olarak tanınması açısından bu anlaşma çok önemliydi.” ifadelerini kullandı.

Küçük’ün atmış olduğu imzayla egemenlik temelinde bir anlaşma için mücadelelerini başarıyla sürdürebildiklerini belirterek, gelecek hafta Cenevre’de Türkiye ve Yunanistan dışişleri bakanlarının katılacağı toplantıda bu konuları dile getireceğini kaydetti.

Kıbrıs Türk halkının soylu bir geçmişinin olduğunu vurgulayan Tatar, bağımsız bir Türk devletine sahip olan Kıbrıs Türk halkının, geçmişi ve yaptıklarıyla Doğu Akdeniz’de en az Rum halkı kadar hak sahibi olduğunu ifade etti.

Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde 17-18 Mart’ta Cenevre’de yapılacak 5+1 gayriresmi Kıbrıs toplantısına ilişkin olarak, “Cenevre’de eğer 1974’ten bu yana barış, güven ve huzurun devamı için bir şeyler yapılacaksa, mutlak surette yeni bir anlaşma ancak iki devletin işbirliğiyle olabilir.

Federal temelde bir anlaşmanın maksadı Türkiye’yi adadan çıkarmaktır.

Rum yönetimi bunu her gün dile getiriyor.” dedi.

Ersoy’un Sempozyumdaki Mesajları

Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da sempozyumda yaptığı konuşmada, Dr.

Fazıl Küçük’ün yalnızca bir siyasetçi değil, aynı zamanda halkının sesi olmayı başarmış bir fikir ve dava adamı olduğunu belirtti.

Ersoy, “Dr.

Küçük ve sonrasında merhum Rauf Denktaş’ın liderliğinde Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadele, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kimliğini, haklarını ve özgürlüğünü koruma yolundaki kararlılığının bir simgesidir.” dedi.

Ersoy, Dr.

Küçük’ün 1942’de çıkarmaya başladığı “Halkın Sesi Gazetesi” ile Kıbrıs Türk halkının sesini dünyaya duyurmakta önemli bir rol üstlendiğini vurgulayarak, o tarihten bu yana aralıksız yayın hayatına devam eden gazetenin, Kıbrıs Türkü için önemli bir sembol olduğunu söyledi.

Dr.

Küçük’ün 1984’teki vefatı sonrasında, ailesi tarafından 1998’de kurulan Dr.

Fazıl Küçük Vakfı’nın, onun mücadelesini ve milli gayretlerini tanıtmak, Kıbrıs Türk Halkının mücadele tarihini ve ilkelerini nesilden nesle aktarmayı amaçladığını dile getiren Ersoy, kendilerinin de bu konudaki önemli çalışmalara imza attığını anlattı.

TİKA aracılığıyla 2020’de Dr.

Fazıl Küçük Müzesi’nde yer alan çalışma odasına, Dr.

Fazıl Küçük’ün birebir gerçekçi bir balmumu heykelinin yaptırıldığını bildiren Ersoy, “Bunun yanı sıra Halkın Sesi Gazetesi ve Dr.

Küçük’e ait önemli belgelerin titizlikle taranarak geniş kitlelerin erişimine sunulması için de gereken katkı verilmiştir.

Projenin hayata geçirildiği günden bu yana 40 yıllık arşivin tümü taranarak ve dijitalleştirilmesi sağlanmıştır.

Söz konusu çalışmalar, bu değerli mirasın gelecek nesillere aktarılması ve kültürel hafızamızın korunması adına büyük bir adım olmuştur.

Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Türkiye’nin Kıbrıs Türk Halkına Desteği

Sempozyuma KKTC, Türkiye, Azerbaycan, Almanya ve İtalya’daki üniversiteler, kamu kurumları ve araştırma merkezlerinden yetkililerin katıldığını ve 27 bildiri sunulacağını paylaşan Ersoy, Kıbrıs meselesinin doğru bir şekilde kavranabilmesi ve yorumlanabilmesi adına sempozyumun önemli bir adım olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin, her zaman Kıbrıs Türk halkının haklı davasında yanında olduğunu belirten Ersoy, “Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bizler de Kıbrıs Türk kültürünün, sanatının ve tarihinin korunması, yaşatılması ve dünyaya tanıtılması için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız.

Kıbrıs Türk halkının zengin kültürel mirasını gelecek nesillere aktarmak, tarihine sahip çıkmak ve onu daha geniş kitlelere duyurmak hepimizin ortak görevidir.” ifadelerini kullandı.

Dr.

Fazıl Küçük’ün Mücadelesi

Dr.

Fazıl Küçük için hazırlanan kısa film gösteriminin ardından konuşan Dr.

Fazıl Küçük Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Akay Küçük, Fazıl Küçük’ün Kuzey Kıbrıs’ın Anavatan’dan kopmaması için büyük bir mücadele verdiğini vurguladı.

Küçük, “O Anavatan’ı uyandırdı, harekete geçirdi.

Gün geldi Kıbrıs’taki Rum toplumlarıyla da mücadele etti.

Enosis’i gerçekleştirmek amacıyla kurulan yeraltı terörist örgütü EOKA çapulcularıyla savaştı. 1963 kanlı Noel’den 1973’e kadar Kıbrıs Türkü’nün en zor günlerinde toplumun başında mücadele verdi.

Halkının yanından kaçmadı.

Kıbrıs Türkleri’nden maddi ve manevi hiçbir şey almadı, aksine verdi. İşte biz bugün buralarda onu anıyor ve sizlere anlatmaya çalışıyorsak, onun verdiği sonsuz mücadeleden dolayı duyduğumuz şükran borcundandır.” sözlerini sarf etti.

Sempozyum kapsamında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, TİKA Başkanı Serkan Kayalar ile akademisyenler ve uzmanlar, Dr.

Fazıl Küçük’ün mücadelesini ve Kıbrıs Türk halkının hak arayışını ele aldı.

Katılımcılar, konuşmaların ardından Dr.

Fazıl Küçük’ün fotoğraflarının yer aldığı sergiyi gezdi.

BU HABER SENİN İÇİN  Dijital Dönüşüm ve Ulaşım Yatırımları: KKTC ve Türkiye İş Birliği
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ