Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre Açıklamaları ve Kıbrıs Meselesi
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre’de yaptığı açıklamalar, Kıbrıs meselesinin geleceği üzerinde önemli etkiler yaratıyor. Tatar’ın görüşleri, çözüm arayışlarını ve uluslararası ilişkileri derinlemesine inceliyor.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre Açıklamaları
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs meselesinde yeni bir yaklaşım ve yapıcı bir anlayış ile Cenevre’ye gideceklerini, burada Kıbrıs’ın gerçeklerini uluslararası topluma aktaracaklarını belirtti.
Barış, huzur ve güvenliğin devamının, hem Kıbrıs Türk halkının hem de Rum halkının refahını artırmanın, iki tarafın ve devletin işbirliğiyle mümkün olabileceğini vurguladı.
Tatar, “Hem Rum halkına hem Türk halkına çok daha müreffeh yarınları birlikte sunabileceğimizi ve bütün bu olumlu ve yapıcı yaklaşımlarımızın uluslararası toplum tarafından daha fazla gecikmeden kabul edilmesi gerektiğini tüm samimiyetimizle ifade edeceğiz.” dedi.
Yeni Yaklaşım ve İki Devletli Çözüm
Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki görüşmesi öncesinde yaptığı açıklamada, Cenevre’de Kıbrıs’ın gerçeklerini anlatma fırsatını bulacaklarını dile getirdi.
Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde, iki devletin işbirliğiyle Kıbrıs’ta kalıcı bir anlaşmanın mümkün olduğunu muhataplarına ileteceğini belirtti.
Barış ve Güvenliğin Önemi
Dünyanın birçok yerinde yaşanan çatışma ve krizlere dikkat çeken Tatar, Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenliğin devam etmesinin ne denli önemli olduğunu vurguladı.
Bireylerin Refahı İçin Yapıcı Yaklaşım
Kıbrıs adasında turizm, kültürel miras, enerji, su ve gaz gibi birçok alanda gerçekleştirilebilecek projelerin mevcut olduğunu ifade eden Tatar, “Bu gerçekleri görerek, hem Rum halkına hem Türk halkına birlikte daha müreffeh yarınlar sunabileceğimizi ve olumlu, yapıcı yaklaşımlarımızın uluslararası toplum tarafından kabul görmesi gerektiğini samimiyetle ifade edeceğiz.” dedi.
Uluslararası İzolasyon ve Sabrın Tükenişi
Tatar, KKTC’nin yıllardır maruz kaldığı ambargo ve izolasyonların, halkın sabrını tükettiğine dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
- “Kıbrıs’ta iki asli unsur bulunmaktadır: Kıbrıs Türk halkı egemen bir halk, Kıbrıs Rum halkı da egemen bir halktır.
Ancak bir tarafta tanınmış bir devlet, diğer tarafta ise ambargo altında sıkıntılar çeken Kıbrıs Türk halkı bulunmaktadır.”
- “Uluslararası izolasyonun kaldırılması gerektiğini.” Tüm samimiyetimizle ifade edeceğiz.
Türkiye’nin Rolü ve KKTC’nin Güçlenmesi
Tatar, KKTC’nin en büyük şansının ana vatan ve garantör ülke Türkiye’nin daha da güçlenmesi olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin savunma sanayisindeki başarılarına ve bölgesel, küresel dengelerdeki söz hakkına dikkat çekti.
Cenevre’deki Denge Unsuru
Cumhurbaşkanı Tatar, Cenevre toplantısında KKTC’nin Türkiye ile aynı masada yer alacağını ve bunun diğer muhataplar karşısında bir denge unsuru olacağını ifade etti.
Türkiye’nin desteğiyle elektrik, su, tarım, sanayi, inşaat, emlak ve hizmet sektörlerinde önemli gelişmeler yaşandığını belirtti. İlerleyen dönemde, kişi başına düşen gelirin artabileceğini, KKTC halkının sağlık, eğitim, ulaşım ve hizmet sektöründeki kalitenin artışıyla daha refah içinde yaşayabileceğini dile getirdi.
2025 Protokolü ve Ekonomik İşbirliği
Tatar, var olan potansiyelin gerçekleştirilmesinde ve artırılmasında ciddi ortak çalışmaların zamanla sonuç verdiğini belirterek, ekonominin büyümesini ve daha sürdürülebilir bir noktaya gelmesini umut etti.
Türkiye’nin KKTC ekonomisine sağladığı desteğin önemini vurgulayan Tatar, 2025 Mali ve İktisadi İşbirliği Protokolü’nün imzalanmasıyla yeni bir dönem başlayacağını ifade etti.
TEKNOFEST ve KKTC’nin Gelişimi
Tatar, 1-4 Mayıs tarihlerinde KKTC’de düzenlenecek TEKNOFEST’in hayırlı olacağını dile getirerek, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’a ve Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı’na teşekkür etti.
Festival kapsamında birçok ziyaretçi ve seçkin bilim insanının KKTC’yi ziyaret edeceğini belirten Tatar, “Bütün dünyaya verilecek mesaj, Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti’nin gelişmekte olduğu, teknolojik ilerlemelerle takip edildiği ve Türkiye’nin desteğiyle yeni alanların açılabileceğidir.” dedi.