Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Kıbrıs ve Ekonomi Üzerine Açıklamaları

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Açıklamaları

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta iki devletin iş birliğine dayalı bir çözüm modelinden asla vazgeçilmeyeceğini vurgulayarak, “Bu saatten sonra bizim geri dönüşümüz olamaz.” ifadelerini kullandı.

Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) gelişimi ve kalkınması için Anavatan Türkiye’nin desteğiyle var güçleriyle çalıştıklarını belirten Tatar, “İzolasyonlar, ambargolar altında, zulme rağmen bu devletin hak ettiği noktaya ulaşması hiç de kolay değil.” şeklinde konuştu.

Bugün tanıtımı yapılan 2025-2029 Kalkınma Planı hakkında bilgi veren Tatar, gerçekçi rakamların ortaya konduğunu, 15 bin dolar civarında olan fert başına milli gelirin 2029’da 20 bin dolara ulaşmasının öngörüldüğünü ifade etti.

Tatar, “Ekonomik göstergeler, istikrarın bu şekilde devamı durumunda ekonomimizin gelişebileceğine, refahın artabileceğine işaret ediyor.” dedi.

Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan ekonomik ve mali iş birliği protokollerinin hayata geçirilmesi için birlik ve beraberlik içerisinde çalıştıklarını vurgulayan Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı KKTC’nde görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Kıbrıs konusunda da açıklamalarda bulunan Tatar, 62 yıldır izolasyonlara, temel insan hakkı ihlallerine ve zulme maruz kalan Kıbrıs Türk halkının asla yılmadığını kaydetti.

Gelişmek, refahı artırmak ve ileriye gidebilmek için dayanışma içinde ve bir bütün olarak çalışmanın önemine değinen Tatar, “Tek vücut olarak mücadele vermek olmazsa olmazdır.” dedi.

• Tatar, “Hem Anavatan Türkiye’yle bağlarımızı kopartmaya hem de kendi içimizdeki birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışanlar vardır ve olacaktır.” ifadesini kullandı.
• “Bu teşebbüslere halkımız gerekli yanıtı vermiştir ve bundan sonra da vereceğine dair inancım tamdır.” dedi.

Kıbrıs Türk halkından aldığı güç ve destekle Rum liderle diyaloğunu sürdürdüğünü belirten Tatar, 15 Ekim 2024’te New York’ta BM Genel Sekreteri Guterres’in ev sahipliğinde yapılacak gayriresmi akşam yemeğinde Rum liderle bir araya geleceğini anımsattı.

O yemeğin hemen ertesinde, BM Genel Sekreteri tarafından yapılan yazılı açıklamayı hatırlatan Tatar, açıklamada 3 önemli sonucun vurgulandığını dile getirdi.

• “Bunlardan birincisi yeni ve resmi bir siyasi sürece başlanabilmesi için taraflar arasında ortak bir zemin olmadığı saptamasıydı.” dedi.
• “İkincisi, Sayın Genel Sekreter ev sahipliğini yapacağı genişletilmiş bir toplantı düzenleyeceğini duyurmuştu.” diye ekledi.
• “Üçüncü olarak, iki liderin yeni geçiş kapılarının açılması gündemiyle adada bir araya gelme konusunda uzlaştığını duyurmuştu.” şeklinde konuştu.

Mart ayı ortalarında İsviçre’de düzenlenmesi beklenen genişletilmiş gayriresmi toplantıya ilişkin detayların, BM Genel Sekreteri Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nın temaslarının ardından netleşeceğini dile getiren Tatar, DiCarlo ile 10 Şubat’ta görüşeceğini kaydetti.

Kara sınır kapılarıyla ilgili gelişmelere de değinen Tatar, 20 Ocak’ta Rum liderle resmi bir buluşma gerçekleştirdiğini ifade ederek, “9 kara sınır kapımızın hepsinde olağanüstü bir yoğunluk yoktur.” dedi.

Yıllık geçişlerde araçlı geçişlerin yüzde 65’inin Metehan kapısından gerçekleştiğini belirten Tatar, önümüzdeki ay açılışını yapacakları Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Cumhuriyet Meclisi ve 400 dönümlük Cumhuriyet Parkı’nın bölgedeki yoğunluğu artıracağını vurguladı.

Lefkoşa’nın doğusunda Haspolat’ta ticari araçlara yönelik yeni bir kapının açılmasının gerektiğini belirten Tatar, “Rum liderin, kapı değil transit geçişlerde ısrar ettiğini gördüm.” dedi.

Kiracıköy ve Akıncılar bölgesinde geçiş arzusu içinde olanların taleplerine yanıt vermek amacıyla bir adım daha atıldığını belirten Tatar, Haspolat’a ek olarak Limya-Akıncılar kapısının da açılabileceği önerisini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Tatar, TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ülkeye ziyaretine ve açıklamalarına da dikkat çekerek, “Kıbrıs’ın gerçeklerini karşı tarafın kabul etmesiyle her iki tarafın da kazanacağı birçok ciddi projenin hayata geçirilebileceğini” ifade etti.

Tatar, federal temelde bir anlaşma için son 50 yıldır yapılanların boşa zaman harcamak olduğunu, özellikle Annan Planı ve Crans Montana’dan sonra federal anlayışla müzakerelerin tekrar başlatılmasının anlamını yitirdiğini belirtti.

“Kıbrıs eski Kıbrıs, Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz değil.” diyen Tatar, bölgedeki gelişmelere dikkat çekerek, “Anavatan Türkiye ile KKTC arasındaki enerji, güvenlik ve ekonomik iş birliği Kıbrıs Türk halkı için son derece değerlidir.” ifadelerini kullandı.

Coğrafyada, Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelere rağmen KKTC’nin emin adımlarla yoluna devam ettiğini de belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Zemin, istikrar ve Kıbrıs Türk halkının mücadelesi bir başarı öyküsüne dönüştü.” diye konuştu. 1974 Barış Harekatı’nın yalnızca Kıbrıs Türk halkına değil, Rum halkına da büyük başarılar kazandırdığını ifade eden Tatar, “Orada ekonomik gelişme ve kalkınma olduysa, bütün bunlar Kıbrıs’taki barışa bağlıdır.” dedi.