Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Güncel Konuşmalar ve İddialar

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Güncel Konuşmalar

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşma istemleri ele alınıyor.

Bu çerçevede ilk olarak CTP Milletvekili Devrim Barçın, “Hükümetin Yasaya Aykırı Yaptığı ve Sn.

Ersin Tatar’ın da Onayladığı Siyasi Atamalar, İşe Gitmeden Maaş Alanlar ve İstatistik Kurumu Verileri” konulu güncel konuşma istemi ile söz aldı.

Barçın’ın İddiaları

CTP milletvekili Devrim Barçın, UBP, DP ve YDP hükümetinin kamu kaynaklarını yasaya aykırı bir şekilde kullandığını, halkın vergilerini yine yasaya aykırı olarak belirli gruplara çıkar sağlamak amacıyla harcadığını öne sürdü.

Barçın, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da bu tür faaliyetleri onaylayarak katkı sunduğunu iddia etti.

Belgelerle bu durumu ortaya koyacağını ifade eden Barçın, “Hiçbir kişiyle şahsi bir sorunum yok; çoğunu da tanımıyorum.

Derdim, kamu kaynaklarının ve halkın vergilerinin yasaya aykırı şekilde belirli gruplara peşkeş çekilmesidir.” dedi.

Barçın, 26 Eylül 2023 tarihinde Bakanlar Kurulu’nun Devlet Planlama Örgütü’nde (DPÖ) yatırım danışmanlığı yapmak üzere bir sözleşmeli personel istihdam ettiğini, bu kişinin UBP Parti Meclisi üyesi olduğunu belirtti.

Söz konusu kişinin işe gitmediği halde maaş aldığını savunan Barçın, bu kişinin mesai saatleri içinde haftalık TV programı yaptığını iddia etti.

Kamu Görevlileri Yasası’na aykırı olarak izinsiz ve özürsüz bir şekilde devletten maaş alarak işe gitmemesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı.

Barçın, “Herkesin ifade özgürlüğü vardır, ancak bu kişi sürekli hakaretler ediyor.

Eğer bu devam ederse, yasal hakkımı arayacağım.” şeklinde konuştu.

DPÖ yatırım danışmanı sıfatıyla bir kamu çalışanının mesai saatleri içinde televizyon programı yapmasının kabul edilemeyeceğini dile getirdi.

Ayrıca, sözleşmesi biten personele ödemelerin yapılmadığını ancak bahse konu şahsın 1 Ekim 2024 itibarıyla sözleşmesi sona ermesine ve DPÖ’ye gitmemesine rağmen Maliye Bakanlığı tarafından 5 aydır maaş ödemesi aldığını belirtti ve bu konuda suç duyurusunda bulundu.

İçişleri İskan ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürü’nün üçlü kararname ile görevden alındığını ve Harita Dairesi’ne müdür olarak atandığını söyleyen Barçın, bu kişinin Harita Dairesi Müdürlüğü için aranan niteliklere sahip olmadığını savundu.

Cumhurbaşkanı Tatar’ı bu atamaya araştırmadan ve sormadan imza attığı için eleştiren Barçın, bu konunun peşini bırakmayacaklarını ifade etti.

Cezaevinde müdür muavini bulunmadığını vurgulayan Barçın, tüzüğe aykırı şartlı tahliye uygulamaları yapıldığını belirtti.

Müdür muavinliği kadrosunun münhal ilan edilmemesini eleştiren Barçın, şartlı tahliyelerle ilgili Savcılığı göreve çağırdı.

İstatistik Kurumu’na yapılan atamanın yasal ancak liyakatsız olduğunu belirten Barçın, İstatistik Kurumu’nun hata yaptığını ve bu durumun CTP’li ve UBP’li vekiller tarafından kayda alındığını söyledi.

Liyakatı olmayan bir atamanın sonucunda seyrüsefer ücretlerinin hayat pahalılığına yansımadığını ifade eden Barçın, Başbakan Ünal Üstel’in hayat pahalılığının düşük çıkması için talimat verdiğini savundu. “Çalışanın cebine elinizi atmaktan vazgeçin.” dedi.

Berova’nın Yanıtı

Maliye Bakanı Özdemir Berova, söz alarak Devrim Barçın’a yanıt verdi.

Devlete sözleşmeli personel alımının Bütçe Yasası çerçevesinde düzenlendiğini ve burada hangi niteliklere sahip personelin alınabileceğinin belirtildiğini kaydetti.

Berova, 2018 öncesinde sözleşmeli olarak alınacak personelin uzmanlık alanının yüksek lisans veya daha üst bir diploma ile sınırlı olduğunu belirtti.

Ancak dörtlü hükümet döneminde bu kuralda değişikliğe gidildiğini ifade etti.

Barçın’ın bir sözleşmeli personelle ilgili iddiaları üzerine Berova, sözleşmede ikinci iş yapmasına ilişkin bir kural olup olmadığını inceleyeceğini söyledi.

Berova, ilgili müdürü çağırarak gerçek durumu öğreneceğini ve fazla ödeme yapılmışsa geri ödemesi için gerekli işlemleri yapacağını belirtti.

Barçın’ın “liyakat uzmanlığı” yaptığını ve atanan kişileri rahatça liyakatsız ilan ettiğini söyleyen Berova, İstatistik Kurumu’ndaki verilerin Avrupa Birliği standartlarına uygun yapıldığını da belirtti.

Berova, hayat pahalılığı endeksinin 5 yılda bir revize edilmesi gerektiğini ancak bu revizyonun yapılmadığını ifade etti ve Başbakan Üstel’e iftira atıldığını kaydetti.

Oğuz’un Açıklamaları

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz da söz alarak, Harita Dairesi Müdürlüğü ataması ile ilgili iddialara yanıt verdi.

Harita Dairesi’nin bir yıldır müdürü olmadığını, oraya müdür olabilecek bir kişi olduğunu ancak emekliliğine dokuz ay kaldığı için uygun görülmediğini açıkladı.

Oğuz, partizanca birini atamaya meraklı olsalardı pozisyonu bir yıl boş bırakmayacaklarını vurguladı. Şartlı tahliyeden herkesin yararlanamayacağını belirten Oğuz, başvuruların bir kısmının şartlı tahliyeden yararlanabileceğini, ancak cinsel içerikli suçlular ile katillerin şartlı tahliyeden yararlanamadığını aktardı.

Barçın’ın Tekrar Söz Alması

Devrim Barçın, yeniden söz alarak Harita Dairesi Müdürlüğü’ne ilişkin yasanın hangi niteliklere haiz olması gerektiğini belirtti ve gerekli niteliklere sahip olmayan bir atama yapılmasıyla ilgili Sayıştay’ın derhal soruşturma başlatmasını istedi.

Barçın, Bakan Oğuz’un bahse konu kişinin aranan niteliklere haiz olmadığını kabul ettiğini de söyledi.

Ayşegül Baybars’ın Konuşması

Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars, “Sigortacılık Sektörünün Sigortası Attırılmaya mı Çalışılıyor?” konulu güncel konuşma istemi ile kürsüye çıktı.

Konuşmasının başında Devrim Barçın’ın konuşmasını ibret verici bulduğunu kaydeden Baybars, verilen yanıtlarda halkın yetkililerin nasıl yasaları hiçe saydığını gördüğünü söyledi.

UBP-DP-YDP Hükümeti’nin sigortacılık sektörünü de rant kapısı haline getirdiğini ifade eden Baybars, son bir buçuk yılda sigorta şirketi sayısının arttığını belirtti.

Sigorta şirketi kurulmasındaki koşullara dikkat çeken Baybars, verilen sigorta izinleri içinde genel müdürü olmayan şirketler bulunduğunu ifade etti.

Sigorta şirket sayılarının nüfusa oranla fazla olduğunu da belirten Baybars, en büyük rant kapılarından birinin sınır kapılarındaki sigortalar olduğunu söyledi.

Sınır kapılarından elde edilen sigortanın aylık 10-15 milyon euro civarında olduğunu belirten Baybars, hükümetin yandaşlarına rant sağladığını savundu.

Hükümeti, “sigortacılığı rant kapısı haline getirmek ve sektörün ayağına kurşun sıkmakla” suçlayan Baybars, devlet eliyle kamu kaynaklarının birer birer tüketildiğini ve ülkenin kayba uğratıldığını öne sürdü.

Yıllardır 31 olan sigorta şirketi sayısının bir buçuk yılda nasıl 45’e çıktığını kimsenin açıklayamayacağını söyledi. “Sakın bize ‘yasal kriterlere uyan herkese sigorta izni veririz’ savunması yapmayın.” diyen Baybars, hukuksuz bir düzen yaratılarak ülkenin perişan hale getirildiğini belirtti.

Baybars, ekonomik istikrarı sağlayan, kalkınmaya aracı olan, işletmeleri ve bireyleri korumaya yönelik hizmet veren bu sektörün ayakta kalması için hem düzenleme hem de denetleme yapılması gerektiğini kaydetti. “Bu sektörü siyasi ranttan uzaklaştıracaksınız.” diyerek sigortacılık için yapılması gerekenleri sıralayan Baybars, şeffaflığa, liyakate ve kurumsallığa vurgu yaptı.

Ayrıca, sigorta şirketi izinlerinin kimlere verildiğinin isimleri ile açıklanmasını istedi.

Solyalı’nın Değerlendirmesi

CTP Milletvekili Ürün Solyalı, “Sigortacılık Sektöründe Yaratılan Çarpıklık” konulu konuşma yaptı.

Sigortacılık ile ilgili Ayşegül Baybars’ın gündeme getirdiği konunun son zamanlarda sosyal medya ve basında da tartışıldığını belirten Solyalı, sigortacılarla yaptığı görüşmelerde bu konuda uyarılar aldıklarını ifade etti.

Sigorta Hizmetleri Yasası’nın temel amacının 3’üncü maddede belirtildiğini belirterek bu maddeyi okudu. 6’ncı maddede belirtilen müdür görevlerini de okuyan Solyalı, bu dönemde 10 tane sigortacılık izni verildiğini, ancak bunların hiçbirinin kurulmadığını kaydetti.

Verilen izinlerin Resmi Gazete’de yayımlanan kararlarını talep eden Solyalı, Para Kambiyo Dairesi’nin üç tane denetmeni bulunduğunu ancak sigorta şirketi sayısının 45’e çıktığını açıkladı.

Solyalı, “Maliye siyasi bir risk alıyorsa bunu topluma mal edemez.” dedi.

Aynı insanların farklı şirketlerde direktör göründüğünü de kaydeden Solyalı, bunun şaibeli olduğunu ifade etti.

Berova’nın Son Açıklamaları

Maliye Bakanı Berova, yeniden söz alarak sigortacılık sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Baybars’ın “yandaşlarınıza sigorta şirketi izni veriyorsunuz” iddiasına yanıt veren Berova, dönemi içerisinde başvuru yapanların yasal gereklilikleri yerine getirmiş olanlara izinlerin verildiğini vurguladı.

Açık ve şeffaf davrandıklarını belirten Berova, hem birlikle hem acentecilerle görüştüklerini ve ilgili yasayı ağustos ayında Meclis’e sevk ettiklerini ifade etti.

Sigortacılar Yasası’nın öncelikli yasa olarak görüşülmesini rica eden Berova, bazı sigorta şirketlerinin bu durumdan rahatsız olabileceğini ancak bunun önemli olmadığını dile getirdi. Şeffaflıktan hiçbir zaman taviz vermediklerini belirten Berova, sigorta şirketi ön izni için gerekli belgeleri sıraladı ve yasal gerekliliklerin yerine getirildiğini yineledi.

Hayat grubu için 30 milyon TL’lik bir sermayenin söz konusu olduğunu ifade eden Berova, yeni yasa ile bunu 40 milyon TL’ye çıkardıklarını açıkladı.

Yasal mevzuat neyse onun yapıldığını yineleyen Berova, risk analizi yapılacak deniyorsa, bunun yapıldığını ifade etti. “Bize başvuran, yasal gereklilikleri yerine getirenleri geri çevirebilmemiz doğru olan bir konu değildir.” diyen Berova, “Bu alanda başvuran ve başvuru gerekliliğini yerine getirenlere bu izinler verilmiştir.” şeklinde konuştu.

Berova, yeni yasanın yürürlüğe girmesi ve sermaye oranlarının artırılmasıyla birlikte konunun daha da düzene gireceğini kaydetti.

Sınır kapıları ile ilgili konunun sıkıntılı bir konu olduğunu belirten Berova, sınır kapılarında sıra ile nöbetleşe girme uygulamasının kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Solyalı’nın Son Yorumları

CTP Milletvekili Ürün Solyalı, yeniden söz alarak kürsüye çıktı.

Verilen izinlerin Resmi Gazete’de yayınlanmadığını belirterek, bu nedenle şirketlerin kurulmamış sayıldığını ifade etti. Çeteleşme resminin ortaya çıktığını savunan Solyalı, sektörün aklıyla dalga geçildiğini kaydetti. “Adınıza da, toplum adına da üzgünüm.” dedi.