Ekonomik İstikrarsızlık ve Alım Gücü Sorunları

Ekonomik istikrarsızlık ve alım gücü sorunları, bireylerin yaşam standartlarını etkileyen önemli faktörlerdir. Bu içerikte, Türkiye’deki ekonomik dalgalanmaların sonuçları ve halkın alım gücündeki azalmaların nedenleri ele alınmaktadır.

Ekonomik İstikrarsızlık ve Alım Gücü Sorunları

Hükümetin ekonomik sorunlara yaklaşımını sorgulayan Erhürman, bu durumun mantık hatalarına işaret ettiğini belirtti.

Ekonomik sorunların başında, piyasada istikrar sağlanamaması geldiğini vurgulayan Erhürman, “Piyasada istikrar yok çünkü öngörülebilirlik bulunmuyor” dedi.

Piyasadaki istikrarsızlık ve öngörü eksikliğinin, bireylerin alım gücünde ciddi bir erimeye yol açtığını dile getiren Erhürman, “Maaşlar yüksek olabilir; ancak aldığınız hizmetin miktarı, maaş artışlarıyla orantılı değildir.

Hedefimiz, piyasalarda istikrar sağlamak, alım gücünü korumak ve mümkünse artırmak olmalıdır” ifadelerini kullandı.

Piyasalardaki dalgalanmaların, halkı zor durumda bıraktığını ve alım gücünü zedelediğini belirten Erhürman, “Piyasaya bir istikrar getirmemiz gerekiyor.

Bu amaçla, stabil bir para birimine endeksli muhasebe sistemini önerdik; ancak bu önerimiz kabul edilmedi.

Bunun yerine, alım gücünü koruma amacıyla yeni bir uygulamaya geçtiniz.

Ancak bu uygulama, beklenen sonuçları vermedi ve hayat pahalılığı arttı” dedi.

  • Personel giderleri ve asgari ücret artarken, devletin gelirleri de yükseldi.
  • Bu durum, kısır bir döngü yaratarak fiyatların artmasına ve alım gücünün düşmesine sebep oldu.

Erhürman, maaşların yalnızca TL cinsinden değil, döviz cinsinden de arttığını belirterek, “Bu durum, bir felakettir” dedi.

Ancak bu artışın, satın alınan ürün ve hizmetlerin miktarında bir artış sağlamadığını ifade etti. “Öyle bir noktaya geldik ki, Euro’nun 36,5 TL olduğu bir ortamda, insanlar Güney Kıbrıs’tan alışveriş yapmayı tercih ediyor.

Kuzey Kıbrıs’tan alışveriş yaparken alım gücünüz düştü, Güney Kıbrıs’ta aynı maaşla daha fazla şey alabiliyorsunuz.

Bu durum, kötü bir ekonomi yönetiminin sonucudur” diye ekledi.

Geçen yılın üçüncü çeyreğine göre, bu yılın üçüncü çeyreğinde Kuzey’den Güney’e geçiş sayısının yüzde 18 arttığını, Güney’den Kuzey’e geçişlerde ise yüzde 11 azalma olduğunu aktaran Erhürman, “Bu geçişler çoğunlukla ekonomik nedenlerle gerçekleşiyor” dedi.

BU HABER SENİN İÇİN  Ekonomik Örgütler Platformu'ndan Asgari Ücret Saptama Komisyonu'na Eleştiri

Ayrıca, Güney’den yapılan alışverişlerin artış gösterdiğine dikkat çekti.

Tufan Erhürman, “Güney’den Kuzey’e geçişler azaldı.

Bu durum ciddi bir sorunu işaret ediyor ve Kuzey’den Güney’e yapılan geçişlerin çoğu alışveriş amaçlı.

Kuzey’de yaşayanların Güney’e geçiş hakkı olsaydı, bu oran çok daha yüksek olurdu” şeklinde konuştu.

Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz’in “Allah Güney’e geçemeyenleri korusun” sözlerini hatırlatan Erhürman, “Güney’deki fiyatların daha ucuz olduğunu belirtti.

Bu, bir yıl içindeki fiyat değişikliklerini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Kuzey Kıbrıs’ta alım gücü açısından durum oldukça kötü” dedi.

Erhürman, “Bu ülke pahalı bir hale geldi.

Euro 36,5 TL, fakat Güney Kıbrıs’ta bir kahve, Kuzey’deki kahvenin yarı fiyatına” diyerek turizmde de kayıplar yaşandığını vurguladı. “Bugüne kadar bu durumu yarattınız ve şimdi düzelttiğinizi iddia ediyorsunuz.

Hayat pahalılığı modelini değiştirirken alım gücünü korumak adına bir sistem getirdiniz; ama bu sistem, alım gücünü koruyamadı. Şimdi ise alım gücünü daha da düşürecek bir sisteme geçiyorsunuz.

Bu düzenlemenin alım gücünü koruyacağına dair kimse iddia edemez” dedi.

Erhürman, “Hükümet”in ivedilikle istediği düzenlemenin, insanların alım gücünü daha da geriye götüreceğini savunarak, “Alım gücü daha da düşecektir.

Bu, bu ülkenin ihtiyacı mı?” diye sordu.

Tüm gelir getirici sektörlerin aşağı doğru bir seyir izlediğine dikkat çeken Erhürman, “Bilin ki komite safhasında büyük tartışmalar yaşanacaktır.

Geleceği satıyorsunuz. 2026’dan itibaren bu ülkede maaşla çalışan herkes büyük bir ekonomik düşüş yaşayacaktır. Çok basit bir şey yaptığınızı düşünüyorsunuz, ancak yarattığınız sorun, varoluşsal bir sorundur.

Bu sorunun yaratılmasına müsaade etmeyeceğiz” şeklinde sonlandırdı.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ