Ergün Olgun’dan Kıbrıs, Suriye ve Türkiye’nin Stratejik Önemi Üzerine Değerlendirmeler
Ergün Olgun, Kıbrıs, Suriye ve Türkiye’nin stratejik önemini derinlemesine değerlendiriyor. Bölgesel dinamikler, jeopolitik ilişkiler ve gelecekteki gelişmeler üzerine kapsamlı bir analiz sunuyor.
Cumhurbaşkanlığı Eski Özel Temsilcisi Ergün Olgun’dan Önemli Açıklamalar
Cumhurbaşkanlığı eski Özel Temsilcisi Ergün Olgun, iki taraf arasında yeni sınır kapıları açılması çalışmalarına dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Bu yeni kapıların ekonomik ve sosyal köprüleri güçlendirmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Taha Can GÜRLEK tarafından KIBRIS TV’de Nihan Yücel’in hazırlayıp sunduğu “Gündem Özel” programında Olgun, gündemdeki geçiş kapıları, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ve Kıbrıs meselesi üzerine kapsamlı yorumlar yaptı.
Suriye’deki Gelişmelerin Bölgesel Etkileri
Olgun, Suriye’de meydana gelen olayların bölge üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, “Suriye’deki paradigma değişikliği bölgeyi etkileyecek”“2024 yılı içerisinde yaşanan en önemli olay bana göre Suriye’de yaşananlar.
Bu olaylar, Türkiye için büyük bir öneme sahipken, bölge dinamiklerini de yeniden şekillendirecektir.
Bu şekillendirme sürecinin Kıbrıs’a da yansımaları olacaktır”
Trump’ın Yeniden İktidara Gelmesi ve Ukrayna Krizi
ABD’de Trump’ın yeniden iktidara gelmesinin Orta Avrupa ve Orta Doğu’daki ihtilafların çözümü açısından katalizör etkisi yaratabileceğini belirten Olgun, Ukrayna’daki savaşın tarafların yıpranması nedeniyle çözüm noktasına yaklaştığını ifade etti. “Taraflar ciddi kayıplar verdi ve artık bu savaş çok pahalı bir hal aldı.
Trump’ın etkisiyle, Ukrayna’da uzlaşı için taraflar açısından tavizlerin verileceği bir çözüm uzak değil”
Türkiye’nin Stratejik Önemi
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki stratejik önemine vurgu yapan Olgun, Avrupa Birliği’nin (AB) karar alma süreçlerindeki yavaşlığına karşılık Türkiye’nin hızlı hareket etme yeteneği ile dikkat çekti. “Türkiye’nin savunma sanayiindeki atılımları, Karadeniz’i kontrol eden bir konumda bulunması, gücü ve Asya ile Avrupa’yı birleştiren stratejik yeri, onu bölgedeki en etkili aktörlerden biri haline getiriyor”
Ayrıca, Türkiye’nin Libya, Azerbaycan-Ermenistan çatışması ve Rusya-Ukrayna arasındaki savaş sonrası sağladığı başarıların, Kıbrıs Rum tarafını da düşündüren unsurlar arasında yer aldığını ekledi.
Kıbrıs Meselesinde Federal Çözüm Modelinin Uygun Olmadığına Dikkat
Olgun, Kıbrıs meselesine dair görüşlerini paylaşırken federal çözüm modelinin Rum tarafı için bir araç olduğuna dikkat çekti. “Rumlar Kıbrıs’ı bir Helen adası olarak görme vizyonundan vazgeçmiyor.
Federal ortaklıklar, karşılıklı ihtiyaçlara dayanır ancak Rumlar, ihtiyaç bırakmamak için gereken her şeyi elde etti”
Federal yapının, Kıbrıs Türk tarafının egemenlik ve eşit statü taleplerini karşılamadığını da vurguladı.
BM Güvenlik Konseyi Kararlarına Eleştiriler
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin federal çözüm modelini destekleyen kararlarına yönelik eleştirilerde bulunan Olgun, “Bu kararlar, Kıbrıs Türk tarafının iradesi dışında alındı.
Kendi hak ve çıkarlarımız doğrultusunda hareket etmek zorundayız.
Bize dayatılan çözüm modelleri kabul edilemez”
Kapı Açılımlarının Rolü
Geçiş kapılarının açılmasının iki taraf arasında sosyal ve ekonomik bağları güçlendireceğini ifade eden Olgun, bu sürecin dikkatli bir şekilde planlanması gerektiğini belirtti. “Kapılar sadece geçiş noktası değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bağlar için önemli köprülerdir.
Ancak bu süreçte rekabet gücümüzü de göz önünde bulundurmalıyız”
İş Birliği Vurgusu
Son olarak, Kıbrıs’ta çözüm için iki tarafın eşit temelde iş birliği yapmasının önemine değinen Olgun, “Kavga doğru bir yöntem değil; hem enerjiyi hem de geleceği tüketir.
Kıbrıs meselesi sadece Türkler ve Rumlar arasında değil, aynı zamanda Türk ve Yunan ulusları arasında bir meseledir. İki ulus arasında olan bu meselede bir ulus diğerinin altında olmamalıdır.
Dolayısıyla eşitlik zemininde bir iş birliği vizyonu geliştirmeliyiz”