Erhürman’dan Kıbrıs’ın Geleceği ve Gayrimenkul Satışları Üzerine Uyarılar
Erhürman, Kıbrıs’ın geleceği ve gayrimenkul satışları hakkında önemli uyarılarda bulunuyor. Ekonomik gelişmeler, yerel pazar dinamikleri ve yatırım fırsatları üzerine derinlemesine bir analiz sunuyor.
Erhürman’ın Sosyal Medya Paylaşımı Üzerine
Erhürman, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Kıbrıs’ın geleceği ve özellikle gayrimenkul satışları konusundaki endişelerini dile getirdi. Şunları ifade etti:
“Gidilecek köyün minarelerinin göründüğünü dört yıldır anlatıyoruz.
Yabancılara düzensiz, kuralsız, uluslararası hukuku göz ardı eden mal satışı, başımıza içeride ve dışarıda sorunlar açacak” derken, bir yanda “yürüyün de korkmayın” diyenler, diğer yanda ise “yürüyelim ama korkmayalım” diyenlerin bulunduğuna dikkat çekti.
Öncelikle, kontrolsüz nüfus artışının önemli bir unsuru haline geldiğini belirttiği bu durum, belli ilçelerin ve bölgelerin hızla yabancılaşmasına yol açtı.
Kıbrıs Türk halkı, ev sahibi olma ya da kiralama konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaya başladı. “Sanıldı ki bu durum yalnızca alıcıyı etkileyecek.
Satıcı, sattıkça daha da kazançlı çıkacak” diye ekledi.
Sonrasında, uluslararası basında çıkan olumsuz haberler ve güneyde açılan davalar gündeme geldi.
Erken ve aceleci düzenlemeler yapıldığını vurgulayan Erhürman, “O kadar saçma düzenlemeler yapıldı ki, yıllarca ‘bu alan düzenlenmelidir’ diyen CTP, getirilen düzenlemeye hem komitede hem de genel kurulda ret oyu verdi” dedi.
Son gelişmeler sonucunda, “Yap-sat sektörü yabancıya kapatılacak, kendi iş insanımızı koruyacak, topraklarımızın daha fazla satılmasını önleyeceğiz” diyenlerin, uygulamada durumun pek de öyle olmadığını anladıklarını ifade etti.
Yabancı sermayenin delik bulup içeride yatırımlara devam edeceğini, hatta bir yol bulup vatandaşlık veya yatırım izni vereceklerini belirtti.
Erhürman, “Şimdi bir yasa gücünde kararnameyle, yabancı ortağının %49 hisseye sahip olduğu şirketler de yap-sat sektörüne girebilir hale getirildi” diyerek, bu durumun kayıtsız kalınamayacak bir sorun olduğunu vurguladı.
Yabancı yatırımcıların KKTC vatandaşı yatırımcıyla aynı şartlarda mal alıp yap-sat sektörüne girebileceğini belirten Erhürman, “Hadi bakalım, inşaat sektöründeki büyük KKTC yatırımcısı ne kadar rekabet edebilecek bu yabancı yatırımcıyla, göreceğiz” diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Kıbrıs sorunu ile ilgili yanlış politikalar, yönetimdeki beceriksizlikler ve ülkenin geleceğine dair umursamazlık, “ne yerli alıcıda hal bıraktı ne de yabancı alıcıda güven” dedi.
Son gelişmelerin, ülkedeki sermayenin el değiştirme sürecinin hızlanmasından başka bir şey olmadığını vurguladı.
Erhürman, “KKTC vatandaşı işçi, memur, emekli, küçük esnaftan sonra KKTC vatandaşı sermaye de yurtsuzlaşma sürecindedir” diyerek, bu durumun tehlikelerine dikkat çekti. “Bu işler böyledir; önce birine, sonra diğerine dokunur fırtına.
Siz, ‘bana nasılsa dokunmaz’ diye rahattasınız sanırsınız.
Sonra size de dokunduğunda anlarsınız aslında rahatta olmadığınızı ama o zaman da çok geç olur.”
Erhürman, “Bu yurtsuzlaşma sürecine bir an önce dur demek zorundayız.
Dış politikada da iç politikada da yanlış üzerine yanlış üreten bu zihniyetten kurtulmadıkça, içeride de dışarıda da daha başımıza örülecek çok çorap var!” diyerek, Kıbrıs Türk halkının varlığını koruma mücadelesinin önemine vurgu yaptı.
“Kıbrıs Türk halkı, varlığını çok zor koşullarda korudu ve korumak zorundadır.
Ayrıca, Kıbrıs Türk halkının, bunu içeride ve dışarıda herkese anlatabilecek, çözüm formüllerini üretebilecek güçlü bir insan kaynağına sahip olduğunu unutmamalıyız.” dedi. İlk adımın, Kıbrıs Türk halkının var oluşuna dair kaygılardan uzak olan bu zihniyetten kurtulmak olduğunu belirtti.