Güney Kıbrıs’ın Askeri İşbirliği ve Kıbrıs Sorunu Üzerindeki Etkileri

Güney Kıbrıs’ın askeri işbirliği, Kıbrıs sorunu üzerindeki etkilerini derinlemesine inceliyor. Bu içerikte, bölgedeki stratejik dinamikler ve uluslararası ilişkilerin nasıl şekillendiğine dair kapsamlı bir analiz bulacaksınız.

Güney Kıbrıs’ın Askeri İşbirliği ve Kıbrıs Sorunu Üzerindeki Etkileri

LAÜ Öğretim Üyesi Doç.

Dr.

Muhittin Tolga Özsağlam, Güney Kıbrıs’ın ABD ve Fransa ile askeri iş birliğini geliştirme çabalarını değerlendirdi. Özsağlam, “Asimetrik güç kullanımı var…” diyerek, uluslararası alanda son yıllarda yaşanan güç dengeleri ve küçük devletlerin uluslararası ittifak arayışlarını vurguladı.

Güney Kıbrıs’ın ABD ile askeri ilişkilerini daha da ileri götürme çabaları ve Fransa ile mevcut stratejik anlaşmalarını geliştirme hedefleri gündemde.

Lefke Avrupa Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç.

Dr.

Muhittin Tolga Özsağlam, bu durumun Kıbrıs sorununa etkilerini KIBRIS gazetesine değerlendirdi. Özsağlam, “Güney Kıbrıs’ın bu çabalarının Kıbrıs sorununa nasıl etki edeceği, Rumların askeri anlamda yaptığı tek taraflı anlaşmaların adadaki mevcut iki ayrı devleti güçlendirip güçlendirmeyeceği, bu durumun federasyon talebiyle çelişip çelişmediği ve Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile Güney Kıbrıs yetkililerinin son dönemdeki görüşmelerinin Kıbrıs sorunu sürecine nasıl etki edeceği?” gibi önemli soruları yanıtladı.

Özsağlam, küçük devletlerin orta ölçekli bölgesel güçlere karşı uluslararası alanda ittifaklarla meydan okumaya çalıştığını ifade ederek, “Adanın bütünü üzerinde tarafların iddiada bulunabilmesi ancak federal bir sistemle mümkün olacaktır.” dedi.

Doç.

Dr. Özsağlam, Güney Kıbrıs’ın BM Güvenlik Konseyi daimî üyesi olan tek AB devleti olarak Fransa ve ABD ile olan iş birliğini artırma çabalarının Kıbrıs sorununa olan etkilerini de değerlendirdi. Özsağlam, “Uluslararası alanda yıllardır asimetrik güç kullanımı mevcuttu.

Buna son 25-30 yıldır asimetrik diplomasinin de eklendiğini söyleyebiliriz.” dedi ve küçük devletlerin, orta ölçekli bölgesel güçlere karşı uluslararası alanda ittifaklarla meydan okuma çabalarını öne çıkardı.

Özsağlam, Elenleşen ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ (Güney Kıbrıs) liderliğinin, Rum Yönetimi eski Başkanı Nikos Anastasiadis ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ile birlikte, AB-NATO bütünleşmesi çerçevesinde Fransa ile askeri ilişkilerini derinleştirdiğini belirtti.

BU HABER SENİN İÇİN  Cevdet Yılmaz'dan KKTC Elektrik Sorunlarına Çözüm Değerlendirmesi

Bu durumun, “neo-liberal dış politika yaklaşımının jeopolitik önceliklerle birleşmesi anlamına geldiğini” vurguladı.

Rumların askeri anlaşmalar yaparak attığı tek taraflı adımların adadaki mevcut iki ayrı devleti güçlendirip güçlendirmeyeceği ve bu durumun federasyon talebiyle çelişip çelişmediği konularında da değerlendirmelerde bulunan Özsağlam, şöyle devam etti:

  • “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan İttifak ve Garanti Antlaşmaları, adanın genel güvenliği ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne ilişkin Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık’a yükümlülükler yüklemekte ve yetkiler vermektedir.”
  • “Özetle, adanın savunmasına ilişkin Kıbrıs Cumhuriyeti (Kıbrıs Türk Toplumu-Kıbrıs Rum Toplumu) Türkiye ve Yunanistan’ın istişaresi söz konusu olmalıdır.”
  • “Gelinen noktada, böylesi bir süreç yaşanmamaktadır.

    Ancak net olan şu ki, adanın bütünü üzerinde tarafların iddiada bulunabilmesi ancak federal bir sistemle mümkündür.”

Özsağlam, federal sistemin dışlandığı durumda Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin adanın güneyinde herhangi bir hak iddia edemeyeceğini belirtti.

Aynı şekilde Kıbrıslı Elenlerin de, federal kültürden yoksun yaklaşımlarla adanın kuzeyinde herhangi bir iddiada bulunamayacaklarını ifade etti. “Bu bakımdan konuyu soğukkanlı bir şekilde değerlendirmekte yarar vardır.” dedi.

Özsağlam, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile Güney Kıbrıs yetkilileri arasındaki görüşmelerin Kıbrıs sorunu sürecine etki edeceği noktasında da görüşlerini açıkladı. “Son dönemdeki Türkiye-Yunanistan görüşmelerini, istikşafi diplomasi süreci olarak görüyorum.

Tarafların pozisyonlarını tanımlamaları ve olası çözümleri dayatmadan dile getirmeleri gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Özsağlam, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ve Güney Kıbrıs yetkilileri arasındaki lobide geçen görüşmelerin resmi olmadığını vurgulayarak, “Ancak şu var ki, Kıbrıs Türk liderliği uluslararası diplomasi alanında yeterince görünür değil.

Bu bakımdan özne olabilmek adına kendisini göstermek durumundadır.” dedi.

Daha önceki cumhurbaşkanları ve toplum liderlerinin bu konudaki tutumlarını hatırlatarak, “Bu süreçte dikkatli ve stratejik adımlar atmak büyük önem taşımaktadır.” şeklinde sözlerini tamamladı.

BU HABER SENİN İÇİN  Narkotik Operasyonu: Sentetik Cannabinoid İle Yakalanan Zanlı Mahkemede
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ