Hasipoğlu: Güney Kıbrıs, Askeri Üs ve Casusluk Merkezi Olma Yolunda

Hasipoğlu’nun analizine göre, Güney Kıbrıs, stratejik konumu ve artan askeri iş birlikleriyle askeri üs ve casusluk merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Bu gelişmelerin bölgedeki dengelere etkisi üzerine derinlemesine bir bakış.

Hasipoğlu: Güney Kıbrıs, Askeri Üs ve Casusluk Merkezi Olma Yolunda

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu’nun Açıklamaları

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Güvenlik Kuvvetleri Bütçesi ile ilgili yaptığı açıklamalarda, “Son dönemlerde adamız etrafında yaşanan siyasi, askeri ve jeopolitik gelişmeleri derinlemesine değerlendirdik.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin lideri, bir yandan bizimle federal bir çatı altında masaya oturmak için can attığını belirtirken, diğer yandan kendi bölgesini yabancı güçlerin askeri varlığına tamamen tahsis etmiş durumdadır.

Başka bir deyişle, Güney Kıbrıs, büyük bir Anglo-Amerikan ve NATO üssüne dönüşmüştür,” ifadelerini kullandı.

Hasipoğlu, “Öncelikle NATO üyeliğini gündeme getirmişler, ardından ise İsrail’den savunma füze sistemleri satın almışlardır.

Güney Kıbrıs, 2025 yılı bütçesinde, tarihinin en yüksek savunma bütçe rakamı olan 588 milyon Euro’yu komitesinden geçirmiştir,” diye ekledi.

Son birkaç yıl içinde Rum tarafının askeri adımlarına baktığımızda, “Tarihte ilk kez ABD askeri bütçesine eklenen bir madde ile 2027 yılına kadar Rum tarafının askeri eğitim programına dahil olan ülkeler listesine alındığını görmekteyiz.

Andreas Papandreu Üssü’ne Amerikan pervaneli uçakları, Ağrotur’a U-2A casus uçakları ve Larnaka Hava Alanı’na C-130 pervaneli askeri nakil uçakları konuşlandırılmıştır.

Limasol’da Amerikan savaş gemileri demirlemiş durumda, Mari’de ise 2023 yılı itibarıyla Amerikalılar bir helikopter pisti inşa etmektedir,” şeklinde belirtti.

Hasipoğlu, “Ayrıca, Savunma Paktı aracılığıyla Fransızlar ve ikili savunma iş birliği programıyla Almanlar da Güney Kıbrıs sınırları içinde faaliyetlerine başlamış durumdadır,” dedi.

Hristodulidis’in Stratejisi

Hasipoğlu, “Hristodulidis’in adayı İngiliz, Amerikan ve Fransız askeri güçlerine teslim ettiğini” vurgulayarak, “Etrafımız tam anlamıyla bir ateş çemberine dönüşmüş durumda.

Ancak, Hristodulidis’in adayı ateş topu haline getirme çabalarının, Anavatan Türkiye’nin yanımızda olduğu sürece sonuçsuz kalacağını belirtmek isterim.

Ne kadar silahlanırlarsa silahlansınlar, Türkiye Cumhuriyeti olduğu müddetçe bu çabaların beyhude olduğunu ifade ediyorum,” dedi.

BU HABER SENİN İÇİN  Mavi Dil Hastalığıyla Mücadele Toplantısı

Hasipoğlu, “İşte bu yüzden Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin etkin ve fiili garantisi, UBP’nin kırmızı çizgisidir.

Federasyon çözümünü savunanların Guterres çerçeve belgesinin birinci maddesine dikkat etmesini rica ediyorum.

Müdahale hakkı sürdürülebilir değildir.

Gerek adada askerin bulunması gerekse müdahale hakkı belli bir sürenin sonunda son bulmalıdır.

Bu nedenle egemen eşitliğimiz ve Türkiye’nin müdahale hakkının devamlılığı, ileride nasıl bir çözüm olursa olsun bizim vazgeçemeyeceğimiz bir şarttır,” şeklinde konuştu.

Son olarak, “Bizler komşumuz olan Rum yönetiminin bir NATO savaş üssü, casusluk merkezi ve tatbikat alanı olmasını istemiyor, bunun yerine barış ve huzur içerisinde iki devletin iş birliğini görmek istiyoruz,” diyerek sözlerini tamamladı.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ