İsias Otel Davası’nda Ahmet Bozkurt’un Savunması
İsias Otel Davası’nda Ahmet Bozkurt’un savunması, olayın detaylarını ve hukuki boyutunu ele alıyor. Bu içerikte, davanın seyri, Bozkurt’un argümanları ve sürecin etkileri hakkında derinlemesine bilgi edinin.
İsias Otel Davası’nın Beşinci Duruşması
Adıyaman 3.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen İsias Otel davasının beşinci duruşmasında sanık Ahmet Bozkurt, son gelen suçlamaları kesin bir dille reddetti.
Bozkurt, bilirkişi raporunu “ısmarlama” olarak tanımlayarak, “Ben 1993 yılında arsa sahibiydim, 1995 yılında bina sahibi oldum.
Ben müteahhit değilim, sadece mal sahibiyim.
Son bilirkişi raporunda beni inşaat mühendisi, mimar gibi değerlendirmişler, beni teknik ekipten biri olarak göstermişler” dedi.
Bina Sahibi Olarak Sorumluluğum Yok
Bozkurt, “Bina sahibi olarak bilgim olsaydı, bu binayı asla yapmazdım.
Böyle bir sorumluluğun altına girmem” diyerek, duruşmadaki iddialara yanıt verdi. “Bugüne kadar hiçbir konuda suç işlemedim, sabıkam yok.
Ben kanundan korkan bir aile reisiyim ve son gelen suçlamaları asla kabul etmiyorum.
Bu rapor tamamen ısmarlama” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, “Mimar değilim, müteahhit ya da inşaat mühendisi de değilim ama tüm sorumluluk benim ve ailemin üzerine yıkılıyor” şeklinde ekledi.
İnşaat Sürecinde Kullanılan Malzemeler
Ahmet Bozkurt, inşaat sürecine dair önemli bilgiler de paylaştı. “Adıyaman’da o dönem teknolojik imkanlar mevcut değildi.
Adıyaman’ın tüm kumu Göksu çayından elde ediliyordu. ‘Agrega’ denilen taş da bu kumdan yapılıyordu” dedi. “Ben demirci değilim, eşim ve çocuklarım da demirci değil” diyerek, inşaatta kullanılan malzemeler hakkında bilgi verdi.
Proje ve Ruhsat Süreci
Bozkurt, “1993 yılındaki projede ne yazdıysa o yapıldı. 1993 yılında tamamlanan bir kolonu etriyenin içinden çıkarıp nasıl uzatabilirdik ki?
Teknik konuları bilemezdik.
Proje, belediyede kontrolden geçmiş ve belediye bunları doğru yapılmış olarak imzalamış, ruhsatları bize teslim etmiştir” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, binaya ruhsat veren bazı kamu görevlilerinin isimlerini de açıkladı.
Devlet Kredisi ve Ödemeler
Devletten aldığı krediyle ilgili olarak, “Ödeme planı sonunda, devletten aldığım paranın tamamını 2006’da ödedim” bilgisini verdi.
Bozkurt, “Ön tarafta teras vardı, sürekli tavandan akıntılar oluyordu.
Ben de burayı profilden hafif bir malzemeyle kapatma kararı aldım, bu kesinlikle kaçak kat değil” dedi. “Suçlamalar çok fazla.
Kimse depremden bahsetmiyor.
Kaçak kat denilen yer için imar barışından yararlandım” şeklinde ekledi.
Aile Bireyleri ve Deprem Gecesi
Çocuklarının bina yapıldığında çok küçük olduklarını ifade eden Bozkurt, “Kızım Şule Özbek, damadım ve torunlarım depremden iki gün önce Adıyaman’a geldiler.
Otelde kalmak istediler.
Aile içinde karar aldık ancak pazar günü kar yağdığı için sabah döndüler.
Kar yağmasaydı, biz hepimiz deprem gecesi otelde olacaktık” diyerek duygusal bir anekdot paylaştı.
Sonuç ve İtirazlar
“Deprem kıyametti, yorum yaparken bu durumun dikkate alınması gerekiyor” diyen Bozkurt, “23 aydır tutukluyum ve hayatımın sonuna geldim. Önemli hastalıklarım var.
Binamı yaparken en iyisini yapmak için çabaladım.
Eğer kar amacı gütseydim, bu kadar masraf yapmazdım.
Turizm Bakanlığı, belediye, Hazine Bakanlığı ve Kalkınma Bankası tarafından denetlenen bir yer.
Ben mal sahibi ve şirket sahibiyim, suçlamaları kabul etmiyorum.
Bu rapora sonuna kadar itiraz ediyorum.
Hiçbir kusurumuz yok ve bizi suçlamak için taraf olunmuş” şeklinde son sözlerini dile getirdi.