İsias Otel davasında ara karar açıklanacak
Türkiye’de 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremde, Adıyaman İsas Otel’de hayatını kaybeden Şampiyon Melekler ve tur rehberlerinin ailelerinin adalet arayışı sürüyor. Bugün Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen beşinci duruşmanın ardından ara kararın açıklanması bekleniyor. Karar, Türkiye saati ile 16.45’te açıklanacak. Mahkemeden detaylar… Türkiye saati ile saat 10.00’da başlayan duruşma öncesinde Şampiyon Melekler ve tur…
Türkiye’de 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremde, Adıyaman İsas Otel’de hayatını kaybeden Şampiyon Melekler ve tur rehberlerinin ailelerinin adalet arayışı sürüyor.
Bugün Adıyaman 3.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen beşinci duruşmanın ardından ara kararın açıklanması bekleniyor.
Karar, Türkiye saati ile 16.45’te açıklanacak.
Mahkemeden detaylar…
Türkiye saati ile saat 10.00’da başlayan duruşma öncesinde Şampiyon Melekler ve tur rehberleri ile 10 yaralının aileleri, mahkeme önünde toplanarak bir önceki davalarda olduğu gibi depremde kaybettikleri canlarının resimlerini girişe sıraladı.
Aileler ellerinde; “Kamu Görevlileri Yargılansın”, “Kader Değil Cinayet”, “İsias Otel sektörünün felaketidir”, “Turist rehberleri adalet bekliyor”, “ Şampiyon Melekler adalet bekliyor”, “Bilirkişi raporunu hazırlayanlar mahkemeye gelecek mi?” “İsias ortak davamız”, “Deprem Suçluları Taksir Değil Olası Kast ile Yargılansın”, yazılı pankartlar taşıdı.
Aileler bir kez daha çağrı yaptı: Kamu görevlilerinin yargılamaya dahil edilmesi elzem!
Başbakan Üstel: Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine güveniyoruz
Savcıdan ‘bilinçli taksir’ suçlaması
İsias Otel davasının beşinci duruşmasında savcı mütalaasını bilinçli taksir suçlamasıyla yaptı.
Davanın beşinci duruşması Türkiye saatiyle 10.00’da başladı.
Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi heyeti tarafından hazırlanan ve 28 Ekim’de açıklanan bilirkişi raporundan sonraki ilk duruşma olma özelliğini taşıyan bugünkü duruşmada ilk sözü alan cumhuriyet savcısı, İsias Otel’in 6 Şubat 2023’te Türkiye meydana gelen iki depremden ilkinde yıkılması üzerine başsavcılığın soruşturma başlattığını belirtti.
Yeni bilirkişi raporunu okuyup, kusurları sıralayan savcı, otel sahiplerinin de arada sırada otelde kalmasını hafifletici bir neden olarak ortaya koyup, mütalasını bilinçli taksir suçlamasıyla yaptı.
Sanıkların ayrı ayrı af sınırından uzaklaştırılarak, tutukluluklarının devamına, tutuksuz sanıkların adli kontrol şartlarının devamını talep eden savcı, binanın mimar ve mühendisleri Hasan Arslan, Halil Bağcı, Erdem Yıldız ve Mehmet Göncüoğlu’nun ise meslekten men edilmesini istedi.
Sanıkların tutuklu bulunduğu sürenin, alacakları cezadan düşürülmesi de talep edildi.
İpekçioğlu
Mütalaa hakkında söz alan ailelerden Pervin Aksoy İpekçioğlu, mütalaanın bilinçli taksirden gelmesini eleştirerek, katların kesilmesinin olası kast olarak görülmesi gerektiğini kaydetti.
İpekçioğlu, “Bu davada olası kast uygulanmayacaksa başka hiçbir davada uygulanmaması gerekir.
Adalet, bir ülkenin geleceğini de şekillendirmesi açısından önemlidir” dedi.
Karakaya
Ailelerden Ruşen Yücesoylu Karakaya da, “Biz çocuklarımızı toprağın altına koyduk, en ağır cezayla olası kastla yargılanma istiyoruz” diye konuştu.
Ailelerin avukatları sanıkların olası kasttan yargılanmasını ve mütalaaya karşı süre talep etti
Adıyaman 3.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen İsias Otel davasının beşinci duruşmasında, ailelerin avukatları sanıkların olası kasttan yargılanmasını ve mütalaaya karşı süre talep etti.
Savcılığın “bilinçli taksir” suçlaması yaptığı mütalaasının ardından söz alan ailelerin avukatları, kamı görevlilerine de soruşturma açılarak, kamu görevlileri dosyasının davayla birleştirilmesi, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı ve tutuksuz sanıkların da tutuklanması talebinde bulundu.
Koçoğlu: “Bugüne kadar ne söylediysek bu raporda ortaya çıktı”
Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu, savcılığın, “olası kast” olamayacağını dayandırdığı sebeplerden, “kendileri de arada sırada otele gidiyorlardı ve kalıyorlardı” görüşüne katılmadıkları ifade etti.
Koçoğlu, kamu görevlileriyle ilgili dosyanın davayla birleştirilmesi gerektiğini, aksi takdirde yargılamanın eksik kalacağını dile getirdi.
Fennî mesul (inşaat mühendisi) Halil Bağcı’nın tahliye edilmesinin yanlış bir karar olduğunu söyleyen Koçoğlu, statik hesaplamalarda Halil Bağcı’nın eksik ve hatalı rapor verdiğinin açıkça ortada olduğunu kaydetti.
Koçoğlu, ara kararda olası kasttan ek savunma hakkı verilmesi istedi.
Gelen bilirkişi raporunun kendileri lehine olduğunu belirten Koçoğlu, bugüne kadar ne söylediyseler bu raporda ortaya çıktığını kaydetti.
Koçoğlu, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını ve olası kasttan yargılanmalarını talep etti.
Okay: “Sanıkların nitelikli adam öldürmeden yargılanmasını istiyoruz”
Avukat Tan Okay da, mütalaaya karşı yazılı talepte bulunacaklarını söyledi.
Okay, sanıkların, bilinçli taksirden yargılanıp ceza almalarının vicdanları rahatlatmayacağını kaydetti.
Binanın risk tespiti yapılmadığını ifade eden Okay, kamı görevlilerine de soruşturma açılmasını talep etti.
Tan Okay, “İhmaller zinciri devam etmiş, olası kastın bütün unsurları oluşmuştur.
Sanıkların nitelikli adam öldürmeden yargılanmasını istiyoruz” dedi.
Turan: “Bu davadan çıkacak emsal kararla, sizlerden çocuklarınıza miras bırakmanızı istiyoruz”
Avukat Fatih Turan da, “Bu davadan çıkacak emsal kararla, sizlerden çocuklarınıza miras bırakmanızı istiyoruz” diye konuştu.
Turan, belediye personeliyle depreme geç veya hiç müdahale etmeyen AFAD personeli hakkında da dava açılmasını istedi.
Diğer avukatlar da, savunma için süre istedi.
Kamu görevlileriyle ilgili iddianamenin düzenlenerek, dosyanın bu davayla birleştirilmesini, sanıkların olası kastla yargılanmalarını, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını ve tutuksuz sanıkların da tutuklanmalarını talep etti.
Bozkurt’tan ‘Allah-kitap’ savunması
Adıyaman 3.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen İsias Otel davasının beşinci duruşmasında konuşan sanık Ahmet Bozkurt, son gelen suçlamaları kabul etmediğini belirterek, bilirkişi raporunu, “ısmarlama” olarak nitelendirdi.
Bozkurt, ilk dört duruşmada olduğu gibi bu duruşmada da suçlamaları reddetti ve savunmasına Allah ile Kur’an-ı Kerim’i karıştırarak, “Allah bize yardım etsin, inandığım kitapta deprem suresi var” dedi.
Sanık Bozkurt, “Ben 1993 yılında arsa sahibiydim, 1995 yılında bina sahibi oldum.
Ben müteahhit değilim, ben mal sahibiyim.
Son bilirkişi raporunda beni inşaat mühendisi, mimar, mühendis yapmışlar, beni teknik ekipten yapmışlar” diye konuştu.
“Bina sahibi olarak bilgim olsaydı bu binayı asla yapmazdım”
“Bina sahibi olarak bilgim olsaydı bu binayı asla yapmazdım, böyle bir sorumluluğun altına girmezdim” diyen Bozkurt, şöyle devam etti:
“Ben bugüne kadar hiçbir konuda suç işlemedim, sabıkam olmadı.
Ben kanundan korkan bir aile reisiyim, son gelen suçlamaları asla kabul etmiyorum.
Tamamen ısmarlama yapılan rapor.
Mimar değilim, müteahhit, inşaat mühendisi değilim ama bunların hepsi benim ve ailemin üzerine yıkılıyor.”
İnşaat yapılırken Adıyaman’da bugünün teknolojisi olmadığını ifade eden Ahmet Bozkurt, “Adıyaman’ın bütün kumu Göksu çayından gelir. ‘Agrega’ denilen taş da bu kumdan yapılıyordu” dedi.
“Ben demirci değilim, eşim ve çocuklarım demirci değil” ifadesini kullanan Bozkurt, şunları kaydetti:
“1993 yılındaki projede ne yazdıysa o yapıldı. 1993 yılında yapımı biten bir kolonu etriyenin içinden çıkarıp nasıl uzatacaktık.
Teknik konuları bilemezdik.
Proje belediyede kontrolden geçmiş.
Belediye bunları doğru yapılmış diye imzalamış ve bize ruhsatları teslim etmiş.”
Binaya ruhsat veren bazı kamu görevlilerinin isimlerini veren Bozkurt, devletten aldığı kredi konusunda da bilgiler aktardı.
Bozkurt, ödeme planı sonunda, devletten aldığı paranın tamamını 2006’da ödediğini söyledi.
“Ön tarafta teras vardı, sürekli tavandan akıntılar oluyordu ve ben karar aldım burayı profilden hafif bir malzemeyle kapatalım diye burası kaçak kat değil” diyen Bozkurt, “Suçlamalar çok.
Kimse depremden bahsetmiyor.
Kaçak kat denilen yer için imar barışından yararlandım” ifadelerini kullandı.
Çocuklarının bina yapıldığında çok küçük olduğunu dile getiren Bozkurt, binanın yapılmasından nasıl sorumlu tutulduklarını sordu ve şöyle konuştu:
“Kızım Şule Özbek, damadım ve torunlarım depremden iki gün önce Adıyaman’a geldiler.
Ve otelde kalmak istediler.
Aile içinde karar aldık pazar günü kalmak için ama pazar günü kar yağdığı için o gün sabah döndüler.
Kar yağmasıydı ve dönmek zorunda olmasaydılar biz hepimiz deprem gecesi otelde olacaktık.”
“Deprem kıyametti, yorum yaparken bu dikkate alınmalı” diyen Bozkurt, şunları dile getirdi:
“23 aydır tutukluyum, ben hayatımın sonuna geldim. Önemli hastalıklarım var.
Ben binamı yaparken, en iyisini yapmak için çalıştım.
Kar amacı düşünsem bu kadar masraf yapmazdım.
Turizm Bakanlığı, belediye, Hazine Bakanlığı ve Kalkınma Bankası tarafından denetlenen bir yer.
Ben mal ve şirket ve sahibiyim, suçlamaları kabul etmiyorum.
Bu rapora sonuna kadar itiraz ediyorum.
Hiçbir kusur kabahatimiz yok.
Bizi suçlamak için taraf olunmuş.”
Sanık avukatlarının dinlenmesi öncesi duruşmaya 15 dakika ara verildi
Adıyaman 3.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen İsias Otel davasında, sanık avukatlarının dinlenmesi öncesi duruşmaya 15 dakika ara verildi.
Bozkurt
Duruşmada konuşan sanık Mehmet Fatih Bozkurt, “Yönetimine 2001’de dahil olduğum İsias Otel konusunda kusurlu bulunmuşum.
Ama benim teknik konulara hakim olmam mümkün değil.
Benim bunlarla alakam yok” diyerek, tahliyesini talep etti.
Yıldız
Mimar Erdem Yıldız ise, binayla ilgili kendi projesinde 66 oda olduğunun görüldüğünü belirterek, daha sonra oda sayısının arttırıldığını söyledi.
Yıldız, “Ruhsatta, ‘ilave kata dayanıklıdır’ diye imzam varmış.
Bunun bana ait olmadığını söyledim, kendimi anlatamadım.
Ben projeyi yaptığımda binanın 8 katı tamamen bitmişti” diye konuştu.
Bilinçli olarak bir suç uydurulmaya çalışıldığını savunan Yıldız, “Bu kadar pervasızca yazılan bir rapor vardır.
Buna sahte mi denir, ne denir bilmiyorum.
Ortada birçok delil var.
Bu kadar delil varken hangi kanaatten bahsediyor bilim insanları?” sorusunu sordu.
Bağcı
İnşaat Mühendisi Halil Bağcı ise, statik hesabı kendisinin yapmadığını ifade ederek, kolon karşılaştırmalarını yaptığını, üç sayfa dışında bu yapıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığını savundu.
Fenni mesul olabilmesi için yapıma katılması gerektiğini kaydeden Bağcı, bir sefer bile binanın yapımında bulunmadığını söyledi.
Göncüoğlu
İnşaat Mühendisi Mehmet Göncüoğlu ise, belediyenin binanın yapımına müdahale etmediğini kaydederek, otel statik projesini yapmadığını, konut projesi yaptığını söyledi.
Konut projesiyle otelin projesinin ayrı tutulması gerektiğini ifade eden Göncüoğlu, adının, otel projesiyle anılmasının doğru olmadığını belirtti.
Göncüoğlu, “Otelin yük kapasitesi artmış, beton kalitesi yüzde elli az.
Benim bir suçum, kusurum yok ama her iki projede de benim adım geçiyor.
Davamın düşürülmesini talep ediyorum” dedi.
Sanık avukatlarının dinlenmesi öncesi duruşmaya 15 dakika ara verildi.
Koçoğlu, KIBRIS’a konuştu
Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu, KIBRIS mikrofonlarına yaptığı açıklamada, davayı değerlendirerek önemli detayları paylaştı…
Ailelerin avukatı Koçooğlu, Adıyaman Başsavcılığı’nın ‘bilinçli taksir’ üzerinden gerçekleştirdiği mütalaasına dikkat çekerek, savcılığın dava sürecinde herkesin neden kusurlu olduğunu ayrıntılı bir şekilde açıkladığını ve olayın öngörülebilir bir sonuç olduğunu vurguladığını belirtti.
Ancak otelde konaklanmasının bu sonucun gerçekleşmesini istemek anlamına gelmediğini ifade eden Koçoğlu, savcılığın ‘bilinçli taksir’ istemine işaret etti, olası kast vurgusu yaptı.
Sanıkların, olası kast suçlamasından kurtulmak amacıyla savunmalarını bu yönde şekillendirdiklerini de belirten Koçoğlu, şunları söyledi:
“Sanıklar, ‘Onlar ölürse ölsün, ben ölürsem kaderdir’ anlayışıyla hareket etmiş görünüyor.
Bu nedenle, burada söz konusu durum olası kast kapsamına girmektedir.”
Karakaya: “Mücadelemiz bitmedi”
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, Cumhuriyet Savcısının sanıklara yönelik “bilinçli taksir” suçlamasıyla sunduğu mütalaaya işaret ederek, “Çok yorgunuz.
Bugün anladık ki mücadelemiz bitmedi.
Açıkçası son noktaya kadar, ‘Bu süreçte Cumhuriyet Savcısı her şeyi ortaya koyacak’ diyordum ama olmadı.
Savcı tüm detayları sıraladı ancak bilinçli taksirden bir mütalaa sundu” dedi.
Karakaya, sanık Ahmet Bozkurt’un savunmasına tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:
“Buraya geldiğimizde tek kulağımıza gelen ses, evlatlarımızın sesidir. Çocuklarımızı buraya gönderdiğimiz için kendimizi sorumlu hissediyoruz.
Ahmet Bozkurt bugün de yalanlarını sürdürdü.
Eğer gerçekten mükemmel bir bina yapmış olsaydınız, bizim çocuklarımız nerede?”
“Çok yorgunuz.
Bugün anladık ki mücadelemiz bitmedi.
Açıkçası son noktaya kadar, ‘Bu süreçte Cumhuriyet Savcısı her şeyi ortaya koyacak’ diyordum ama olmadı.
Savcı tüm detayları sıraladı ancak bilinçli taksirden bir mütalaa sundu” diyen Karakaya, sanıkların olası kasttan yargılanması ve mütalaaya karşı ek süre talep edildiğini anımsattı.
Karar sürecinin takipçisi olacaklarını belirten Karakaya, adaletin sağlanması için sonuna kadar mücadele edeceklerini vurguladı.
Hasipoğlu: Bozkurt ‘kalıcı bir eser’ değil, ‘kalıcı bir mezar’ bıraktı!
Karakaya: Bu bir son değil!
Yılmadık, yılmayacağız