Kıbrıs Meselesinde Osman Ertuğ’un İki Devletli Çözüm Vurgusu

Kıbrıs meselesinde Osman Ertuğ’un iki devletli çözüm vurgusu, adanın geleceği için önemli bir perspektif sunuyor. Bu makalede, Ertuğ’un önerileri ve çözüm sürecine katkıları detaylı bir şekilde ele alınıyor.

Kıbrıs Meselesinde Osman Ertuğ’un İki Devletli Çözüm Vurgusu

Kıbrıs Meselesinde Yeni Gelişmeler: Osman Ertuğ’un Değerlendirmeleri

Kıbrıs Meselesinde Yeni Gelişmeler: Osman Ertuğ'un Değerlendirmeleri

Eski müzakereci Osman Ertuğ, İsviçre’de gerçekleştirilecek olan gayriresmi görüşme öncesinde Kıbrıs meselesine dair yaşanan süreçleri değerlendirdi.

Ertuğ, iki devletin varlığını sürdürme konusundaki düşüncelerini açıkça ifade etti. “İki devlet varlığını devam ettiriyor” diyerek, federasyonu reddeden tarafın Rum tarafı olduğunu hatırlattı.

Ertuğ, “Eğer görüşmeler verim sağlamazsa, adada iki devlet olarak varlığımızı sürdüreceğiz.” şeklinde konuştu ve belirli çevrelerde iki devletli uzlaşı fikrinin zemin kazanmaya başladığını açıkladı.

“Rumların yüzde 28’i iki devlet dedi” ifadeleriyle, Kıbrıs Rum tarafında iki devlet anlayışının kabul edilmesinin zaman alacağını vurguladı.

Ancak, bu fikrin Rum tarafında beklenenden daha fazla ilgi gördüğünü belirtti. 20 Ekim tarihinde gerçekleştirilen bir ankette, katılımcıların %28’inin iki devletli çözüme, yalnızca %12’sinin federasyona onay verdiğini hatırlattı.

Emine Gül ÖZER tarafından KIBRIS TV ekranlarında yapılan ‘Satır Arası’ programına katılan Osman Ertuğ, Kıbrıs meselesindeki yeniden hareketlenme sürecine dair önemli yorumlarda bulundu.

Mart ayında İsviçre’de liderlerin anavatanlar, Birleşmiş Milletler ve garantör ülke İngiltere’nin katılımıyla yapılacak olan görüşmelere dikkat çekti.

Türk tarafının bu aşamada iki devletli pozisyonunu savunduğunu belirtti.

Osman Ertuğ, “Eğer müzakereler işe yaramazsa, biz adada iki devlet olarak varlığımızı sürdüreceğiz.” dedi.

Bu bağlamda, iki devletli uzlaşının belirli çevrelerde yavaş yavaş zemin kazandığını ifade etti.

Kıbrıs Rum tarafına federasyon dedirtebilmek için 12 yıl mücadele verdiklerini kaydeden Ertuğ, iki devletli anlayışın kabul edilmesinin ise kısa sürede gerçekleşmeyeceğini vurguladı. “Bundan sonrası için sabır ve çaba gerekecek.” şeklinde konuştu.

İki devletli uzlaşının Kıbrıs Rum tarafında beklenenden fazla zemin kazandığını anlatan Ertuğ, geçtiğimiz yıl yapılan anketin sonuçlarına dikkat çekti.

Katılımcıların %28’inin iki devletli uzlaşıya onay verdiğini, federasyona destek verenlerin oranının ise %12 civarında olduğunu belirtti.

BU HABER SENİN İÇİN  Yeni Akaryakıt Tedarik Kararı ile Arz Güvenliği Artıyor

Osman Ertuğ, dünya siyaseti açısından Kıbrıs meselesinin öne çıkan bir sorun olarak değerlendirilemediğini, çünkü adada kan dökülmediğini söyledi.

Kıbrıs Türk halkının en büyük mağduriyetinin izolasyonlar olduğunu belirten Ertuğ, “O da kimsenin umurunda değil.

Gazze’de yaşanan katliamlara göz yuman dünya, bizimle mi ilgilenecek?

Bu konuda en büyük desteğimiz anavatan Türkiye’dir.” şeklinde konuştu.

“Görüşmeler bir işe yaramazsa, iki devlet varlığını sürdürür” diyerek, Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs hükümetine atıfta bulunduğunu ifade etti.

Yasal Kıbrıs hükümetinin, adadaki iki tarafı temsil etmediğini yineleyerek, bu gerçekliğin kabul edilmesi gerektiğini vurguladı.

Bu kabulün sağlanması durumunda resmi görüşmelerin başlayacağını belirtti.

Ertuğ, “Görüşmeler umarım bir yere varır, aksi takdirde bu iki devlet varlığını sürdürür.

Ancak siyasi ve fiziksel gerçekleri reddederek bir yere varılacağını düşünmek yanlıştır.” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, iyi niyet misyon raporunun Rum yönetiminin bazı değişiklik taleplerini değiştirmeden Güvenlik Konseyi’ne gönderildiğini, bunun resmi belge olarak yayınlandığını anlattı.

“Siyasi raporun içerisinde federasyona doğrudan atıf yok” diyen Ertuğ, Barış Gücü’nün operasyonlarıyla ilgili dönem raporlarının sahadaki gerçekleri yansıttığını ifade etti.

Bu raporların Kıbrıs hükümetine atıflar içerdiğini ve 186 sayılı kararın, Kıbrıs Türk tarafını maalesef mahkum eden bir karar olduğunu belirtti.

Bu kararı değiştirmek için çaba gösterilmediğini vurguladı.

Osman Ertuğ, iki devletli uzlaşı anlayışının belirli çevrelerde yavaş yavaş zemin kazanmaya başladığını aktararak, “Buradan sonrasında sabır ve çaba gerekecek.” dedi. İki devlet zemin kazanmaya başlamışken, Kıbrıs Türk tarafının Türkiye’nin desteğiyle federasyon görüşmelerini bir kenara bırakarak iki devletli uzlaşıya geçtiğini belirtti.

“Yanlış zemin üstüne kurgulandı” diyen Ertuğ, bu meseleyi çözebilseydi Güvenlik Konseyi’nin 1963’ten bu yana çözebileceğini kaydetti.

Ancak çözüm gerçekleşmediği için yanlış bir zemin üzerine kurgulandığını belirtti ve “Doğru zeminin, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zemini olması gerektiğini” vurguladı.

BU HABER SENİN İÇİN  Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Açıklaması

Bu eşitliğin sağlanması gerektiğini ifade etti.

“Rumların yüzde 28’i iki devlet yüzde 12’si federasyon dedi” diyerek, iki devletliliği tanımalarını talep etti.

Bu hedefe ulaşmak için çaba göstereceklerini belirtti.

Kıbrıs Rum tarafında bile iki devletli uzlaşı fikrinin sandıklarından daha fazla zemin kazandığını ifade etti.

Osman Ertuğ, “Dünya siyaseti açısından Kıbrıs meselesinin yanlış tanımlandığını ve bunu düzeltmenin zor olduğunu” belirtti. 186 sayılı kararla Rum’un Kıbrıs Cumhuriyeti sandalyesine oturtulmasının, bu süreçteki en büyük engellerden biri olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ın stratejik özellikleri olmasa, dünya tarafından tamamen unutulacağını vurguladı.

Bu bağlamda, Türkiye’nin Kıbrıs Türk tarafına olan desteğinin önemine dikkat çekti.

“Annan planını kim reddetti?” diyerek, Mart ayında gerçekleştirilecek olan gayri resmi genişletilmiş ‘Bir çatı altında iki ayrı ev’ konferansına da değindi.

Annan Planı’nın temelinin iki ayrı devletçik oluşturma üzerine inşa edildiğini belirtti ve bu planın Rum tarafı tarafından %76 oranında reddedildiğini hatırlattı.

Reddettikleri bir şeyi tekrar gündeme getirmenin kafa karıştırıcı olduğunu ifade etti.

Osman Ertuğ, “Bugün ne değişti?

Hristodulidis, 2017’de federal görüşmelerin çöküşünde önemli bir rol oynadı. Şimdi, aynı kişi farklı bir kimlikle ortaya çıkıyor ve kendine inanmamızı bekliyor.

Bu samimiyet testi açısından başarısızdır.” dedi.

Kıbrıs sorununa dair yapılan tüm bu tartışmaların, belirli bir neticeye varmak için daha fazla çaba gerektirdiğini vurguladı.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ