Meclis Başkanlığı Krizi ve 20 Günlük Bebek Trajedisi

Meclis Başkanlığı Krizi ve 20 Günlük Bebek Trajedisi, Türkiye’nin siyasi belirsizlikleri ve masum bir yaşamın kaybının yarattığı derin etkileri ele alıyor. Bu yazıda, krizlerin toplum üzerindeki yansımalarını keşfedin.

Meclis Başkanlığı Krizi ve 20 Günlük Bebek Trajedisi

Meclis Başkanlığı Krizi: Suni Gündem mi?

Bugün ülkenin gündemine baktığımda, yalnızca “Meclis Başkanlığı Krizi” gibi yapay bir mesele öne çıkıyor. “Suni” diyorum çünkü bu ülkenin gerçek gündemi, 20 günlük bir bebeğin trajik bir şekilde hayatını kaybettiği bir durumda bu olmamalı.

Olmamalı!

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Cumhuriyet Meclisi’nde “Meclis Başkanlığı Koltuğu”nu hükümete bırakmamak için direniş sergiliyor.

Günlerdir süren tartışmalar ve kavgalar, neden bu kadar hararetli? Çünkü CTP, mevcut Meclis Başkanını tanımıyor ve yeni bir Meclis Başkanlığı seçimi yapılmasını talep ediyor.

Bu yüzden, ana muhalefet ve hükümet kanadından ardı ardına açıklamalar geliyor. Manşetler peş peşe sıralanıyor… Neredeyse her gün! Çünkü tek derdimiz KOLTUK!

Yazıklar olsun! Yazıklar olsun ki bu ülkede, 20 günlük bir bebek, büyük ihmaller silsilesi sonucunda hayatını kaybetti.

Yazıklar olsun ki milletvekillerimiz, KOLTUK SEVDASI’nın peşine düştü.

Koltukta kim oturacak tartışmasından başka bir şey konuşamaz hale geldik.

Oturup kalkmayanlar, “Kalkarsam koltuğu kapacaklar” korkusu ile milletin vekillerinin yegâne kaygısı haline geldi. Yazıklar olsun!

Alın, sizin olsun makamlarınız; sizin olsun koltuklarınız. İktidar hırsından körleşmiş gözlerin, bu ülkede yaşayan insanlara sırt çevirmesinden daha kötüsü olamaz.

Siyasi kaygıların toplumsal kaygıların önüne geçişini, bu toplum dehşet içinde izliyor. Ölenin öldüğüyle, düşenin düştüğüyle günü birlik yaşadığımız bu ülkede, 20 günlük bir bebeğin hayatını kaybetmesini, KOLTUKLARINIZ kadar konuşmadınız! Yazıklar olsun!

Hiç yere düşen bir bebeği geri getiremedikten sonra, telafisi olmayan şeyler yaşanırken bu ülkede, Meclis Başkanlığınız da sizin olsun, makamlarınız da, koltuklarınız da. Yazıklar olsun!

Sokakta insanlar, yani “seçmenleriniz” ne diyor biliyor musunuz? “Eğer ölen Kıbrıslı bir ailenin bebeği olsaydı, o zaman da TEPKİSİZLİKLERİ aynı olur muydu?” “Ya ölen sizin çocuğunuz olsaydı?” Yazıklar olsun ki insanlara bu soruları sordurdunuz. 20 günlük bir bebeğin ölümünü, koltuklarınız kadar gündeme taşımadınız. Yazıklar olsun!

BU HABER SENİN İÇİN  Lefke'de İş Kazası: Ramazan Bingül 3,30 Metreden Düştü

Şunu unutmayın: “ALKOLLÜ MAMA” nedeniyle ölen 20 günlük bebeğin vebali yalnızca doktorlarda veya hemşirelerde değildir.

Sadece Sağlık Bakanlığı’nda da değildir.

En başta makam sevdalıları olmak üzere, bu konuyu unutanların, unutturanların, gündem değiştirenlerin ve tüm toplumun üstündedir. İflah olmayacaksınız! İflah olmayacağız… YAZIKLAR OLSUN!

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ