Prof. Dr. Vamık Volkan’ın Kişisel Arşivi KKTC’ye Kazandırıldı

Prof. Dr. Vamık Volkan’ın kişisel arşivi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kazandırıldı. Bu önemli arşiv, psikiyatri ve sosyal bilimler alanındaki katkılarıyla, araştırmacılara ve öğrencilere yeni olanaklar sunacak.

Prof. Dr. Vamık Volkan’ın Kişisel Arşivi KKTC’ye Kazandırıldı
reklam alani

Kıbrıslı Türk Bilim İnsanı Prof.

Dr.

Vamık Volkan’ın Kişisel Arşivi KKTC’ye Kazandırıldı

Kıbrıs Türk toplumunun önde gelen bilim insanlarından biri olan Prof.

Dr.

Vamık Volkan’ın Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan kişisel arşivi, KKTC Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi’ne kazandırıldı.

Bu süreç, yaklaşık iki yıl süren titiz çalışmalar sonucunda gerçekleşti.

Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi Müdürü Ejdan Sadrazam, bu önemli gelişmeyi duyurdu.

Sadrazam, yaptığı yazılı açıklamada, Volkan’ın arşivinin tasnif ve dökümantasyon işlemlerinin tamamlandığını belirtti.

Bu süreç sonunda, Volkan’ın arşivine bir ziyaret gerçekleştirdiğini ifade etti.

Ziyaret sırasında, Volkan’ın yaptığı çalışmaların yerinde incelendiğini ve bu çalışmaların korunmasının kendileri için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu vurguladı.

Prof.

Dr.

Vamık Volkan’ın Atatürk ve Kıbrıs Türkleri Üzerine Düşünceleri

Sadrazam’ın açıklamalarına göre, Prof.

Dr.

Vamık Volkan, ziyareti sırasında “Atatürk ve Kıbrıs Türkleri” ilişkisi hakkında önemli ifadelerde bulundu.

Volkan, “Atatürk hakkında iki tane kitap yazdım.

Bunlardan birincisi ‘Ölümsüz Atatürk’, ikincisi ise ‘Atatürk-Anatürk’.

Atatürk, benim büyüdüğüm dönemde bizim için bir temsil figürüydü. Şahsında Türkiye’yi temsil ediyordu.

Yeni Türkiye’nin kuruluşu sırasında Türkiye’yi sembolize eden en önemli isim Atatürk’tür.” dedi.

Volkan, Kıbrıslı Türklerin de tarihsel süreç içerisinde bir ‘baba figürü’ aradığını ve İngilizlerden kurtulacak bir kurtarıcı beklediğini ifade ederek, “Atatürk, bu anlamda derin bir etkiye sahiptir.” şeklinde konuştu.

Volkan, kendi ailesine dair anılara da değinerek, “Benim babam Çatozluydu.

Yedi kardeşi vardı ve ailede eğitim alan tek kişiydi.

Bu yüzden her şey Atatürkçülükle ilgiliydi.

Beni alıp Kardeş Ocağı’na götürdü.

Oraya girdiğimde karşıda Atatürk’ün resmi vardı.

O resme baktığımızda içimiz titrerdi ve çok duygulanırdık.

Bu nedenle ben bu kitabı yazdım, ardından bir kitap daha kaleme aldım.” dedi. İlk kitabında bazı terminolojik terimlerin yer aldığını ve ikinci kitabını da bu bağlamda yazdığını aktardı.

Volkan, ikinci kitabı yazmadan önce Atatürk’ün ailesinin komşularını bulduğunu ve Ankara’da ailesini tanıyan kişilerle görüştüğünü belirtti. “Onlardan geniş bilgi aldım ve ‘Atatürk-Anatürk’ kitabını yazdım.

Kitap üzerinde yaklaşık yedi yıl boyunca çalıştım.

Atatürk, bizim için kurtuluşun sembolü olmuştur.” ifadelerini kullandı.

Atatürk’ün akıllı bir lider olduğunu ve içerisinde bir kurtarıcılık misyonu taşıdığını vurgulayan Volkan, “Düşünün ki, çocukları ölmüş bir anne var.

O anne, kederinden kurtulmak istiyor.

Felakete uğrayan anne ile felakete uğrayan ülkeyi kafasında birleştiriyor.

Onu kurtarmak için ona yeniden bir hayat vermek hedefiyle çalıştı.

Hayattaki en önemli içgüdüsü buydu.” dedi.

Volkan, tarihi süreçte birçok kurtarıcı lider olduğunu belirterek, “Mesela Putin.

Onun durumu da benzer. 1940’larda Naziler, yaşadığı şehri abluka altına alıyor.

Bir kardeşi ölüyor, diğeri ise Naziler tarafından alınıyor.

Babası, Nazilerin kurşunuyla yaralanıyor.

Ancak Putin’in kurtarıcılığı, Atatürk’ün kurtarıcılığından oldukça farklı.

Atatürk’ün yaklaşımı tamir edici, Putin’in yaklaşımı ise yıkıcı bir karakter taşıyor.” diyerek düşüncelerini dile getirdi.

BU HABER SENİN İÇİN  Hava Durumu Tahmini: Sıcak ve Nemli Hava Etkisi
reklam alani
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ