Serdar Denktaş’tan 2025 Bütçesi ve Ekonomik Görüşler

GÜNDEM ÖZEL

2025 Bütçesini değerlendiren Serdar Denktaş, pahalılığı ortadan kaldıracak önlemler alınmadığı sürece ve Güney Kıbrıs’taki ekonomik kaymaların yeniden Kuzey Kıbrıs’a yönlendirilmesi için yeterli bir strateji geliştirilmediği müddetçe ekonomik açıdan olumlu bir gelişme yaşanamayacağını ifade etti. “2025 yılı, bu bütçeye bakıldığında oldukça zor geçecek” diyen Denktaş, toplumun daha sıkıntılı günlerle karşılaşacağını vurguladı.

PAHALILIĞI ÖNLEYEBİLİRİZ

Denktaş, Güneye kayan ekonomiyi tekrar Kuzeye kaydırmak için atılabilecek adımlar olduğuna dikkat çekti.

Fonların aşağı çekilmesi ve vergi denetimlerinin düzenli bir şekilde yapılması halinde fiyatların düşüşünün sağlanabileceğini belirtti. “Bu konuda bir yerde bir yanlış var ve bu yanlış bizde” diyen Denktaş, “İlk adım akaryakıt fiyatlarının düşürülmesidir.

Akaryakıt fiyatlarının aşağı çekilmesi bu döngüyü tersine çevirebilir” şeklinde konuştu. Çoğu insanın günü kurtarma derdinde olduğunu ifade eden Denktaş, “Ne zaman ki yarını düşünmeye başlarız, o zaman kazanırız” dedi.

GÜNEY’İN ABD İLE İLİŞKİLERİ VE NATO ADIMI

Denktaş, Güney Kıbrıs’ın Amerika Birleşik Devletleri ile olan ilişkileri ve NATO’ya üyelik sürecinin değerlendirilmesi konusunda çok dikkatli olunması gerektiğini savundu.

Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliğinin adadaki Türk askerinin fiili etkisini ortadan kaldıracağına dikkat çeken Denktaş, şu ifadelerde bulundu:

• “Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin düzelmesi olumlu bir gelişme.”
• “Güney’in ABD aracılığıyla silahlanması ve NATO girişimi, dikkatli olmamızı gerektiren konular.”
• “Suriye’deki gelişmeler neticesinde Türkiye, Doğu Akdeniz’de daha etkin bir rol oynamaya başladı.”

Denktaş, Güney Kıbrıs’ın NATO meselesinin ciddi anlamda gündeme gelmesi durumunda, tam üyelik ya da NATO dostu ülke olmasının ne anlama geleceğini düşünmek gerektiğini vurguladı. “Rum tarafının yıllardır NATO ülkeleri ile yaptığı savunma işbirliği anlaşmaları, ittifak ve garanti anlaşmalarını ortadan kaldırmak için yapılıyordu.

Eğer NATO üyeliği gerçekleşirse, bu anlaşmalar etkin bir hale gelecektir” dedi.

Denktaş, “Türkiye’nin NATO üyeliği için veto hakkı var, izin vermez” söylemlerine de değinerek, “Yunanistan NATO üyesi olurken Türkiye veto hakkını kullanmadı.

Amerika’nın baskısı ve konjonktürün getirdiği yaptırımlar nedeniyle Türkiye veto edemedi.

Peki, benzer bir ortamda Türkiye’nin yeniden veto hakkını kullanmayacağına dair bir garanti var mı?” sorusunu yöneltti. “Herkes asker kalsın der.

Bu durumda Türk askerinin burada fiili etkisi kalmaz” dedi.

“BİR ANLAŞMA OLACAK VE BU KEZ HALKA SUNULMAYACAK”

Denktaş, adada bir anlaşma olacağını ve mevcut durumda ortak bir dil oluşturulamadığı için bunun halka bile sunulamayacağını belirtti.

KKTC’de sağ ve solun masada aynı dili konuşması gerektiğine vurgu yaptı.

Denktaş, “Bir anlaşma olacak ve bu kez halka sunulmayacak. 1960 Cumhuriyeti benzeri bir yöntemle kuruldu, 3 yıl sürdü.

Annan Planı başarılı olamadı.

Crans Montana süreci referanduma bile gidemeden dağıldı, çünkü empoze edilen unsurlar vardı” dedi.

Denktaş, “Eğer kendi içimizde sağ ve sol olarak mutabakata varamazsak, ortak bir söylem geliştiremezsek, önümüze konan yemeği hoşumuza gitse de gitmese de yemek zorunda kalacağız” diyerek, KKTC’nin ortak bir dil geliştirmek zorunda olduğunu ifade etti.