Simon Aykut’un Kanser Teşhisi ve İnsan Hakları İhlali İddiaları
Simon Aykut’un kanser teşhisi ve insan hakları ihlali iddiaları, sağlık sistemindeki adaletsizlikleri ve bireylerin haklarını nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Bu tartışmalı konuyu derinlemesine inceleyin.
Kanser Teşhisi Gizlenen Simon Aykut’un Durumu Kritik
“Bağımsız İncelemeyle Ortaya Çıktı” Avukatları, Simon Aykut’un prostat şikayetlerinin kapsamlı ve detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtirken, yapılan testlerin yüzeysel ve yetersiz olduğunu vurguladı.
Rum yetkililer ise tüm gerekli testlerin yapıldığını iddia etse de, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı bağımsız incelemelerle ortaya kondu.
Bağımsız inceleme, Aykut’un kanser olduğunu net bir şekilde ortaya çıkardı.
“Cezaevi Doktoru Durumu Gizledi” KIBRIS gazetesinin Aykut’un ailesinden aldığı bilgiye göre, Aykut, Ağustos 2024’ten bu yana sağlık sorunlarını hapishane yönetimine bildirmiş; ancak bu konuda herhangi bir sonuç alamamıştır.
Rum Merkezi Cezaevi doktoru, son duruşmada ‘Aykut’un hiçbir sağlık sorunu olmadığını ve sağlıklı bir bireyin yapabileceği tüm fiziksel aktiviteleri yerine getirebileceğini’ mahkemeye bildirmiştir.
“İnsan Hakları İhlali” Aykut’un şikayetlerinin artması üzerine, kendilerinin talebiyle İngiltere’den gelen bağımsız bir ekip, Aykut’u muayene etmiş ve ‘prostat kanseri’ tanısı koymuştur.
Ailesi, “Sırf kilit altında tutulabilsin diye Simon Aykut’un sağlık durumu mahkemeden gizlendi. 2025 yılında, Güney Kıbrıs’ın nasıl bir insan hakları ihlaline imza attığını uluslararası camiaya bildirmenizi rica ediyoruz.” şeklinde ifadeler kullandı.
KIBRIS Özel Rum mahkemesinde önceki gün yaşanan gelişmeler oldukça dikkat çekicidir. İngiliz bir doktor tarafından yapılan tıbbi muayene sonucunda, tutuklu 75 yaşındaki Simon Aykut’un prostat kanseri, koroner arter hastalığı ve diğer ciddi sağlık sorunları olduğu tespit edilmiştir.
Bu bulgular, Rum cezaevi doktorunun yalnızca bir ay önce, Aykut’un mükemmel sağlıkta olduğunu belirten raporunun ardından gelmiştir.
Aykut’un avukatları, bu durumun yalnızca bir sağlık krizi değil, aynı zamanda yargı sürecinin kötüye kullanıldığı bir skandal olduğunu ifade etmiştir.
Edinilen bilgilere göre, henüz yargı aşamasında olan ve masumiyet karinesi altında bulunan Aykut, aylardır gerekli tıbbi bakımdan yoksun bırakılmıştır.
Aykut’un avukatları, Rum cezaevi yetkililerinin yargı mekanizmalarını siyasi amaçlarla kötüye kullandığını öne sürmektedir.
Aykut’un tıbbi yardım taleplerinin de sistematik olarak göz ardı edildiği iddia edilmektedir.
Prostat ağrısı ve solunum güçlüğü şikayetlerini dile getiren Aykut, defalarca tıbbi değerlendirme ve yardım talep etmiş, ancak bu talepler Rum yetkilileri tarafından sürekli olarak görmezden gelinmiştir.
Teşhis için herhangi bir test yapılmadığı gibi, cezaevi yönetimi, uzun hukuki mücadeleler ve Rum temyiz mahkemesinin zorunlu kararları sonrasında bağımsız bir doktorun muayenesine izin vermiştir.
Türk Ajansı Kıbrıs da gelişmeyi, dünkü bülteninde “KKTC’deki Rum mallarıyla ilgili Rum tarafında tutuklu Afik Grup CEO’su Simon Mistriel Aykut’un davası, savunmanın talebi üzerine 6 Şubat’a ertelendi.” şeklinde duyurmuştur.
Lefkoşa Rum Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmada, Aykut’un davasının savunmanın talebi üzerine ertelendiği, savunma makamının mahkemeyi Aykut’un kanser hastası olduğu konusunda bilgilendirdiği ve iddianameye verilecek cevabı kendisiyle görüşmek için süre istediği kaydedilmiştir.
Haberde bir sonraki duruşmanın 6 Şubat’a ertelendiği ve Aykut’un o tarihe kadar tutuklu kalacağı da belirtilmiştir.
Savunma avukatı Maria Neofitu, duruşmada Aykut’un kanser olduğunu gösteren resmi sağlık raporlarını önceki akşam İngiltere’den aldığını belirtmiş ve İngiltere’den gelen özel doktorun, iddia makamının da onayıyla, sağlık sorunları nedeniyle Aykut’u muayene etmek üzere savunma tarafından çağrıldığını ifade etmiştir.
Ayrıca, Aykut’un öncesinde Rum kesiminde bir doktor tarafından muayene edildiği ve söz konusu doktorun Aykut’u oldukça sağlıklı bulduğu da anımsatılmıştır.
Neofitu, yaşanan gelişmeler nedeniyle müvekkiliyle iddianameye verilecek yanıtla ilgili prosedürü görüşmek için zaman bulamadığını ve Aykut’la görüşmek, aynı zamanda iddia makamını yeni tıbbi sonuçlar hakkında bilgilendirmek için biraz daha süre istediğini belirtmiştir. İddia makamının bu talebe itiraz etmediği, ancak Aykut’un 6 Şubat olarak belirlenen bir sonraki duruşmaya kadar tutuklu kalmasını istediği belirtilmiştir.
Lefkoşa Rum Ağır Ceza Mahkemesi de Aykut’un belirtilen tarihe kadar tutuklu kalmasına karar vermiştir.
8 Ay Gecikmeli Kanser Teşhisi Tutukluluğunun sekizinci ayında, bağımsız bir İngiliz doktor, Simon Aykut’un prostat kanseri ve ciddi kalp rahatsızlıkları olduğunu tespit etmiştir.
Ancak bu gecikmiş teşhis, tedavi sürecini ciddi şekilde baltalamış ve Aykut için hayati tehlike oluşturmuştur.
Uzmanlar, bu tür rahatsızlıkların erken teşhisle tedavi edilebileceğini vurgularken, cezaevi yönetiminin ihmali nedeniyle Aykut’un hayatının tehlikeye girdiğini belirtmektedir.
“Yanıltıcı Raporlarla Kefalet Engellendi” Daha da çarpıcı olan, Rum cezaevi yetkililerinin Simon Aykut’un sağlık durumunu küçümseyen yanıltıcı raporlar sunarak, kefaletle serbest bırakılmasını engellediği iddialarıdır.
Avukatları, Aykut’un prostat şikayetlerinin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini; ancak yapılan testlerin yetersiz olduğunu vurgulamaktadır.
Rum yetkililer, gerekli tüm testlerin yapıldığını iddia etse de, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı bağımsız incelemelerle ortaya konmuştur.
İnsan Hakları İhlali Mi? Uzmanlar ve insan hakları savunucuları, bu durumun yalnızca bir ihmal değil, sistematik bir hak ihlali olduğunu savunmaktadır.
Simon Aykut’un sağlık sorunları aylardır bilinmesine rağmen, Rum cezaevi yönetimi bu durumu göz ardı etmiştir.
Sonuç olarak, Aykut sekiz ay boyunca Rum yetkilileri tarafından kanser tedavisinden mahrum bırakılmış ve şu anda durumu kritik bir hal almıştır.
Kamuoyunun Tepkisi Bu skandal, yalnızca bir bireyin sağlığıyla ilgili bir mesele değil; aynı zamanda yargı ve cezaevi sistemlerinin işleyişine dair ciddi soru işaretleri doğurmuştur.
Simon Aykut’un avukatları, hem sağlık sistemindeki ihmaller hem de yargı sürecindeki usulsüzlüklerle ilgili kapsamlı bir soruşturma talep etmektedir.
Tepki Giderek Büyüyor Bundan sonraki süreçte Simon Aykut’un sağlık durumu karşısında Rum yetkililerin sergileyeceği tavır ve bu ihmallerin hukuki sonuçlarının ne olacağı, kamuoyunda büyük bir merak konusu olmuştur.
Aile Tepkili KIBRIS gazetesinin Simon Aykut’un ailesinden aldığı bilgiye göre, Aykut, Ağustos 2024’ten bu yana sağlık sorunlarını hapishane yönetimine bildirmiş; ancak hiçbir sonuç elde edememiştir.
Rum Merkezi Cezaevi doktoru, Aykut’un tetkiklerini mahkemeyle paylaşmak yerine gizli tutmuştur.
Cezaevi doktoru, Ocak 2025’teki son duruşmada da ‘Aykut’un hiçbir sağlık sorunu olmadığını ve sağlıklı bir bireyin yapabileceği tüm fiziksel aktiviteleri yerine getirebileceğini’ mahkemeye bildirmiştir.
Aykut’un şikayetlerinin artması üzerine, kendilerinin talebiyle İngiltere’den gelen bağımsız bir ekip, Aykut’u muayene etmiş ve ‘prostat kanseri’ tanısını koymuştur.
Ailesi, “Sırf kilit altında tutulabilsin diye Simon Aykut’un sağlık durumu mahkemeden gizlendi. 2025 yılında, Güney Kıbrıs’ın nasıl bir insan hakları ihlaline imza attığını uluslararası camiaya bildirmenizi rica ediyoruz.” şeklinde ifadelerde bulunmuştur.