Trump’ın Anayasa’ya Aykırı Kararnamesine Yasal Müdahale
Trump’ın anayasa’ya aykırı kararnamesine yönelik yasal müdahaleler, hukukun üstünlüğü ve demokratik değerlerin korunması açısından büyük önem taşıyor. Bu içerikte, gelişmeleri ve olası sonuçları detaylı bir şekilde inceliyoruz.
California, New York ve New Jersey’in de aralarında bulunduğu 18 eyaletin başsavcıları, Donald Trump’ın yeni kararnamesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla San Francisco ve Washington DC Federal Mahkemelerine başvuruda bulundu.
Mahkemeye sunulan dava dilekçesinde, Trump’ın “yerleşik ve uzun süredir devam eden bir anayasal ilkeyi” ortadan kaldırmaya çalıştığı belirtilerek, “Başkanın anayasal bir değişikliği veya usulüne uygun bir yasayı yeniden yazma veya geçersiz kılma yetkisi yoktur.” ifadesine yer verildi.
Dava dilekçesinde, ABD’de her yıl yaklaşık 150 bin çocuğun, vatandaş olmayan iki ebeveynden doğduğuna dikkat çekilerek, bu yürütme emrinin bu çocukların vatandaşlıkla sağlanan temel hizmetler ve federal fonlardan mahrum kalmasına neden olacağı vurgulandı.
Başsavcıların Tepkisi
New Jersey Başsavcısı Matthew Platkin, düzenlediği basın toplantısında Trump’ın doğumla vatandaşlık hakkını tek taraflı olarak sona erdirmeye çalışmasının Anayasa’nın açık bir ihlali olduğunu ifade etti.
Platkin, “Bu ülkedeki başkanların geniş yetkileri var ancak kral değiller.” diyerek, bu durumun kabul edilemez olduğunu belirtti.
Platkin, “Ülkemiz 150 yıldan uzun süredir aynı temel kuralı takip ediyor; bu ülkede doğan bebekler Amerikan vatandaşıdır.
Bu kararname sadece yasaya bir saldırı değil, bu ulusun özüne de bir saldırıdır.” şeklinde konuştu.
Trump, göreve başladığı günün akşamında Oval Ofis’te imzaladığı kararnamesi ile ABD’de doğan çocukların otomatik vatandaşlık almasını sağlayan düzenlemeyi kaldırmıştı.
Bu durum, ilk olarak Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) tarafından mahkemeye taşındı.