Türkiye’nin Güneş Enerjisi Kapasitesindeki Hızlı Artış

Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesindeki hızlı artış, yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmada önemli bir adım. Bu makalede, güneş enerjisi yatırımları, gelişmeler ve gelecekteki potansiyel hakkında bilgi edinin.

Türkiye’nin Güneş Enerjisi Kapasitesindeki Hızlı Artış

Güneş Enerjisinde Türkiye’nin Yükselişi

Enerji alanında faaliyet gösteren Ember düşünce kuruluşunun son analizine göre, Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesindeki artış son iki yılda önemli bir ivme kazandı.

Yeni projelerin yaklaşık %90’ını oluşturan öz tüketim odaklı güneş enerjisi kurulumları, bu kapasite artışında belirleyici bir rol oynamaktadır.

Ember, Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesinin son iki buçuk yılda %102 oranında artarak iki katına çıktığını vurgularken, bu tür bir artışa daha önce 2018-2022 yılları arasında, dört yıldan fazla bir süre zarfında ulaşılmış olduğunu hatırlatıyor.

Ember, Türkiye’nin 2035 yılına kadar güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitesini mevcut seviyenin dört katına çıkararak 120 GW’a ulaşma hedefinin, önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini öngörmektedir.

Güneş Enerjisinde Yeni Fırsatlar

Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) modeli, 2025 yılında da güneş ve rüzgâr enerjisinde kapasite artışını desteklemeye devam edecek.

Ember, 2025 yılında güneş ve rüzgâr için toplam 2 GW’lık yeni bir ihalenin planlandığını belirtirken, Türkiye’nin en az 53 GW olarak tahmin edilen yüzer güneş enerjisi santrali potansiyeline dikkat çekiyor.

Bu projelerin YEKA kapsamında ihale edilmesi, hem yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasına hem de kullanılmayan su yüzeylerinin değerlendirilmesine büyük katkı sağlayacaktır.

Ayrıca, bu sayede buharlaşma kaynaklı su kaybının önlenmesine de önemli bir katkı sağlanmış olacaktır.

Güneş enerjisinde bir diğer önemli potansiyelin batarya depolama alanında olduğunu belirten Ember, 2024 itibarıyla Türkiye’de 14 GW’lık depolamalı güneş enerjisi kapasitesinin ön lisans aldığını ifade ediyor.

Ulusal Enerji Planı’nda (UEP) 2030 yılı hedefi olarak belirlenen toplam 2 GW’lık batarya depolama hedefi, sadece güneş projelerine verilen ön lisans ile şimdiden yedi kat aşılmıştır.

Bu durum, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerini daha da yükseltme potansiyelini ortaya koymaktadır.

BU HABER SENİN İÇİN  Cevdet Yılmaz, Yeni Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim'i Kabul Etti

Ayrıca, depolama teknolojilerinin yenilenebilir enerji sistemlerini şebekeye daha kolay ve verimli bir şekilde entegre edebileceğine dikkat çeken Ember, bu gelişmenin enerji santrallerinin şebeke entegrasyonunu önemli ölçüde kolaylaştıracağını ve enerji sisteminin esnekliğini artıracağını öngörmektedir.

Güneş ve Rüzgâr, 15 Milyar Dolar Gaz İthalatını Engelledi

Ember’in raporu, güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitelerinin enerji ithalatına yönelik etkilerini de ortaya koymaktadır.

Son iki buçuk yılda güneş ve rüzgâr enerjisinin elektrik üretimindeki payı, 15 milyar dolarlık doğalgaz ithalatını engellemiştir.

Bu dönemde yalnızca güneş enerjisi, ülkenin toplam elektriğinin %6’sını sağlayarak 5,4 milyar dolarlık doğalgaz ithalatının önüne geçmiştir.

Rapor, rüzgâr enerjisindeki gelişmelere de dikkat çekmektedir.

Güneş enerjisindeki kayda değer ilerlemelere rağmen, yıldan yıla rüzgâr enerjisi kurulumlarında bir yavaşlama yaşandığı belirtilmektedir. 2024 yılında rüzgâr enerjisinde yalnızca 770 MW ilave kapasite eklenerek toplam kapasitenin 12,5 GW’a ulaşacağı öngörülmektedir.

Bu durum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Stratejik Planı’ndaki 2024 yılı sonu hedefi olan 13,3 GW hedefinin altında kalmaktadır.

Aynı zamanda Ember, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıkladığı Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi (LTS) 2035 yılı hedefi olan güneşte 77 GW ve rüzgârda 43 GW hedefiyle yenilenebilir enerji için iddialı bir yol haritasının oluştuğunu savunmaktadır.

Güneş ve Rüzgâr Potansiyeli, Türkiye’ye Fırsat Sunuyor

Ember Türkiye Enerji Analisti Bahadır Sercan Gümüş, analizdeki bulguları şu şekilde yorumlamaktadır: “Son dört yıldır güneş enerjisi kapasitesinde kesintisiz bir ivme artışı, doğru politikalarla Türkiye’nin enerji şebekesinde gerçekleştirebileceği dönüşümün güçlü bir göstergesidir.

Türkiye, yalnızca iki buçuk yılda güneş enerjisi kapasitesini iki katına çıkararak 2025 hedefini zamanından önce aşmış ve daha iddialı hedefler belirleme potansiyelini göstermiştir.

Yenilenebilir enerji hedeflerini yükseltmek ve bu ivmeyi sürdürmek, Türkiye’ye enerji ithalatına olan bağımlılığını azaltma, enerji güvenliğini güçlendirme ve uluslararası alanda dönüşüm taahhüdünü daha güçlü bir şekilde ortaya koyma fırsatı sunmaktadır.

BU HABER SENİN İÇİN  Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Memur-Sen Heyetini Kabul Etti

Bununla birlikte, güneş ve rüzgar enerjisindeki potansiyelin Ulusal Katkı Beyanı’na yansıtılması, 2026 yılında gerçekleştirilecek COP31’e ev sahipliği için iki aday ülkeden biri olan Türkiye’nin, enerji dönüşümündeki kararlılığını uluslararası alanda güçlü bir şekilde sergilemesine olanak sağlayacaktır.”

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ