Zamanın maksimum kâra dönüştüğü süreç: Ramazan

Zamanın maksimum kâra dönüştüğü süreç: Ramazan


Devamında “Ancak iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler başkadır.” denilmektedir.

Yani zamanı israf edenlerin, heder edenlerin istisnası Allah’a iman eden müminlerdir.

Sonra imanın gereği, dinen makbul olan ameli (sâlih) işleyen sâlih kimselerdir.

Sonra hakkı tavsiye edenlerdir.

Bunlar doğru ve dürüst olanı tercih edenlerdir.

Son olarak da sabrı tavsiye edenler yani hemen heyecana kapılıp tepki göstermemeyi, daha teenni ile hareket etmeyi, hayrında şerrinde Allah’tan geldiğini bilerek, tepkiyi isyana dönüştürmemeyi tavsiye edenlerdir.

İmam Şâfiî’nin sözüne geri dönecek olursak, Kur’ân bize özetle “Size ayrılan sürenin kıymetini çok iyi bilin, sermayenizi batırmayın.” demektedir. İşte bu sermayeyi kâra dönüştürme fırsatını bize Ramazan ayı verir. Şöyle düşünebiliriz.

Bire yüzlerce, binlerce kazanmak varken neden bire bir kazanalım.

Ramazan-ı Şerifte âhiret sermayemiz olan ibadetlerimiz diğer aylara nazaran çok daha yüksek katsayılarla çarpılarak sevap hanemize yazılmış olur. Şüphesiz her ibadetin sevabı vardır.

Söz konusu oruç ibadeti olunca bir hadîs-i kudsî Cenâb-ı Hakk’ın “Oruç benim için tutulur.

Benim için yapılan ibadetin karşılığını vermek de bana düşer.

Ben de hesapsız veririm.” buyurmak suretiyle orucun zaman sermayesinin en iyi kullanılma yöntemlerinden biri olduğunu ifade etmektedir.

Ramazan demek sadece oruç tutmak demek değildir.

Aynı zamanda geceleri de ibadetle ve Kur’an tilaveti ile geçirmek olduğu için, Ramazan gecelerinde kılınan namazların başka zamanlarda kılınan namazlardan çok daha fazla sevaba ulaştıracağı açıktır.

Velhasıl Ramazan-ı Şerif’in dördüncü gününü bitiriyoruz.

Yirmi altı günümüz kaldı.  Bunlar üst düzey kazanç günleridir.  Bu kazanç günlerini iyi değerlendirmek gerekir.

Kaçırılan günler bir daha geri gelmeyecektir.

Ramazan ayı yaşadığımız ömrün küçük bir numunesi gibidir.

BU HABER SENİN İÇİN  Güney Kıbrıs sahillerinde denizanası istilası

Hayatını Ramazan gibi yaşayanların âhireti bayram gibi olacak demektir. Şöyle ki biz Ramazan ayında otuz gün aç kalmıyoruz.

Sadece gündüzleri oruç tutuyoruz.

Akşam vaktinde iftar ediyoruz.

Dolayısıyla Allah Teâlâ bize bir ibadeti emrederken bu ibadette bize nefes alacak, dinlenecek süreler de tanımaktadır.

Ramazan ibadetlerin yoğun olduğu bir ay olması hasebiyle akabinde bayramla taçlanan, ödüllendirilen bir aydır.

Dünyası Ramazan olanın âhireti bayram olur.  İnşallah hepimiz bu önemli  günleri maksimum düzeyde kazançlarla geçirir, hüsranla sermayeyi batırmak gibi bir zararla karşı karşıya kalmadan bayrama çıkarız.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ