Cumhuriyet Meclisi’nde Şiddet ve Demokrasi Üzerine Değerlendirme
Cumhuriyet Meclisi’nde şiddet olaylarının demokrasi üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyen bu değerlendirme, toplumsal dinamikleri ve siyasi iklimi anlamak için önemli bir kaynak sunmaktadır.
Meclis’te Şiddet ve Demokrasi
Son günlerde Cumhuriyet Meclisi’nde yaşanan şiddet ve saldırı eylemleri, demokraside hala kat edilmesi gereken uzun bir yolun olduğunu gösteriyor. Özellikle önemli konularda farklı yaklaşımlar ve bakış açıları, farklı doğruların var olabileceği gerçeğini ortaya koyuyor.
Ancak, hiçbir koşul altında şiddet içeren eylemler kabul edilemez.
Meclis’te gerçekleşen başkanlık seçimleri sırasında, arzulanan uzlaşı bir türlü sağlanamadı.
UBP ve Koalisyon ortakları tarafından Ziya Öztürkler’in başkan seçilmesi meşru kabul edilirken, bu durum CTP açısından kabul görmedi.
Bu uzlaşı eksikliği, dün Meclis’te asla hoşgörüyle karşılanamayacak olaylara yol açtı.
Yaşanan gerilim sırasında, CTP Milletvekili Doğuş Derya, önce Meclis Başkanı’nın mikrofonlarını dağıttı, ardından Ziya Öztürkler’e su ve ardında pet şişe fırlattı.
CTP, Ziya Öztürkler’in Meclis Başkanlığını tanımayı tercih etmeyebilir; ancak, Meclis’te şiddet uygulanması asla kabul edilemez.
Dün Meclis’te yaşananların görüntüleri sosyal medyada hızla yayıldı ve sağduyulu birçok kişi bu olaylara onay vermedi.
CTP içinde de bu duruma karşı çıkanlar olduğu açık.
Meclis’te temsil edilen tüm siyasi parti ve milletvekillerinin, yaşananlarla ilgili değerlendirmeleri net bir şekilde ortada olmalıdır.
Yaşananların açık bir şekilde kınanmaması durumunda, benzer davranışların Cumhuriyet Meclisi’nde doz artışıyla yaşanmasının önünü nasıl alacağız? 2018 yılında kağıt fırlatılması gibi, dün su ve pet şişe fırlatıldı.
Peki, bundan sonra ne olacak?
Meclis’teki her türlü şiddet, demokrasiye karşı bir saldırı olarak değerlendirilmelidir.
Bu tür olayların önüne geçmek, demokrasiye ve demokrasi kültürüne sahip çıkmak adına hepimize büyük bir sorumluluk düşmektedir.