Eğitimde Yönetim Sorunları ve Toplumun Geleceği

Erhürman’ın Açıklamaları Üzerine

Son günlerde Meclis’te gerçekleştirilen toplantı, birçok kesimin dikkatini çekti.

Başbakanlık çağrısı üzerine, Meclis’te bulunan parti temsilcileri, sendikalar ve Barolar Birliği’nin davetli olduğu bu toplantıda, tartışmaların ve gerilimlerin yaşanması kaçınılmazdı.

Ancak, tüm katılımcılar birbirlerinin görüşlerini dinleme fırsatı buldu ve bu, iletişim açısından önemli bir adımdı.

Toplantı sonrası Başbakan Üstel’in yaptığı açıklamada, “Çocuklarımızı ayrıştırmama adına, toplumu germeme amacıyla bu konuları istişare ederek çözüm yollarını arıyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Ancak, bu süreçte yaşanan gelişmeler, tüzüğün geri çekilmesiyle birlikte, öncesindeki duruma dönülmesiyle sonuçlandı.

Bu durum, aslında yaşananların öngörülebilir olduğunu gösteriyordu ve sürecin daha dikkatli yönetilmesi gerekliliğini ortaya koyuyordu.

Anlaşılan o ki, Bakanlık yetkililerinin süreci yönetme anlayışı, bugünkü olayların yaşanmasına yol açmak ve okul müdürünün rahatsızlanmasına sebep olacak bir yaklaşım sergilemek üzerine kuruluydu.

Bu durum, yönetmek değil, adeta yönetmemek anlamına geliyordu.

Ancak bu, sadece bu durumla sınırlı kalmıyor. İster bile isteye, isterse de basiretsizlik nedeniyle olsun, öğretmenler, öğrenciler ve veliler arasında bir çatışma yaratmak, yalnızca bir çocuğu değil, olayla ilgisi olmayan tüm çocuklarımızı perişan etmek, toplumu bölmek ve eğitimin temel sorunlarının göz ardı edilmesine neden olmak gibi ciddi sonuçlar doğuruyor.

Bu ülkenin yıllardır yürürlükte olan bir mevzuatı ve bu mevzuat çerçevesinde sürdürülen uygulamaları olduğu da göz ardı edilmemelidir. İlahiyat Koleji’nde başörtülü olarak eğitim gören öğrencilerimizin varlığı bu çerçevede bilinmektedir.

Dolayısıyla, alternatif bir çözüm yolu sunulması mümkündür.

Mesele, süreci yönetme ya da bu süreçten kaçınma isteğidir.

Aynı zamanda, toplumun nüfustan eğitime, sağlıktan ekonomiye, trafiğe kadar birçok alanda sorunlarla başa çıkmaya çalışırken, bölünerek daha da erozyona uğratılmasının ardında yatan gerçeklerle yüzleşme meselesidir.

Demokrasi anlayışı gereği, yönetenlerin ya süreci yönetmesi ya da görevden ayrılması gerektiği açıktır.

Ancak, mevcut hükümetin her eyleminde fiilen sona erdiği apaçık görülüyor.

Uzatmaları oynayan bir yönetim, bu toplumun geleceği için büyük bir tehlike arz ediyor.

Artık daha fazla sorun yaratmaktan vazgeçin ve yaşanan sıkıntılara ek sorunlar katmayın.

Bu toplumun rahat bir nefes alabilmesi için, yönetimlerin sorumluluk alması gerekmektedir.

Eğitimde, uzmanların ve öğretmenlerin katılımıyla oluşturulmayan, bilimsel temelden yoksun her türlü yaklaşımın karşısındayız. Öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve bilim temelli eğitim yaklaşımlarının her zaman yanındayız ve desteklemeye devam edeceğiz.