Aziz Gülbahar’dan Rum Kesimine Sert Tepki ve Çözüm Yolları Üzerine Değerlendirmeler

Gülbahar’dan Rum Tutumuna Sert Eleştiri ve Kıbrıs Meselesinde Yapılması Gerekenler

Aziz Gülbahar, yaptığı detaylı ve kapsamlı yazılı açıklamada, Rum tarafının Kıbrıs konusundaki tutumunu yakından değerlendirerek, özellikle son dönemde yaşanan gelişmeler, Rum liderlerinin yaptığı açıklamalar ve resmi tutumlar karşısında gösterilen kararsızlık ve gevşeklik nedeniyle derin endişe ve kaygı duyduğunu ifade etti.

Gülbahar, Rum lider Nikos Hristodulidis’in çeşitli yasalar çıkarması, farklı başvurular ve yönlendirmelerle KKTC emlak sektörüne yatırım yapan yabancıların tutuklanmasına sebep olması olayını, sadece bir güvenlik meselesi olarak görmediklerini, aynı zamanda bu girişimlerin KKTC vatandaşlarının haklarına ve ekonomik canlılığına yönelik ciddi bir tehdit olduğunu vurguladı. Ayrıca, Rum liderliğinin bu hamleleri, KKTC’nin uluslararası arenada itibarsızlaştırma ve yatırımcı güvenini sarsma amacı taşıyan politikalar olduğunu belirtti.

Hristodulidis’in, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a yönelik “saçma sapan konuşmak” şeklindeki hakaretamiz ithamını, “kendini bilmezlik ve saygısızlık” olarak nitelendiren Gülbahar, Cumhurbaşkanı Tatar’ın bu saldırılara karşı durması ve gereken cevabı vermesi gerektiğini, ayrıca hükümet ve Türkiye ile koordineli bir şekilde hareket ederek, uluslararası platformlarda güçlü bir duruş sergilemeleri gerektiğini vurguladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Rumların federasyon tezini savunmalarının tek sebebinin Türk tarafını masaya hapsetmek ve egemenlik haklarını gasp etmek olduğu” yönündeki açıklamasına da dikkati çeken Gülbahar, bu sözlerin, Kıbrıs meselesinde yeni bir yol haritası ve strateji belirlenmesi adına önemli bir uyarı olduğunu ifade etti.

Gülbahar, Rum liderliğinin her alanda Kıbrıs Türk halkına karşı saldırgan tutumlar sergilediğini, resmi görüşmeler için ortak zemin arayışında bulunma veya karşılıklı güveni tesis etme amacıyla yapılan görüşmelerin, gerçekte Rum tarafının niyetlerini ve gerçek yüzünü gizlemek amacı taşıdığını belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin çözüm perspektifine ilişkin tutumunu da hatırlatan Gülbahar, özellikle “iki toplum arasında değil, egemen eşitliğe dayalı iki devlet çözümüne” doğru atılan adımların, gerçek ve kalıcı çözüm olacağını savundu. Ayrıca, masaya oturulmadan önce hakların güvence altına alınması, Rum tarafının saldırgan tutumlarına karşı güçlü ve kararlı duruş sergilenmesi gerektiğini vurguladı.

Gülbahar, sözlerine şu şekilde devam etti: “Yapılması gereken, Rum tarafının istediği gibi masaya oturmak değil, masaya oturmadan önce haklarımızı ve çıkarlarımızı kesin güvence altına almak ve bu doğrultuda kararlı bir mücadele sürdürmektir. Eğer, bu süreçte haklarımız ihlal edilirse veya haklarımız tehdit edilirse, bizler de gereken karşılık ve tedbirleri almak zorundayız.”

Son olarak, Türkiye’nin çözüm yaklaşımına uygun hareket edilmesi gerektiğini belirten Gülbahar, “Yapılması gereken, Rum tarafının taleplerini kabul etmek değil, önce haklarımızı ve egemenlik haklarımızı koruma altına almak ve bu gerçekleşene kadar mücadele etmeye devam etmektir” dedi.

Gülbahar, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Tatar ve hükümetimiz, Rum yönetiminin emlak sektörüne, iş insanlarına ve yabancı yatırımcılara karşı yürüttüğü saldırıları sonlandırmadığı ve uluslararası platformları kullanarak Kıbrıs Türkü aleyhine girişimlerine devam ettiği sürece, Rum kesimiyle herhangi bir resmi veya gayri resmi toplumlar arası görüşme yapılmaması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.”