Almanya’nın Ekonomik Dönüşümü: Yeni Zorluklar ve Fırsatlar
Almanya’nın ekonomik dönüşüm süreci, yeni zorluklar ve fırsatlarla dolu. Bu içerikte, ülkenin karşılaştığı ekonomik değişimler, sektörler arası etkileşimler ve gelecekteki fırsatlar hakkında derinlemesine bilgi edinin.

Almanya’nın Ekonomik Dönüşümü: Yeni Bir Model Arayışı
Almanya, günümüzde yeni bir iş modeline acil ihtiyaç duymaktadır. Ülkenin eski ekonomik yapılandırması, Rusya’dan ucuz doğal gaz ve Çin’e yapılan yüksek kâr getiren ihracatlar üzerine kuruluydu, ancak bu model artık geçerliliğini yitirmiştir.
Avrupa’nın en büyük ekonomisi, durgunluk ve geleceğe dair kaygılarla yüzleşmektedir.
Bu yeni büyüme stratejisinin hayata geçirilmesi, 23 Şubat’ta gerçekleşecek ulusal seçimlerin ardından göreve gelecek hükümet için en büyük zorluklardan biri olacaktır.
Almanya, son beş yıldır gerçek bir ekonomik büyüme yaşayamamıştır.
Kaliteli ürünleriyle tanınan ülke, COVID-19 pandemisi sonrası endüstriyel güç merkezinden geri kalmış bir ülke konumuna düşmüştür.
Aşırı bürokrasi, vasıflı işgücü eksikliği, teknolojinin yavaş yayılımı ve mevcut koalisyon hükümetinin belirsiz politikaları, bu durumu pekiştiren başlıca etkenler arasında yer almaktadır.
Ayrıca, Çin’den gelen artan rekabet ve Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı sonucu yükselen enerji fiyatları, ekonomiyi daha da zor durumda bırakmıştır.
Seçim Yaklaşırken İş Dünyası Eleştirileri Artıyor
EBM-Papst adlı endüstriyel fan üreticisinin CEO’su Klaus Geissdoerfer, “Almanya’da gerçekten daha fazla şirket ve işletme dostu bir politikaya ihtiyacımız var. Ülkemizde yetenekli insanlar ve iyi şirketler mevcut, ancak şu anda politik düzeyde bu farkındalık eksik,” ifadelerini kullandı.
Yıllık 2,5 milyar euro (2,6 milyar dolar) geliri olan ve üç kıtada faaliyet gösteren EBM-Papst, kendisini küresel lider olarak tanımlıyor. Şirket, geçtiğimiz yıl özellikle Almanya’da sıkıntılar yaşadığını ve iç pazarında %4,1’lik bir gelir kaybı yaşadığını bildirdi.
Geissdoerfer, EBM-Papst’ın ısıtma teknolojisi bölümünün, gazlı fırınlarını daha az kirleten elektrikli ısı pompalarıyla değiştirme çabalarının kötü yönetimi nedeniyle %18,7 oranında satış kaybı yaşadığını belirtti.
Almanya’nın Şansölyesi Olaf Scholz’un koalisyon hükümeti tarafından önerilen Bina Enerji Yasası’nın karmaşık gereklilikleri nedeniyle, birçok kişi ısıtma sistemlerinde yenilik yapma sürecini erteledi veya yasa yürürlüğe girmeden önce yeni gazlı cihazlar almak için acele etti.
Bu durum, EBM-Papst’ın ürettiği ultra sessiz ısı pompası fanlarına olan talebi azaltmıştır.
Geissdoerfer, “Herkes ‘Eğer bu zorunlu değilse, beklemekte fayda var’ düşüncesinde,” diyerek endişelerini dile getirdi.
CEO, sektördeki diğer bir şikayeti de dile getirerek, Almanya’nın aşırı bürokrasi sorunu ile karşı karşıya olduğunu belirtti. 2023 yılında yürürlüğe giren bir yasa, kamu ve özel sektörün iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında enerji kullanımını azaltmasını gerektiriyor.
Bu yasaya uyum sağlamak için EBM-Papst’ın çalışanları, şirketin yaptığı çalışmaları belgelerle sunmak zorunda kalıyor. “Bu nedenle, önlemleri uygulamak yerine, sadece yazmak ve raporlamakla meşgul oluyoruz,” diyen Geissdoerfer, enerji tasarrufu ekipmanı üreten bir şirket için bu durumun zaman kaybı olduğunu vurguladı. “Yeni hükümetle bu sorunları çözebileceğimizi umuyorum, çünkü mevcut durumda çok fazla sıkıntı var.”
Uluslararası İlişkilerin Ekonomiye Etkisi
Almanya, yerel sorunların yanı sıra uluslararası ilişkilerde de zorluklarla yüzleşmektedir.
Rusya, Almanya’nın Ukrayna’ya savaş zamanında verdiği destek nedeniyle doğal gaz tedarikini büyük ölçüde kesmiştir.
Bu durum, özellikle sanayi için kritik öneme sahip olan elektrik fiyatlarının yükselmesine neden olmuştur.
Elektrik fiyatları, ABD ve Çin’deki fiyatların 2,5 katına çıkmıştır.
Mecanindus-Vogelsang Group’un CEO’su Ulrich Flatken, Almanya’daki tesislerin kullandığı elektrik için kilovatsaat başına ödediği miktarın, ABD’deki tesislere ödediğinden iki kat fazla olduğunu belirtti.
Bu durum, Almanya’nın sanayisinde büyük bir rekabet dezavantajı yaratmaktadır.
Almanya’nın ekonomik yapısını etkileyen bir diğer faktör ise Çin ile olan ticari ilişkileridir. 2010’lar boyunca, Almanya Çin ile olan ticaretinde büyük kazançlar elde etti, ancak bu süreçte Çinli şirketler, Almanya’nın güçlü olduğu alanlarda rekabet etmeye başladı. Özellikle Çinli şirketler, devlet destekli sübvansiyonlar ile Almanya’nın pazarında yer edinmeye başladı.
Almanya’nın son iki yılda yaşadığı ekonomik daralma, bu rekabetin bir sonucudur.
Ekonomi, 2024’ün sonunda 2019’dakinden sadece %0,3 daha büyük olabilecektir.
Bu süre zarfında ABD ekonomisi %11,4, Çin ekonomisi ise %25,8 büyüme kaydetmiştir.
Rehavet ve Zihinsel Dönüşüm
Almanya Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Marcel Fratzscher, 2010’ların başarılı döneminin ardından Almanya’da bir rehavet oluştuğunu belirtti.
Alman şirketleri, elektrikli araçlar gibi teknolojik trendlere yeterince hızlı yanıt veremediler.
Fratzscher, “2010’ların başarısının tadını çıkarırken, değişim ve adaptasyon konusunda yavaş davrandılar.
Ekonomik sıkıntılar devam ederken, zihinsel bir depresyon yaşanmaya başlandı. Şirketler ve vatandaşlar arasında karamsarlık hakim ve bu durum, şirketlerin yatırım yapmamasının başlıca nedenlerinden biri,” ifadelerini kullandı.
Birçok iş yöneticisi ve ekonomist, Almanya’nın yeni hükümetinin, altyapı ve eğitime yönelik kamu harcamalarını artırabilmesi için borç üzerindeki anayasal sınırlamaları gevşetmesi gerektiğini savunuyor.
Fratzscher, siyasi liderlerin yeni iş yapma yollarını benimseme konusunda nasıl bir tutum sergileyeceğini merak ettiğini belirtti. “Son 75 yılda Almanya, fikir birliği ve siyasi istikrar üzerine inşa edildi, ancak bu durum hızlı değişimi zorlaştırıyor.
Ekonomik dönüşümlerde daha hızlı olmamız gerektiğini anlamamız gerekiyor,” dedi.
Almanya, son beş yıldır önemli bir ekonomik büyüme kaydedememiştir.
Bu durum, yüzyılın büyük bölümünde ihracatı artıran ve mühendislik alanında dünya ticaretinde önemli bir rol oynayan Avrupa’nın en büyük ekonomisi için şaşırtıcı bir dönüşümdür.
Almanya’nın Durgunluğunun Beş Temel Nedeni
- Rusya’dan Gelen Enerji Şoku: Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası doğal gaz akışının kesilmesi, Almanya’nın enerji bağımlılığını sorgulattı.
Almanya’nın enerji modeli, ucuz enerjiye dayalıydı ve bu şok, endüstriyel maliyetleri artırdı.
- Çin: Müşteriden Rakibe: Almanya, Çin’in küresel ekonomiye girmesinden faydalanmışken, şimdi rakip haline gelmiştir. Çinin devlet destekli üretimi, Alman ürünlerini tehdit etmektedir.
- Yatırımda Cimrilik: Almanya, iyi zamanlarda uzun vadeli projelere yatırım yapmayı erteledi.
Altyapı eksiklikleri, özellikle ulaşım ve internet altyapısında sorunlara yol açmaktadır.
- Nitelikli İşçi Eksikliği: Almanya, doğru becerilere sahip iş gücü bulmakta zorlanmaktadır.
STK anketleri, birçok şirketin açık pozisyonları dolduramadığını göstermektedir.
- Bürokrasi: Uzun onay süreçleri ve aşırı evrak işi, iş dünyasını olumsuz etkilemektedir.
Enerji projelerinin hayata geçirilmesi, gereksiz bürokrasi nedeniyle gecikmektedir.