Başbakan Ünal Üstel’in Cenevre Zirvesi Değerlendirmesi
Başbakan Ünal Üstel, Cenevre Zirvesi’nde gerçekleşen önemli gelişmeleri değerlendiriyor. Zirvenin sonuçları, uluslararası ilişkiler ve Türkiye’nin stratejik hedefleri üzerine kapsamlı bir analiz için makalemizi okuyun.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel, Cenevre’de gerçekleştirilen Kıbrıs zirvesinin ardından önemli açıklamalarda bulundu.
Zirve ile ilgili değerlendirmelerinde şunları dile getirdi:
“Kıbrıs müzakereleri, neredeyse 50 yılı aşkın bir süredir devam etmekte; ancak Rum tarafının federasyon temelinde bir anlaşma yapma niyetinin olmadığı, bu yaklaşımın bir hedef değil, bir araç olarak görüldüğü artık net bir şekilde anlaşılmıştır. Bu süreçte, Kıbrıs Türk halkının müzakere masasına mahkum edilmesi ve devletimizin gelişiminin engellenmesi, sürdürülen müzakerelerin yalnızca bir kayıptan ibaret olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Bu nedenle, Cenevre’ye giderken, masada yeni bir perspektif sunma zamanının geldiğini, egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca iki devletin işbirliğine dayalı olarak yeni bir dönemin başlaması için gerekli adımların atılması gerektiğini sürekli vurguladık.
Dün gerçekleştirilen gayriresmi 5’li görüşmelerde, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti de, ortaya koyduğumuz bu görüşlere paralel bir duruş sergilemiştir.
Federasyon temelinde müzakerelere dönülmeyeceği teyit edilmiştir.
Egemenlik, eşitlik ve eşit uluslararası statü taleplerimiz masada bir kez daha vurgulanmıştır.
Federasyon tezinin artık ortak bir zemin oluşturmadığı ve bu pozisyonun yalnızca Rum tarafının görüşü olduğu, kapsamlı müzakerelere geçmek için ortak bir zemin bulunması gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Bu bağlamda, Türk tarafı olarak Cenevre’ye gelmeden önce belirlediğimiz görüşlerin masada karşılık bulması, yeni sürecin önemli ölçüde şekillendiğinin bir göstergesidir.
Samimi duruşumuz devam ediyor. İki halk arasında güven tesisini sağlamak amacıyla işbirliğine dayalı yeni adımlar atılması gerekliliği gündeme gelmiştir.
- Dört yeni geçiş kapısının açılması,
- Gençlik alanında bir teknik komite kurulması,
- Mayınlı alanların temizlenmesi,
- Mezarlıkların restorasyonu,
- Ara bölgede solar enerji parkının kurulması,
- İklim değişikliği komitesinin kurulması,
Bu kararları yetersiz bulmakla birlikte olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiğimizi belirtmek isterim.
Uluslararası toplumdan, Kıbrıs Türk halkına verdiği diğer sözleri de yerine getirmesini ve bize karşı uygulanan tüm insani, ticari, siyasi, sosyal ve sportif ambargoları kaldırmasını beklemekteyiz.
Özetle, Cenevre Zirvesi; egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün tanınması yönündeki temel vizyonumuzu güçlendirmek ve iki halk arasında işbirliğine dayalı yeni süreçlerin başlatılması adına son derece önemlidir.
Zaman, başarısızlıklarla dolu eski defterleri karıştırma ya da 50 yıldır sonuç vermeyen olguların peşinde koşma zamanı değil.
Yeni şeyler söyleme ve yeni pozisyonları tartışma ve kabul etme zamanıdır.
Bu noktada, Kıbrıs Türk Halkı’nın hak ve çıkarlarını cesaretle savunan Sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve tüm Türk heyetine olan güvenimizi bir kez daha yinelemek istiyorum.
Yeni çözüm vizyonumuza sarsılmaz bir şekilde tam destek veren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Temmuz ayında gerçekleştirilmesi planlanan gayriresmi görüşmelerde de, iki halkın işbirliğine dayalı kültürün gelişmesine ve diyalog yollarının açılmasına yönelik olumlu adımları destekleme konusundaki kararlılığımızı yinelemek isterim.”