Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre Basın Toplantısı Değerlendirmesi

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre Basın Toplantısı

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in himayesinde
Cenevre’de gerçekleştirilen genişletilmiş gayriresmi Kıbrıs konferansının ardından bir basın toplantısı
düzenledi.

Tatar, bu toplantının önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek, “Resmi görüşmelerin
yeniden başlayabilmesi için egemen eşitlik ve eşit statü şarttır.

Bu olmaksızın ilerleyemeyiz.” dedi.

Tatar, konferansta dört yeni kapının açılması yönünde mutabakata varıldığını belirterek, mayınların
temizlenmesi konusunda işbirliği yapılacağını ve gençlikle ilgili bir teknik komite oluşturulacağını
ifade etti. “Ara bölgede güneş enerjisi sistemi oluşturularak kuzeye ve güneye enerji sağlanacak.

Ayrıca
mezarlıkların restorasyonu konusunu da ele aldık; bakımları ve restorasyonu yapılacak.” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, aynı formatta bir görüşmenin temmuz sonu yapılması konusunda uzlaşıldığını ve bu
konularda yardımcı olması adına BM Genel Sekreteri’nin kişisel bir temsilci atayacağını belirtti.
Toplantıda Tatar’a Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Güneş Onar
eşlik etti.

Tatar, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Yeni Bir Sayfa Açılması

Cumhurbaşkanı Tatar, bu toplantının her iki taraf için daha kalıcı ve sürdürülebilir bir ortam oluşturma
çabası olduğunu vurgulayarak, “Bu bizim için yeni bir sayfa açılması anlamına geliyor.” ifadelerini
kullandı.

Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türkler ve Rumların çok daha iyisini hak ettiğini belirten Tatar, federal
çözümün daha önce başarısızlıkla sonuçlandığını ve istenilen noktaya gelinemediğini kaydetti.

“Biz Kıbrıslı Türkler olarak federal çözüm yönündeki fikrimiz nettir.

Resmi görüşmelerin yalnızca egemen
eşitlik ve iki devletli bir anlayışla yapılabileceğini daha önce de ifade etmiştik.

Bu nedenle, dört yıl
sonra Cenevre’de yeniden aynı binada buluştuk ve aynı şeyleri tekrar ediyoruz.

Egemen eşitlik ve eşit
statü olmaksızın müzakerelere devam edemeyeceğimizi vurguluyorum.

Bu konuda Türkiye’nin destekleri için
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Fidan’a teşekkür ederim.” dedi.

Rum liderinin açıklamalarını değerlendiren Tatar, müzakerelere Crans Montana’da kalındığı yerden devam
edilebileceği görüşünün savunulduğunu belirtti.

Ancak bunun işe yaramadığını, 50 yıldır aynı şekilde
sürdürülmeye çalışıldığını ve ilerleme kaydedilemediğini ifade etti. “Umudumuz yüksek, yeni bir yaklaşımla
ve politika ile ilerleyebileceğimize inanıyorum.” dedi.

Tatar, iki taraf arasında statü bazında eşitliğin sağlanmasının müzakerelerin başlaması ve çözüme
kavuşturulması adına bir gereklilik olduğunu vurgulayarak, “Bizim statümüzün de eşit seviyeye getirilmesi
gerekir ki müzakerelere adil bir çerçevede başlayabilelim.” dedi.

Kıbrıs İşbirliği Konseyi Önerisi

Tatar, bu gayri resmi görüşmenin önemi çerçevesinde Kıbrıs İşbirliği Konseyi (CCC) oluşturulması
önerisini sundu.

Bu önerinin enerji, elektrik şebekeleri, yasa dışı göç, iklim değişikliği gibi konularda
ortak çalışmalar yapılmasına imkan tanıyacağını belirtti.

Ancak bu önerinin Rum lider Hristodulidis
tarafından reddedildiğini de aktardı.

Toplantıda ayrıca yazılı bir açıklama da dağıtıldı.

Bu açıklamada Tatar, sürdürülebilir bir gelecek
için toplantıya olumlu ve yapıcı bir yaklaşım sergileyerek, her iki tarafın yararına olacak yeni bir
kapı açma umuduyla katıldığını belirtti.

Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum halkının daha iyisini hak ettiğini,
çocuklar ve gelecek nesiller için en iyisini bırakmak istediklerini ifade etti.

Tatar, federal temelde yapılan müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığını belirtirken, Genel Sekreterin
Kişisel Temsilcisi Holguin’in 2024’te Ada’da gerçekleştirdiği temaslarda, iki kesim arasında resmi
müzakere başlatmak için ortak bir zemin bulunmadığı sonucuna vardığını dile getirdi.

İnsani Olmayan İzolasyonların Kaldırılması

Tatar, toplantıda izolasyonların kaldırılması gerektiğini de vurgulayarak, bu izolasyonların Kıbrıslı
Türklerin temel insan haklarından yararlanmasını engellediğini ifade etti. “62 yıldır Kıbrıslı Türkler
uluslararası sistemin dışında tutuldu.

Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün nedeni de bu adaletsizliğin
devamıdır.” dedi.