DAÜ-SEN’den Milletvekillerine Açık Mektup: Mali Kriz ve Strateji İhtiyacı

DAÜ-SEN, milletvekillerine açık mektup yazarak mali krizle mücadele ve strateji ihtiyacını vurguluyor. Eğitim ve kamu hizmetleri alanındaki sorunlara dikkat çekerek çözüm önerileri sunan bu metin, toplumun geleceği için kritik bir çağrı niteliğinde.

DAÜ-SEN’den Milletvekillerine Açık Mektup: Mali Kriz ve Strateji İhtiyacı

DAÜ-SEN’den Milletvekillerine Açık Mektup

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), milletvekillerine ve Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi üyelerine yönelik bir açık mektup yayımlayarak, DAÜ’de yaşanan mali gelişmelerle ilgili görüşlerini paylaştı.

DAÜ-SEN tarafından yayımlanan bu açık mektupta, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin Komitede görüşüldüğü hatırlatılarak, DAÜ bütçesi ile ilgili oylamanın ertelendiği ifade edildi.

Bu çerçevede, DAÜ-SEN olarak yaşanan mali gelişmelerle ilgili bir değerlendirme yapma ihtiyacı duyulduğu belirtildi.

Sendika, açık mektubunda, DAÜ’deki son bütçe açığının geçmişine değinerek, sorunun 2019 yılına kadar uzandığını ifade etti. “2019 yılında, üniversite uzun bir aradan sonra ilk kez bütçe açığı ile karşılaştı.

Geçmişteki birikimleri sayesinde giderlerini sorunsuz bir şekilde karşılarken, her yıl bütçe açığını büyüten bir sürecin içine girmiştir.

Tüm uyarılarımıza rağmen, hem hükümetler hem de DAÜ yönetimleri bu sorunun büyümesine göz yummuştur.” dedi.

DAÜ’nün Tarihindeki En Büyük Mali Kriz

Sendika, 2024 yılına gelindiğinde DAÜ’nün tarihindeki en büyük mali krizle karşı karşıya olacağını vurgulayarak, bu krizin iki temel sebebinin “DAÜ’deki tüm yönetim kademelerindeki yönetimsel sorunlar” ve “yükseköğretim alanının nitelikten uzaklaşması” olduğunu belirtti. “Sorunun çözümü bu iki alanda atılacak adımlarla mümkündür.” diyen Sendika, 4 Nisan 2024 tarihinde hükümet, DAÜ yönetimi ve DAÜ’de örgütlü olan üç sendikanın bir protokole imza attığını ifade etti. “Bu protokole bağlı kalmayı taahhüt ediyoruz.

Beklentimiz, hükümet ve DAÜ yönetiminin de bu protokol çerçevesinde gerekli adımları zamanında ve eksiksiz atmasıdır.” şeklinde ekledi.

Çalışan Desteği ve Hükümetin Mali Desteği

Sendika, protokol gereği 2027 yılında DAÜ’nün hedeflerine ulaşabilmesi için çalışan desteğinin yanında hükümetin mali desteğinin de hayati öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Protokol imzalanmasının hemen ardından, çalışanların maaşlarından ortalama yüzde 20 kesinti yürürlüğe girmiştir.

BU HABER SENİN İÇİN  Türkiye'de Yabancılara Taşınmaz Mal Edinme İzni Verildi

Yeni istihdam yapılmaması politikası ile 2027 yılında personel giderlerinin, başlangıçtaki maaş kesintisi ile birlikte yüzde 45 oranında azaltılabileceği öngörülmektedir.

Protokolde yer alan diğer tasarruf tedbirleri hayata geçtiğinde, bu oran yüzde 50-55’e kadar çıkabilecektir. Çalışanlar, protokole uygun olarak üzerlerine düşeni yapacak, hem maaş kesintisi hem de daha fazla çalışarak giderlerin azaltılmasına katkıda bulunacaklardır.

Geriye kalan kısımda ise hükümetin 2027’ye kadar DAÜ’yü sürdürmek için gerekli mali desteğine ihtiyaç duyulacaktır.” dedi.

Sendika, yükseköğretimde nitelik ve kamusal yükseköğretimin amaçlarına ulaşabilmesinin iyi bir yönetim anlayışından geçtiğini vurgulayarak, “Ülkemizin alışılmış yönetim alışkanlıkları ile farklı sonuçlar elde etmemiz mümkün değildir.

Zihniyet değişimi zor olsa da, toplumumuzun aydınlık geleceği için bunu başarmalıyız.

Aksi halde, tüm toplum için karanlık bir gelecek söz konusu olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Eğitim Bakanlığı’nın Strateji Eksikliği

Sendika, mektubunda, “Üzülerek görüyoruz ki, Eğitim Bakanlığı’nın ve hükümetin bir yükseköğretim stratejisi ve politikası henüz oluşmamıştır.

Yükseköğretimde benimsenecek model belirsizdir; Türkiye’yi, Avrupa’yı, Amerika’yı ya da Afrika’yı mı örnek alıyoruz, bu da net değildir.” diyerek bazı rakamlar paylaştı. “Türkiye Cumhuriyeti’nin 2025 yılı bütçesinde eğitimin payı yüzde 14.84’tür.

Yükseköğretimde devlet üniversitelerinin aldığı pay ise eğitim bütçesinin yüzde 22.5’i ile 488 milyardır.

KKTC’de ise eğitimin toplam bütçe içerisindeki payı sadece yüzde 12.10’dur.

Oransal olarak baktığımızda, benzer bir politikayla KKTC’de devlet üniversitelerine aktarılacak kaynak yaklaşık 4 milyar olabilmelidir.

Ancak bu kaynağın devletin temel ihtiyaçlarına yönelik ve bütünlüklü bir strateji ile aktarılması gerekmektedir.” dedi.

Sendika, “Nitelikli eğitim ve araştırma için, güçlü ve lider devlet üniversiteleri kaçınılmazdır.

Geriye kalan konu, hükümetin ve Meclis’in KKTC’de yükseköğretimin geleceğini nerede görmek istediği ile ilgilidir.” diyerek, “Bugün burada tartışılan 600 milyon mu yoksa 1,2 milyar mı devlet katkısının gerekliliği, böylesine bütünlüklü bir perspektiften değerlendirilmeli.” şeklinde ekledi. “Herkes protokole uygun hareket etmeli ve amacımıza birlikte ulaşmalıyız.

BU HABER SENİN İÇİN  Tufan Erhürman'ın Meclis Konuşması: İhale Sorunları ve İklim Krizi

Bunun için hem DAÜ yönetimi hem de hükümet üzerine düşenleri eksiksiz yerine getirmelidir.

DAÜ, güçlü ve nitelikli lider bir devlet üniversitesi olarak yaşatılmalı, hükümet yükseköğretimde niteliğe dayalı bir vizyonla stratejilerini açıkça belirtmelidir.

Herkes işini ciddiyetle yapmalı; Meclis ve değerli milletvekilleri ise bunun teminatı olmalıdır.” şeklinde sonlandırdı.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ