Dışişleri Bakanlığı’ndan Kıbrıs Rum Yönetimi’ne Sert Tepki
Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yönelik sert bir tepki gösterdi. Bu açıklamalar, bölgedeki gerginlikleri artırırken, diplomatik ilişkilerin seyrini nasıl etkileyecek? Detaylar için okumaya devam edin.

Dışişleri Bakanlığı’ndan Kıbrıs Rum Yönetimi’ne Tepki
Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Rum yönetiminin Mısır ile imzaladığı hidrokarbon anlaşmalarına yönelik sert bir yanıt verdi.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Kıbrıs Rum liderliğinin 1963 yılından bu yana süregelen, Kıbrıs Türk halkının haklarını gaspetme siyasetine hız kesmeden devam ettiği vurgulandı.
Açıklamada, Rum Yönetimi liderinin Kahire ziyareti çerçevesinde, ada ve çevresindeki doğal kaynakların eşit sahibi olan Kıbrıs Türk halkının haklarını hiçe sayarak Mısır ve çok uluslu şirketlerle, ada çevresindeki hidrokarbonların pazarlanmasına ilişkin bir dizi anlaşma imzaladığına dikkat çekildi.
Bu bağlamda, “Kıbrıs Türkünün taraf olmadığı ve onay vermediği bu anlaşmaların hiçbir hukuki geçerliliği yoktur ve geçersizdir,” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, “Rum lider Hristodulidis’in haddini aşarak sadece adamızı değil, bölgeyi de çatışma ortamına sürükleme riski taşıyan adımlar atmaktan derhal vazgeçmesi gerekmektedir,” denildi.
Bu çerçevede, bazı ülkelerin, esasen kendi ulusal çıkarları doğrultusunda Rum tarafıyla çeşitli alanlarda anlaşmalar yapmasının, Rum liderliğinde bir güç zehirlenmesine neden olduğu ve dolayısıyla gerçeklikten kopmasına yol açtığı ifade edildi.
Rum liderliği, uluslararası camiadan aldığı bu destekle adada bir anlaşmaya varılmasını istediği yönündeki yanıltıcı söylemini sürdürmektedir.
Ancak, Rum yönetiminin gerçek amacı, adada kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşmak değil, yalnızca mevcut statükonun devamını sağlamaktır.
Bu şekilde, Rum tarafı, Kıbrıs Türk halkı üzerindeki haksız izolasyonu sürdürmeyi, aynı zamanda ikili ilişkilerini geliştirerek hakimiyetçi anlayışını devam ettirmeyi hedeflemektedir.
Kıbrıs Türk halkı ile herhangi bir konuda ortaklık kurmak istemeyen Rum tarafının uzlaşmaz tavrı herkes tarafından açık bir şekilde görülmektedir.
Bu nedenle, uluslararası toplumun artık Kıbrıs’taki gerçekliği görmesi, diğer bir deyişle iki devletin varlığını esas alan bir zemini kabul etmesi son derece önemlidir.
Kıbrıs Türk halkı, egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyidiyle, iki devlet arasında iyi komşuluk ilişkilerinin tesis edilmesi amacıyla görüşmelere başlama konusunda kararlılığını sürdürmektedir.