Embiya Kımışoğlu yazdı: Aldatan bizden değildir
Ahlaki ilkeler içerisinde dikkatimizi çeken en önemli hususlardan birisi de dürüstlüktür.
Dürüstlük; doğru olma, özü sözü bir olma, olanı olduğu gibi yansıtma, gerçeği saklamama, bilinenden veya olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmama, bir şeyi farklı sunmama, farklı göstererek aldatmama, mahiyeti ve niteliği hakkında eksik bilgi vermeme, eksik beyanda bulunmama ve yalan söylememedir.
Lokamn Suresi 33.
Ayette ‘’….sakın, şeytan Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın’’ buyurarak aldatmanın, kandırmanın şeytanın özelliği olduğunu belirtmiştir.
Yine Kur’an Münafıkların temel vasfının aldatmak olduğuna dikkatleri çekmiştir.
Allah Resûlü (sas) bazı ihtiyaçlarını temin etmek için zaman zaman Medine pazarına gider, bu vesileyle gelip gidenlerden ve alınıp satılanlardan da haberdar olurdu.
Yine bir gün pazarda dolaşırken bir buğday yığını dikkatini çekti.
Hububatı satan adamın yanına gelerek buğday yığınına elini daldırdı.
Ancak buğdayın altı göründüğü gibi çıkmamış, Efendimizin (sav) parmakları ıslanmıştı.
Satıcıya ıslaklığın sebebini sorduğunda, yağmurdan kaynaklandığı cevabını aldı.
Bunun üzerine Allah Resûlü (sas), “Öyleyse insanların görmeleri için ıslak olan kısmı üste koyman gerekmez miydi?” diyerek ticaret ahlâkına dikkatleri çekti.
Anlaşılan o ki, satıcı kuru ve ıslak olan buğdayı ayırmadan satışa sunmak suretiyle insanları aldatmaktaydı.
Bunun üzerine peygamberimiz (sav): ‘’ Bizi aldatan, bizden değildir’’ buyurarak tepkisini ortaya koydu.