Ersin Tatar’dan Güney Kıbrıs’taki Mülkiyet ve Geçiş Politikaları Hakkında Açıklamalar
Ersin Tatar, Güney Kıbrıs’taki mülkiyet ve geçiş politikaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Detaylar için haberimizi inceleyin.

Güney Kıbrıs’taki Tutuklamalara ve Mülkiyet Meselesine Yönelik Sert Eleştiriler
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde son dönemde yaşanan tutuklamalar ve mülkiyet meseleleriyle ilgili ciddi açıklamalarda bulundu. Tatar, bu tutuklamaların ve davaların, Kıbrıslı Türklerin hak ve özgürlüklerine yönelik ciddi bir saldırı olduğunu vurguladı ve bu tutumların samimiyetsizliğini gözler önüne serdi. 1974 sonrasında Kuzey ve Güneyde kurulan farklı düzenlerin uluslararası toplum tarafından da tanındığını hatırlatan Tatar, özellikle Kıbrıslı Türklerin silah zoruyla evlerinden çıkarılmasına ve kendi devletlerini kurmak zorunda bırakılmasına işaret etti.
“Kıbrıslı Türklerin haklarına saygı gösterilmelidir” diyerek, uluslararası hukukun ve mevcut düzenlemelerin, adadaki gerçekliği yansıttığını ifade eden Tatar, Orams davası ve Taşınmaz Mal Komisyonu gibi uluslararası kararların, Kıbrıs Türk halkının haklarını koruyan önemli adımlar olduğunu belirtti. Bu bağlamda, tutuklamaların ve cezalandırmaların kabul edilemez olduğunu ve bunun, Kıbrıs Türklerinin masumiyetine yapılan bir saldırı olduğunu dile getirdi.
Geçiş Kapıları ve Güvenlik Konusundaki Güncel Durum
Cumhurbaşkanı, özellikle araçlı geçişlerin yoğunluğunu ve bu konuda yeni kapıların açılması ihtiyacını vurguladı. “Mevcut durumda Metehan sınır kapısındaki yoğunluk, yeni araçlı geçiş kapılarının açılmasını zorunlu kılıyor” diyerek, bu adımların iki toplumun da faydasına olacağını ifade etti. Ayrıca, Cenevre görüşmelerinde, Haspolat ve Akıncılar bölgelerinde yeni araçlı kapıların açılması yönünde öneriler sunduklarını ve bu kapıların, hem iki halkın kullanımı için hem de Metehan Kapısı’ndaki trafik yoğunluğunu azaltmak adına önemli bir adım olacağını belirtti.
Lokmacı’da Yeni Yaya Geçiş Kapısı ve Koridor Tartışmaları
Lokmacı bölgesinde yeni bir yaya geçiş kapısı açılması konusunda Rum tarafının talebine karşılık, Tatar bu talebi sıcak karşılamadıklarını dile getirdi. “Lokmacı yakınlarında ciddi bir sıkışıklık mevcut değil. Her kapının güvenlik ve altyapı maliyetleri var. Şu an için yeni bir yaya geçiş kapısı açılması ihtiyaç değil. Öncelikli hedefimiz araç geçişlerinin kolaylaştırılmasıdır” şeklinde konuştu. Ayrıca, Akıncılar bölgesinde Rum tarafının ‘koridor’ yaratma talebinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına ve güvenliğine ciddi tehdit oluşturduğunun altını çizdi. “Bu, fiilen Rum tarafına geçiş koridorudur ve kabul edilemez” dedi.
Mülkiyet ve Toprak Konuları Üzerine Derinlemesine Değerlendirmeler
Tatar, Güney Kıbrıs’ta mülkiyet gerekçesiyle gerçekleştirilen tutuklamalara ilişkin olarak, “Kıbrıslı Türklerin sinir uçlarıyla oynamak kimseye fayda sağlamaz” diyerek, bu tutuklamaların, adadaki gerçekliği ve uluslararası hukuku hiçe saydığını belirtti. 1974 sonrası Kuzey’de ve Güney’de kurulan düzenlerin, uluslararası kararlar ve mahkemeler tarafından da onaylandığını hatırlatan Tatar, özellikle Taşınmaz Mal Komisyonu’nun ve Orams davasının, Kıbrıs Türklerinin haklarını koruyan temel unsurlar olduğunu vurguladı.
“Bu düzenlemelere rağmen, insanları keyfi biçimde tutuklamak ve cezalandırmak kabul edilemez. Bu, masum insanların haklarına saldırıdır” diyerek, uluslararası hukuka uygun hareket edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Tatar, tüm bunlara rağmen Rum tarafının, uzlaşmaz tutumunu sürdürdüğünü ve bu durumu, Kıbrıslı Türkleri ‘uzlaşmaz’ göstermek için kullanmaya çalıştığını ifade etti.
Geleceğe Yönelik Güvenlik ve Yerleşim Planları
Görüşmelerde, Pile bölgesine yönelik yeni yerleşim planları gündeme geldi. Tatar, “Rum tarafı bölgeye yeni yerleşim planları yapıyor, ancak mevcut askeri durumu göz önünde bulundurduğumuzda bu kabul edilemez” diyerek, bu tür girişimlerin kabul edilmediğini vurguladı. Ayrıca, Türk tarafının tüm taleplerini karşılamak yerine, sıfır asker ve sıfır garantiyi dayatan Rum tarafının, gerçek niyetinin Türk halkını tamamen etkisiz hale getirmek olduğunu belirtti.
Türkiye’nin garantörlük hakkı ve adadaki Türk askerinin varlığının, Kıbrıs Türk halkı için hayati önemde olduğunu vurgulayan Tatar, “Türk askerinin varlığı, güvenlik ve caydırıcılık açısından vazgeçilmezdir” diyerek, bu konudaki kararlılıklarını yineledi.
Görüşmeler ve İki Taraflı Gençlik Temasları
Görüşmede, Haspolat Arıtma Tesisi’nin durumu da masaya yatırıldı. Rum tarafının, buradaki su kaynaklarından daha fazla yararlanmak istediği, ancak bu konuda Lefkoşa Türk Belediyesi’nin de sürece dahil edilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, dün gerçekleşen “İki Taraflı Gençlik Teknik Komitesi” toplantısının önemine değinen Tatar, gençler arasındaki temas ve dostlukların, çözüm yolunda büyük bir adım olduğunu söyledi.
Kıbrıslı Türk lider, gençlere, “Kabul ediniz ki, Kıbrıs meselesi iki toplum arasındaki bir sorundur ve karşı tarafın gençleri de bu sürecin bir parçasıdır” diyerek, diyaloğun ve anlayışın önemini vurguladı. Rum tarafının sıkça kullandığı ‘reunification’ (yeniden birleşme) ifadesine de değinen Tatar, bunun kabul edilebilir olmadığını ve gerçek çözümün, adil ve kalıcı bir barıştan geçtiğini belirtti.