Eski Müzakereci Ergün Olgun’dan Kıbrıs Sorunu ve Türkiye-AB İlişkileri Üzerine Değerlendirmeler

Eski müzakereci Ergün Olgun, Kıbrıs sorunu ve Türkiye-AB ilişkileri üzerine derinlemesine değerlendirmelerde bulunuyor. Tarihsel bağlamdan güncel gelişmelere kadar önemli içgörüler sunan bu içerik, bölgedeki dinamikleri anlamak için kaçırılmaması gereken bir fırsat.

Eski Müzakereci Ergün Olgun’dan Kıbrıs Sorunu ve Türkiye-AB İlişkileri Üzerine Değerlendirmeler

Eski Müzakereci Ergün Olgun, Rumların Ekonomik Saldırılarının Kıbrıs Türk Halkını Hedef Aldığını Açıkladı

Taha Can GÜRLEK – Eski Müzakereci Ergün Olgun, KIBRIS TV’de Elif Şen Çatal’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen programda, Kıbrıs meselesinin güncel durumu ve Türkiye-AB ilişkileri hakkında kapsamlı bir değerlendirmede bulundu.

Olgun, Kıbrıs’taki siyasi süreçte mevcut tıkanıklığın çeşitli nedenlerden kaynaklandığını belirterek, çözüm arayışlarının karşılaştığı zorluklara dikkat çekti.

Türkiye’nin uluslararası ve bölgesel arenada oynadığı rolün önemine vurgu yapan Olgun, Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik bir işbirliği çerçevesinde ele alınması gerektiğini ifade etti.

Olgun, Türkiye-AB ilişkilerinin karşılıklı çıkarlar doğrultusunda şekillendiğini belirtti.

Kıbrıs Türk tarafının yaşadığı ekonomik ve siyasi zorluklara dikkat çeken Olgun, bu zorlukların Kıbrıs’ta bir uzlaşıyı zorlaştırdığını vurguladı.

Ayrıca, son dönemde gündeme gelen ve Kıbrıs meselesine dair tartışmalara yol açan bir televizyon dizisine atıfta bulunarak, tekil hamlelerin tek başına değerlendirilmemesi gerektiğini ifade etti.

Bu diziyle birlikte yapılan diğer girişimlerin de Kıbrıs Türk ekonomisini çökertmeyi hedeflediğini belirten Olgun, inşaat ve turizm sektörlerine zarar veren adımların, Kıbrıs Türk halkını ekonomik açıdan baltalamayı amaçladığını söyledi.

Kıbrıs Rum Tarafının Propaganda Başarısı

Olgun, Kıbrıs sorununun çözümü için uluslararası girişimlerin birçok kez sonuçsuz kaldığını belirterek, Kıbrıs’ta yaşanan gelişmelerin çözüm ihtimalini daha da zorlaştırdığını ifade etti.

Kıbrıs Rum tarafının, meseleyi tek taraflı bir bakış açısıyla ele alarak uluslararası toplumu bu yönde etkilemesinin, sadece Kıbrıs Türk tarafını değil, adadaki huzuru da olumsuz etkilediğini söyledi.

BU HABER SENİN İÇİN  Girne'de Yağmur Mevsiminin Başlangıcı ve Doğa Olayları

Ekonomik, sosyal ve siyasi izolasyonların, Kıbrıs Türk halkının çözüm çabalarını baltaladığını belirten Olgun, “Kıbrıs Rum tarafı, uluslararası kamuoyuna kendi hikayesini daha başarılı bir şekilde anlatarak Kıbrıs meselesini kendi lehine çevirmek için önemli adımlar atmıştır, ancak bu durum adadaki huzuru da tehlikeye atmaktadır.” dedi.

Olgun, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs meselesini 1974’ten itibaren bir anlatı ile sürekli olarak ileri sürdüğünü ve bu anlatının uluslararası düzeyde yaygınlaştırıldığını ifade etti.

Rum tarafının, 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türk halkına karşı uygulanan hak ihlalleri ve şiddet olaylarını görmezden geldiğini belirterek, Kıbrıs’taki olayları kendi lehine çarpıttığını ekledi. “Bu süreçte, Kıbrıs Türklerinin maruz kaldığı zulümleri göz ardı eden bir yaklaşım sergileniyor.

Rum tarafı, Kıbrıs’taki esas mağdurların Türkler değil, Rumlar olduğunu iddia ederek kendilerini mağdur ve kurban olarak göstermektedir.

Bu, onların her zaman kullandığı bir taktiktir; ancak bu yaklaşım ne onları ne de bizi bir çözüme ulaştırır.” şeklinde konuştu.

Çözüm Arayışları Ambargolarla Engelleniyor

Olgun, Kıbrıs meselesinde çözüm arayışlarının, Kıbrıs Türk halkının ekonomik ve sosyal olarak izolasyon altında bırakılması nedeniyle daha da zorlaştığını belirtti.

Uluslararası toplumun, Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonları göz ardı ederek Rum tarafının anlatısını benimsemesinin, Kıbrıs Türk halkını ekonomik açıdan zayıflatarak çözüm sürecine olan inancını azalttığını ifade etti. “Kıbrıs Türk ekonomisi, özellikle inşaat, emlak ve turizm sektörlerinde ciddi zorluklarla karşı karşıya.

Bu sektörlere yönelik yapılan müdahaleler, Kıbrıs Türk halkını ekonomik olarak baltalarken, diğer taraftan da sadece tek taraflı bir hikaye anlatılarak Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’nin olaylara dair bakış açısı göz ardı edilmektedir.” dedi.

Famagusta ve Taraflar Arasındaki Ayrışma

Olgun, son dönemde Kıbrıs Rum tarafının desteğiyle çekilen bir sosyal platform dizisine de değinerek, bu dizinin Kıbrıs Türk halkına yönelik yürütülen propaganda faaliyetlerinin bir parçası olduğunu vurguladı.

BU HABER SENİN İÇİN  2024-2025 Adli Yılı Açılış Töreni

Bu yapımın, Kıbrıs meselesini çarpıtılmış bir şekilde ele alarak, Kıbrıs Türk halkının yaşadığı zorlukları görmezden geldiğini belirten Olgun, “Bu tür diziler, Kıbrıs Türk tarafının tarihsel gerçeklerini göz ardı ederek, olayları tek taraflı bir bakış açısıyla yansıtmaktadır.

Bu yapımlar, Kıbrıs’ta bir uzlaşıya hizmet etmez; aksine, taraflar arasındaki derinleşmiş ayrışmayı daha da körükler.” dedi.

AB’nin Kıbrıs Sorunundaki Rolü

Olgun, Kıbrıs meselesinin çözümü noktasında uluslararası toplumun ve özellikle Avrupa Birliği’nin (AB) rolüne dikkat çekti.

AB’nin, Kıbrıs meselesinde dengeli bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini ifade eden Olgun, “AB, bu sorunun çözümünde tarafsız bir rol almalı ve her iki tarafın da acılarını kabul eden bir yaklaşım benimsemelidir.

Sadece bir tarafın acılarını dikkate almak, çözüm sürecine zarar verir.” dedi.

Türkiye’nin AB ile İlişkileri

Olgun, Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerinde Kıbrıs meselesinin çözümünün kilit öneme sahip olduğunu belirtti.

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in, Kıbrıs meselesinin çözülmesi halinde Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açılabileceği yönündeki açıklamalarını değerlendiren Olgun, “Türkiye’nin AB’den beklediği iki temel konu var: Vize serbestliği ve Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi.

Ancak Borrell, bu konularda ilerleme kaydedebilmek için Kıbrıs meselesinde bir gelişme sağlanması gerektiğini belirtiyor.

Bu durum, Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerinde Kıbrıs meselesinin ne kadar önemli bir faktör olduğunu gösteriyor.” dedi.

Olgun, Kıbrıs meselesinin çözülmesi halinde Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayabileceğini, ancak bunun için Almanya ve Fransa gibi AB’nin önde gelen ülkelerinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini ifade etti. “Güçlü ortak çıkarlar zemininde Türkiye-AB ilişkileri daha olumlu bir noktaya taşınabilir.

AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var.

Hem bölgesel hem de ekonomik ve güvenlik açısından Türkiye, AB için vazgeçilmez bir partnerdir.

BU HABER SENİN İÇİN  Meteoroloji Dairesi'nden 12-18 Eylül Hava Durumu Açıklaması

Türkiyesiz AB’nin bölgesel sorunlarla başa çıkması ve küresel ölçekte etkili olabilmesi mümkün değildir.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Etkin Rolü ve AB ile İşbirliği

Olgun, Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası arenada oynadığı rolün önemine dikkat çekerek, Türkiye’nin birçok bölgesel sorunun çözümünde kilit bir aktör olduğunu vurguladı.

Libya, Karabağ ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi önemli krizlerde Türkiye’nin oynadığı role işaret eden Olgun, “Türkiye, Libya’da Mutabakat Hükümeti’nin iktidarda kalmasına ve orada uzlaşı şartlarının kısmen oluşmasına katkıda bulunan tek güçtür.

Aynı şekilde, Karabağ’daki işgalin sona erdirilmesi ve Ermenistan ile Azerbaycan arasında yeni bir diyalog sürecinin başlaması konusunda Türkiye’nin rolü kritik olmuştur.” dedi.

Olgun, Türkiye’nin, Rusya-Ukrayna savaşı sırasında tahıl ihracatının sürdürülebilmesi konusunda uluslararası arenada önemli bir rol üstlendiğini belirtti.

Bu bağlamda Türkiye’nin, AB’nin yapamadığı birçok şeyi başararak uluslararası toplumda güvenilir bir aktör olarak öne çıktığını ifade etti. “Türkiye’nin AB ile olan ilişkileri, karşılıklı stratejik işbirliği çerçevesinde ele alınmalı ve bu işbirliği, her iki tarafın da çıkarlarına hizmet edecek şekilde geliştirilmelidir.” dedi.

Kıbrıs Meselesinin Çözümünde Karşılıklı Anlayışın Önemi

Ergün Olgun, Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik çabaların mevcut durumda ciddi engellerle karşı karşıya olduğunu ve bu engellerin aşılabilmesi için taraflar arasında daha fazla empati ve karşılıklı anlayışa ihtiyaç duyulduğunu belirtti. “Kıbrıs meselesinin çözümü, yalnızca bir tarafın hikayesini dayatarak mümkün olmaz.

Taraflar, birbirlerinin acılarını kabul etmeli ve çözüm arayışlarında daha yapıcı bir yaklaşım benimsemelidir.

Bu aşamada, AB’nin Kıbrıs meselesinde daha aktif bir rol üstlenmesi ve Türkiye ile olan ilişkilerinde Kıbrıs meselesini bir engel olarak görmek yerine, bu sorunun çözümüne katkı sağlaması gerekmektedir.” dedi.

Olgun, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği açısından Kıbrıs meselesinin çözümünün kritik öneme sahip olduğunu ve bu sorunun çözümüyle birlikte Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayabileceğini ifade etti. “Güçlü bir Türkiye-AB işbirliği, sadece Kıbrıs meselesinin çözümüne değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel barışa da katkı sağlayacaktır.” şeklinde sözlerini tamamladı.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ