Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Karma Evlilik Mağdurlarının Mücadelesi

Kıbrıs Cumhuriyeti’nde karma evlilik mağdurlarının yaşadığı zorluklar ve mücadeleleri üzerine bir inceleme. Farklı kültürlerden gelen bireylerin, sosyal ve hukuki engellerle nasıl başa çıktığını keşfedin.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Karma Evlilik Mağdurlarının Mücadelesi

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin siyasal bir konuya dönüştürdüğü ve hukuk dışı icraatta ısrar ettiği karma evlilik mağdurlarının yürüttüğü mücadeleyi ele almak istiyorum.

On yıl önce, çocuğumuzun hamileliği sürecinde “benim yaşadığım mağduriyetleri çocuğum da yaşamasın” diyerek hukuksal bir mücadeleye girişen eşimin, sabrı ve kararlılığıyla sürdürdüğü bu süreçte yanı başında olan biri olarak, konuyu duygusal gerekçelerden uzak bir şekilde, siyaset ve hukuk perspektifinden ele almaya çalışacağım.

Bazı kişiler, bardağa boş tarafından bakmaya ısrar ederken, konuyu Türkiye kökenli birine vatandaşlık verme meselesi olarak empoze etmeye çalışıyor.

Oysa bardağın dolu tarafı, bizi konuya Kıbrıslı birinin çocuğu olarak bakmaya itiyor.

Kıbrıs Cumhuriyeti, ebeveynlerinden biri Türkiye kökenli olan Kıbrıslı Türklerin vatandaşlık almasını engellemek amacıyla 2007 yılında yaptığı düzenlemeyle, bugün adada yaşayan en az 20 bin kişiyi etkiliyor.

Ancak, sadece yaklaşık 3 bin kişi, kimlik almak için resmi başvuruda bulunduğunu Meclis İnsan Hakları Komitesinin toplantı notlarından öğreniyoruz.

Rum liderliği, geçtiğimiz aylarda ‘açılım’ adı altında, 2007 yılındaki kriterlere göre yıllarca vatandaşlık verdiği ve son zamanlarda askıya aldığı bir kesime, sanki bir lütuf sunuyormuş gibi manipülasyon yapmaktadır. Üyesi olduğu Avrupa Birliği kriterlerine uymayan, 1962 yılında imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile daha fazlasını yok sayan Kıbrıs Cumhuriyeti siyasi liderliği, demokrasi, insan hakları ve hukuktan uzak bir yönetimi tercih etmektedir.

Yukarıda aktarılanların, Yüksek Mahkeme’nin adaletli bir karar vermesi için yeterli olduğu düşüncesiyle başvurumuzu yapmıştık.

Ancak Yüksek Mahkeme, davayı ancak 5 yıl sonra gündemine almasıyla birlikte “geciken adalet adalet değildir” hukuk prensibini hatırlatmıştır.

Bu durum, “adaletin siyasallaştığı” endişesini de beraberinde getirmiştir.

Hükümetin hiç de adil olmayan bu kararlarına karşı insanlar, kendi açılarından çözüm üretmek için çırpınmaktadır.

BU HABER SENİN İÇİN  Tufan Erhürman Meclis'te Tabanca Ruhsatları ve Sosyal Sigorta Prim Desteği Hakkında Açıklama Yaptı

Bu konuda birçok trajik hikaye duyulmaktadır.

Burada yalnızca bir örnek vermek istiyorum.

  • Önceleri, Türkiye’de nikah kıyıp, çocuğunu Türkiye’de doğurma yoluna giden yüzlerce yeni çift vardı. Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti’ne göre Türkiye’de evlenip doğmak, Kıbrıs’ta doğup yaşamaktan daha değerlidir.
  • Hatta dedesi ya da nenesi Kıbrıslı olup, anne babasının bile Kıbrıs’ı bilmediği çok sayıda insan, Kıbrıs’ta doğup büyüyen Kıbrıslı bir annenin çocuğundan daha Kıbrıslı sayılmaktadır.

Kısacası, Türkiye kökenlilerin vatandaşlığına engel olmak için yapılan yasal düzenlemelerle, Kıbrıs’a hiç gelmemiş, Kıbrıs’ı bilmeyen ve kendini Kıbrıslı hissetmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Kıbrıs Cumhuriyeti kimlik kartı vermek gibi kendi politikalarına ters hareket edebilmektedirler.

Anlatacak daha pek çok trajedi var.

Cuma günü hitapların yapılmasının ardından kararı beklemeye koyulduk.

Mücadelemiz hukuk yolunda devam edecektir.

Aksi bir karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) yolunu açacak ve insan hakları açısından güçlü argümanlarla orada sonuca ulaşabileceğimize inanıyorum.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ