Kıbrıs Sorunu ve Güncel Gelişmeler Üzerine Derinlemesine Bir Değerlendirme

Görüşmelerin Şeffaflığı ve Kapalı Kapılar Ardı

Son zamanlarda yapılan liderler zirvesi ve çeşitli toplantıların yalnızca ‘göstermelik’ olduğu iddiaları gündemde. Denktaş, bu süreçlerin esasen başka bir arka planda, kapalı kapılar ardında ilerlediğine dikkat çekerek, “Burada KKTC ve Güney Kıbrıs gerçekten söz konusu değil. Günün sonunda, bu kapıların arkasında imzalanacak anlaşma ile ilgili gerçek süreç başka bir yerde gizleniyor” ifadelerini kullandı.

Tatar ve Kıbrıs Meselesi

“Tatar’la bu işi yürütmek mümkün değil; çünkü Kıbrıs meselesini tam anlamış değil” diyen Denktaş, Gündem Kıbrıs WEB TV’de Bahar Sancar’ın sorularını yanıtladı. Ada sorununu çözmek için derinlemesine bilgi ve tecrübe gerektirdiğine vurgu yaparak, “Gerçek anlamda bu konulara hakim olmak ve aktif rol almak gerekiyor. Uzun yıllardır dışarıda kalan bizler, bu zincirin içinde aktif olmalıyız” dedi.

İki Devlet ve Uluslararası Perspektifler

“İki devletli çözüm, hedef olarak doğru olmakla birlikte, yolun belirsiz ve riskli olduğunu düşünüyorum” diyen Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, uluslararası arenada yeni manevralar ve diplomatik girişimlerle bu hedefe ulaşmaya çalışıyoruz. Ancak, bu süreçte Türkiye’nin açık ve net bir tutum sergilemesi gerekiyor. Türkiye, BM’ye adada iki devletin varlığını tanıyan bir ülke olma yolunu açmalı ve bu konuyu resmi olarak gündeme getirmeli. Böylece, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni mevcut sınırlarıyla tanıyabiliriz ve bu adım, hiçbir şekilde KKTC’ye veya Kıbrıs sorununun çözümüne zarar vermez” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Stratejik Hamleleri ve Rum Tarafı

Denktaş, son zamanlarda yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ı tanıma yönündeki girişimlerini desteklediğini ve bu stratejinin, Kıbrıs sorununun çözümünde yeni bir kapı aralayabileceğini belirtti. “Türkiye, BM’nin önüne bu konuyu getirerek, iki devletli çözüm yolunu resmen gündeme taşımalı. Rum tarafı kabul etmese de, bu girişim, Türkiye’nin kendi sınırları içinde alabileceği bir karardır” diyerek, uluslararası diplomaside yeni bir sayfa açılabileceğinin altını çizdi.

İç Politika ve Toplumdaki Gelişmeler

İç siyasette ise toplumun birlik ve beraberliğinin bozulduğunu vurgulayan Denktaş, “Adalıların karakteri hoşgörülü ve uzlaşmacıdır. Ancak, bilerek ve isteyerek kamplaşma yaratılıyor. Bu, önümüzdeki seçimler ve siyasi hesaplar uğruna yapılıyor” dedi. Ayrıca, Erdoğan’ın son söylemlerinden de rahatsız olduğunu belirten Denktaş, “Kızlarımızın giyim tarzı üzerinden yapılan bu tartışmalar, beni gerçekten üzüyor. Bizim, çocuklarımızın özgür seçimlerini ve haklarını bu şekilde kısıtlamaya hakkımız yok” ifadelerini kullandı.

Ekonomik ve Sosyal Durumlar

Ekonomik anlamda ise, inşaat sektörünün ciddi anlamda yara aldığını ve durma noktasına geldiğini dile getiren Denktaş, “Bu konuda hiç konuşulmadığını, sektörün neredeyse iflasın eşiğinde olduğunu görüyoruz. Hükümetin aldığı kararlar ile inşaat sektörü büyük zarar gördü ve bu durum, toplumun genel güven duygusunu zedeledi. Trafik ve sosyal alanlarda da ciddi sorunlar yaşanıyor, ama bunlar da maalesef yeterince gündeme getirilmiyor. Birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek yerine, kamplaştırma politikaları ile hareket etmek, ülkemize zarar verir” şeklinde eleştirilerde bulundu.

Siyasete Dönüş ve Gelecek Planları

Son olarak, aktif siyasete yeniden dönüp dönmeyeceği sorulan Denktaş, “Yakın zamanda, ekibimle birlikte, aktif siyasete geri dönüş kararını netleştireceğim. Ayrıca, yeni bir parti kurma planımız da gündemimizde” diyerek, önümüzdeki günlerde bu konularda önemli gelişmeler olacağını belirtti.