Kıbrıs’ta Şehitleri Anma Töreni

Törene; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü, Gazimağusa Kaymakamı Özden Keser, Beyarmudu Belediye Başkanı Bülent Bebek, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı adına Piyade Albay Harun Aydoğdu, ve saldırıya uğrayan Burhan Cihangir katıldı.

Törende, şehit Allahverdi Kılıç‘ın şehit olduğu nöbet yerine çelenk konuldu, saygı duruşunda bulunuldu.

Ardından, İstiklal Marşı okundu ve bayraklar göndere çekildi.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın Konuşması

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, törende yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC), Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık, özgürlük ve hürriyetinin bir sembolü olduğunu vurguladı.

Bu noktada, Allahverdi Kılıç‘a sıkılan kurşunun aslında KKTC’ye yönelik bir saldırı olduğunu belirtti.

Kıbrıs Türk halkının, 1974 öncesinde her türlü mezalime karşı Anavatan Türkiye’nin desteğiyle ayakta durabildiğini ifade eden Tatar, 1974 Barış Harekatı’nın Kıbrıs Türkü’ne özgürlük ve hürriyet kazandırdığını, KKTC’nin sınırlarının belirlendiğini ve bu sınırların bugün başarıyla korunduğunu kaydetti.

KKTC’nin Türk dünyasının Akdeniz’e açılan penceresi olduğunu ve günümüzde barış, huzur ve güvenliğin çok daha önemli hale geldiğini belirten Tatar, Birleşmiş Milletler ve bazı ülkelerin kararlarına rağmen Gazze’de süregelen İsrail saldırılarına dikkat çekti. 1960’larda Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılara uluslararası toplumun ve garantör ülke İngiltere’nin seyirci kaldığını hatırlattı.

Tatar, sınır bölgelerinde görev alan tüm Mehmetçik ve Mücahitleri selamladı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadaki varlığının güvenlik açısından büyük bir önem taşıdığını belirten Tatar, günümüzde Kıbrıslı Türkler üzerinde çeşitli oyunlar oynandığını, federal bir çatı altında bir çözümle Türkiye’nin garantörlük haklarının sona erdirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadan çekilmesi için birtakım planların yapıldığını ifade etti.

Tatar, “Kıbrıs Türk halkı, Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle iki devletli bir siyaseti benimsemiş ve bu oyunlara son vermiştir.

Bir anlaşma olursa, bu anlaşma KKTC’nin egemenlik haklarının bir yansıması olarak gerçekleşecektir” dedi.

Tatar, “Bir anlaşma olacaksa, KKTC o anlaşmanın bir parçası olacaktır. Ödediğimiz bedeller, yaşadığımız göçler ve şehitlerimiz, bu topraklar için neler yapmaya hazır olduğumuzun birer göstergesidir.

Bunları asla beyhude yapmadık.

KKTC kalıcıdır çünkü bu, halkımızın ve egemenliğimizin ifadesidir” şeklinde konuştu. Şehitleri anmak için düzenlenen törenlerin vefanın bir göstergesi olduğunu vurgulayan Tatar, Kıbrıs Türk halkının şehitlerini asla unutmayacağını belirtti.

Ayrıca, Allahverdi Kılıç‘ın ailesine sabır dileklerinde bulundu.

Üsteğmen Dalkılıç’ın Konuşması

Günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Piyade Üsteğmen Halil Dalkılıç, 28 yıl önce sabah saat 04.00’te Kıbrıs Rum askerlerinin otomatik silahlarla gerçekleştirdiği saldırı sonucu Piyade Er Allahverdi Kılıç‘ın şehit olduğunu, Piyade Er Burhan Cihangir‘in ise yaralandığını anlattı.

Dalkılıç, Allahverdi Kılıç’ın şehit edilmesinin 1974 sonrası ilk saldırı olayı olmadığını, 24 Ekim 1975’te Lokmacı Barikatında mücahit Ahmet Salim’in Ermeni asıllı Barış Gücü tarafından şehit edildiğini, 11 Aralık 1988’de Lefkoşa’da Hasan Kara‘nın Kıbrıs Rumlar tarafından şehit edildiğini belirtti.

Dalkılıç, “Varlığımıza tahammül gösteremeyen, özgürce yaşamamıza kast eden düşmanlarımıza karşı, Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle onurlu mücadele veriyoruz” diyerek, “Vatan, Cumhuriyet ve görevimiz uğruna seve seve canımızı feda edeceğimize dair namus sözü verdik” dedi.

Rum propagandası karşısında kararsızlık göstermeyeceklerini, adadaki Türk varlığına karşı yapılan baskılara boyun eğmeyeceklerini vurguladı.

Benan’ın Mesajı

Benan, Şehit Aileleri ve Malül Gaziler Derneği Başkanı olarak, kutsal vatan topraklarını korurken şehitlik mertebesine ulaşan Allahverdi Kılıç‘ı rahmetle anarken, gazilere de şükranlarını sundu. Şehitlere seslenerek, “Kalbimizdeki yeriniz apayrı” dedi ve “emanetiniz emanetimizdir, gözünüz arkada kalmasın, sizlerin sahip çıktığı gibi bizler de sahip çıkacağız” ifadesinde bulundu.

Benan, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin Kıbrıs Türkünün asli görevi olduğunu, 1974 Barış Harekatı gerçekleşmemiş olsaydı, Kıbrıs Türkünün kendi kaderini tayin etme hakkı, egemenliği ve siyasi eşitliği olmayacağını belirtti.

Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumların ENOSİS hedefi doğrultusunda yok edileceğini vurguladı. “Rum propagandası karşısında asla kararsızlık göstermeyeceğiz, Batı’nın adadaki Türk varlığını hiçe sayan baskıları karşısında boyun eğmeyeceğiz. Çünkü biz davamızda haklıyız ve eskiye göre bugün çok daha güçlüyüz” dedi.

Benan, Kıbrıs Türkü’nün bekasına, birliğine, huzuruna ve geleceğine kast eden hain odaklara karşı mücadeleden asla vazgeçmeyeceğini, vatan topraklarını en kutsal emanet olarak savunmaya devam edeceğini kaydetti.