KKTC ve Türkiye İşbirliğinin Güncel Duruşu: İki Devletli Çözüm ve Bölgesel Güç Dengeleri

Ersin Tatar, beş yıl önce iki devletli çözüm yönündeki yolculuğunu Türkiye’nin desteğiyle sürdürdüğünü belirtti. KKTC’nin toplum nezdinde kabul görmesi ve tanıtımının güçlendirilmesi için çaba harcandığını ifade etti.

Uluslararası arenada bayrağımızla katılım sürüyor: Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle Türk Devletler Teşkilatı’na üye olunmuş olup, KKTC bayrağı eşliğinde toplantılara katılım devam etmektedir. Bu süreçte Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ile İslam İşbirliği Teşkilatı’ndaki statülerin de güçlendiği kaydedildi.

Federasyon görüşünün Crans Montana sürecine kadar iyi niyetle savunulduğunu, ancak sonuç alınamayınca Avrupa Birliği’ne Güney Kıbrıs’ın tek taraflı katılımı nedeniyle federasyon hedefinin geçerliliğini yitirdiği belirtildi.

TBMM’de oy birliğiyle kabul edilen iki devletli çözüm siyaseti, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarında da destek bulduğunu gösterdi.

Federasyon karşıtlarının halkı kandırma çabalarına dikkat çekildi; federasyon söylentilerinin Kıbrıs Türkü’nün azınlıkla sınırlanmasına yol açabileceği ve Türkiye’nin adadan çıkarılmasının hedeflendiğine vurgu yapıldı.

Silahlanan Güney Kıbrıs’ın oluşum süreci, yabancı askeri üslere olan izinler ve adanın bir silah deposu haline gelmesi endişelerini doğurdu. Dünyadaki gelişmeler, Kıbrıs Türkü’nün güvenliğinin ancak Türkiye’nin varlığıyla korunabildiğini gösterdi; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin jeopolitik önemi artıyor.

Milli siyasetin sürdürülmesi için TMT üyelerine çağrı yapıldı: Tecrübelerin paylaşılması ve geçmişte atılan adımların hatırlanması gerektiği belirtildi. Dr Fazıl Küçük, Raul Raif Denktaş ve Dr Derviş Eroğlu’nun milli siyaseti yürüttüğü ifade edilerek bu vasiyetin sürdürüleceği vurgulandı.

5’inci kol faaliyetleri ve saldırılara rağmen bu davamın Türkiye ile işbirliği içinde yürütüleceği, Türkiye’nin her zaman arka planda olduğu ve destek verdiği ifade edildi.

CTP’nin Erdoğan’ı boykot etmesi Rum basını tarafından dünyaya duyuruldu; bu olay üzerinden federasyon karşıtlarının Türkiye ile nasıl istişare edileceğini sorguladığı belirtildi.

Görüşmeler Crans Montana’dan devam etmek isteniyor; Türkiye’nin duruşunun netleşmesiyle federasyon kelimesinin kullanılması konusunda zorlanmalar yaşandığı aktarıldı. Türkiye’nin garantörlüğü ve askeri varlığının devamı için iki devletli çözüm siyaseti savunuluyor.

Yatırımlar ve istikrar konusunda, Türkiye’nin sağladığı iyi ilişkiler sayesinde yatırımların önünün açıldığı ve altyapı ile ulaşım, iletişim ve sağlık alanlarında önemli gelişmeler kaydedildiği ifade edildi. Son 5 yılda ülkeye milyarlarca lira giriş gerçekleştiği vurgulandı.

Seçim sonrası atılacak manşetler konusunda, iki devletli çözüm siyaseti ile Türkiye ilişkilerinin sürdürülmesi halinde olumlu bir tablo; federasyonu savunanların kazanması durumunda ise dünya basınında farklı haberlerin çıkabileceği öngörüldü.

Elam’ın desteğiyle Rum Lider Nikos Hristodulidis’in hareketleri izlenirken, Erhürman’ın kazanması durumunda Crans Montana sürecinin yeniden başlayabileceği yönündeki spekülasyonlar paylaşılmaya devam etti.