Kuzey Kıbrıs Genç İş İnsanları Derneği’nden Başörtüsü Tartışmalarına Dair Açıklama

Kuzey Kıbrıs Genç İş İnsanları Derneği, son günlerde eğitim kurumlarında başörtüsüyle ilgili yaşanan gelişmelerin ve ardından gelen toplumsal tepkilerin, sağduyunun, diyaloğun ve ortak aklın ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlattığını belirtti. Dernek, bu konuya ilişkin bazı tespitlerini ve önerilerini kamuoyuyla paylaştı.

Dernek, “Toplumu ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı sosyal olayların daha da derinleşmeden önüne geçilmesi, ortak geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız için artık bir zaruret halini almıştır.” diyerek, herkesi sağduyuya, diyaloğa ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet etti.

Açıklamada, toplumun farklı hassasiyetlerinin karşı karşıya geldiği bu gibi dönemlerde, herkesin en büyük sorumluluğunun sağduyulu ve birleştirici bir tavır sergilemek olduğu vurgulandı. Eğitim kurumlarının, çocukların akademik, duygusal ve sosyal açıdan gelişim gösterdiği güvenli alanlar olduğu ifade edildi. “Okul bahçelerinde ya da eğitim ortamlarında yaşanan yüksek gerilimli anların, çocukların gözleri önünde sergilenen arbedelerin kabul edilemez olduğu” belirtildi. Çocukların eğitim ortamlarını bu tür gerginliklerin gölgesinde bırakmanın, ne bireysel gelişimlerine ne de toplumsal huzura katkı sağladığına dikkat çekildi.

Uygulamaların Gözden Geçirilmesi Gerekiyor

Dernek, mevcut yasa ve tüzüklerin okullarda kıyafet düzenlemeleri konusunda yetkiyi okul yönetimlerine verdiğini, alınan kararların mevzuat çerçevesinde değerlendirilmesi ve saygıyla karşılanması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, “Ortaya çıkan uygulamalardan kaynaklı yaşanan bu ayrıştırıcı durumu değiştirme yetkisi elbette ki yürütmenin ve yasama organının elindedir. Ancak bu yetki kullanılırken; bilimsel temellere dayalı, toplumun tüm kesimlerini kapsayan ve sivil toplum örgütleri başta olmak üzere tüm ilgili paydaşlarla birlikte şekillenen bir yöntem benimsenmesi elzemdir.” denildi.

Dernek, iyi niyetle başlayan her düzenlemenin ancak katılımcı bir akılla kalıcı toplumsal fayda üretebileceğini, bu durumun hem toplumsal mutabakatı sağlayacağını hem de sosyal barışa güç katacağını vurguladı. Kutuplaşmış toplumlarda yatırım kararlarının, üretim gücünün ve sosyal refahın zarar gördüğüne dikkat çekerek, “Bu nedenle bugün ihtiyacımız olan şey; güven inşa eden, ötekileştirmeyen ve toplumun tüm renklerini kucaklayan bir siyasal ve sosyal dildir.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın sonunda, “Bu toprakların mayasında ortak akıl, vicdan ve birlikte yaşama kültürü vardır. Bu ilkeleri bize miras bırakan Atatürk’ün ‘fikirlerde, bilimde ve eğitimde özgürlük’ anlayışını yaşatmak hepimizin ortak sorumluluğudur.” denilerek, “Toplumu ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı sosyal olayların daha da derinleşmeden önüne geçilmesi, ortak geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız için artık bir zaruret halini almıştır. Herkesi sağduyuya, diyaloğa ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet ediyoruz.” ifadeleriyle sonlandırıldı.