Paris’te Olağanüstü Güvenlik Zirvesi ve Ukrayna’nın Geleceği
Paris’te düzenlenen olağanüstü güvenlik zirvesi, uluslararası ilişkilerde önemli bir dönüm noktası. Zirvenin odak noktası, Ukrayna’nın geleceği ve güvenlik stratejileri. Detaylar için makalemizi okuyun!

Paris’te Olağanüstü Güvenlik Zirvesi
Fransa’nın başkenti Paris’te, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ev sahipliğinde düzenlenen olağanüstü güvenlik zirvesi, önde gelen Avrupa liderlerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Bu zirve, Ukrayna konusundaki gelişmelerin ele alındığı kritik bir toplantı oldu.
ABD ve Rusya arasında Ukrayna’da barışın tesisine yönelik diplomatik temasların arttığı bir dönemde, Avrupalı devletler “masada biz de varız” mesajını vererek Ukrayna için güvenlik garantilerinin sağlanması gerektiğini vurguladılar.
ABD’ye Göre Avrupa’nın Rolü
Zirveye katılan NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Avrupa’nın Ukrayna için güvenlik garantileri sağlamaya öncülük etmeye “hazır ve istekli” olduğunu belirtti.
Trump yönetimi, Ukrayna’nın NATO üyesi olmamasını ve savaş sona erdikten sonra güvenlik garantilerinin NATO tarafından değil, Avrupa ülkelerince verilmesi gerektiğini savunurken, Rutte, Avrupalı devletlerin kolektif güvenliğe yönelik yatırımlarını artırma konusunda istekli olduklarını ifade etti.
NATO ve Avrupa Arasında Sorumluluk Paylaşımı
ABD yönetiminin, Ukrayna’nın güvenlik garantilerini Avrupa’nın üstlenmesi gerektiğini sıkça dile getirdiği bir dönemde, zirveye katılan İngiltere Başbakanı Keir Starmer, bu söylemin sürpriz olmadığını belirtti.
Starmer, Avrupa’nın kendi güvenliğine yatırım yapması gerektiğini vurgularken, Ukrayna güvenliğinin Avrupa için “varoluşsal bir sorun” olduğunu dile getirdi.
Ayrıca, Rusya’nın Ukrayna’ya yeniden saldırmaktan caydırılmasının en etkili yolunun ABD’nin “güvenlik garantisi” olduğunun altını çizdi.
Almanya Başbakanı’nın Açıklamaları
Zirveye katılan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Avrupa ile ABD arasında güvenlik ve sorumluluk paylaşımında bir bölünme olmaması gerektiği konusunda ilgili tüm siyasi liderlerin büyük ölçüde hemfikir olduğunu söyledi.
Scholz, “Başka bir deyişle NATO, her zaman birlikte hareket etmemiz ve riski paylaşmamız dolayısıyla güvenliğimizi sağlamamız üzerine kuruludur.
Bunun sorgulanmaması gerekir.” şeklinde konuştu.
Ukrayna’ya Barış Gücü Gönderme Fikri Üzerine Tartışmalar
Zirve öncesinde, İngiltere Başbakanı Starmer, Ukrayna’ya barış gücü göndermeye “hazır” olduklarını belirtmişti.
Ancak, zirveye katılan diğer Avrupa liderlerinin daha temkinli açıklamaları, AB içinde bu konuda bir fikir ayrılığı olduğu yönündeki iddiaları gündeme getirdi.
Almanya Başbakanı Scholz, zirve sonrası konuşmasında, Ukrayna’ya barış gücü gönderilmesine dair değerlendirmelerde bulundu.
Scholz, Ukrayna’da barış müzakereleri başlamadan “henüz gerçekleşmemiş bir barışın sonuçları” üzerine konuşmanın “erken ve yanlış” olduğunu ifade etti. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez de benzer şekilde, AB ülkelerinin Ukrayna’ya asker göndermesi için girişimlerin “erken” olduğunu, çünkü savaşın halen sürdüğünü belirtti.
Ukrayna Barış Masasında Güçlü Olmalı
Zirveye katılan Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Antonio Costa, birliğin Ukrayna’ya destek konusunda bugüne kadar elinden geleni yaptığını vurgulayarak, barış masasında Ukrayna’nın “güçlü” bir pozisyonda olması gerektiğini ifade ettiler. İki lider, sağlanacak barışın Ukrayna’nın bağımsızlığı, egemenliği, toprak bütünlüğü ve güçlü güvenlik garantileriyle birlikte gelmesi gerektiğini belirttiler.
ABD-Rusya Diplomasi Trafiği
Rusya ile ABD arasında Ukrayna’da barışın sağlanmasına yönelik diplomatik müzakerelerin arttığı bir dönemde, Avrupalı devletler, “Ukrayna’da barışın Avrupasız sağlanamayacağını” savunuyor.
Bu bağlamda, Paris, önde gelen Avrupa devletlerinin katıldığı olağanüstü güvenlik zirvesine ev sahipliği yaptı.
Ayrıca, ABD ve Rusya’dan üst düzey yetkililerin, Rusya-Ukrayna Savaşı’na ilişkin bugün Suudi Arabistan’da bir araya geleceği bildirilmişti.
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinin “çok yakında” olabileceğini belirterek, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı durdurmak istediklerini ifade etti.