Putin’in ABD İle İletişim ve Ukrayna Krizi Üzerine Açıklamaları
Putin, ABD ile olan iletişimini ve Ukrayna krizi üzerindeki duruşunu açıklarken, uluslararası ilişkilerin dinamiklerini ve bölgedeki gerilimleri gözler önüne seriyor. Bu makalede, Putin’in stratejik söylemleri ve etkileri ele alınıyor.

Putin’in Rossiya-24’teki Açıklamaları
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, gündemdeki önemli konulara ilişkin Rossiya-24 devlet kanalına özel açıklamalarda bulundu.
Bu bağlamda, ABD yönetimiyle diyalog kurma çabalarından asla vazgeçmediklerini ifade etti.
Putin, “Eski yönetim, iletişim kurma fırsatlarını reddetti ve bu durum bizim suçumuz değil.
Mevcut ABD Başkanı ile her zaman iş odaklı ve aynı zamanda pragmatik güvene dayalı ilişkilerimizin olduğunu söyleyebilirim.
Eğer 2020 yılında Trump’ın elinden zafer çalınmasaydı, Ukrayna’da 2022’de patlak veren kriz yaşanmamış olabilirdi ve bu konuda kendisiyle hemfikirim.” dedi.
Putin, Trump’ın geçmişte Rusya’ya yönelik yaptırımlar uyguladığına dikkat çekerken, mevcut Başkan Joe Biden’ın da benzer bir yaptırım politikası izlediğini belirtti.
Eski ABD yönetiminin, Rusya için dolar kullanımını yasakladığını hatırlatan Putin, bu kararın sonuçlarının, aslında kendi kendilerine zarar verdiklerini vurguladığını ifade etti.
Putin, Trump’ın Rusya ile yeniden iş birliği yapmaya hazır olduğu yönündeki açıklamalarına atıfta bulunarak, “Biz her zaman buna açığız.
Günümüz gerçeklerine dayanarak, hem ABD’yi hem de Rusya’yı ilgilendiren tüm konular üzerinde sakin bir şekilde konuşmak için bir araya gelmek iyi olurdu.
Ancak, tekrar ediyorum, bu öncelikle elbette mevcut Amerikan yönetiminin kararlarına ve seçimlerine bağlı.” şeklinde konuştu.
Ayrıca, Ukrayna ile müzakerelere de açık olduklarını vurgulayan Putin, bu süreçte dikkate alınması gereken bazı önemli hususların bulunduğunu belirtti.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin Rusya ile müzakere etmeyi yasakladığını anımsatarak, bu durumun müzakerelerin önündeki engellerden biri olduğunu ifade etti.
Putin, Rusya ve ABD’nin dünya çapında en büyük enerji üreticileri ve tüketicileri olduğunu da belirterek, “Bu durum, hem bizim hem de ABD ekonomisi için çok yüksek veya çok düşük enerji fiyatlarının olumsuz etkiler doğurabileceği anlamına geliyor. (ABD ile) Bu konuda konuşacak çok şeyimiz var.” ifadesini kullandı.