Rum’un tehlikeli hayali: Türkiye’ye karşı birlikte mücadele verelim
Rum’un tehlikeli hayaline karşı birlik olalım: Türkiye’yi savunmak için güvenli, bilinçli ve kararlı adımlar atıyoruz.
Fileleftheros gazetesinin başyazısında, Türkiye’ye karşı ortak mücadele çağrısı öne çıktı. Güney Kıbrıs’ın en çok okunan bu gazetesi, Kıbrıs Türklerini ve Türkiye’yi hedef alan ifadelerle, Ada’da barış ve güvenlik için yeni bir yönlendirme talep etti.
İfade edilen görüşlerde, Kıbrıs Türklerinin Türkiye’nin yönetimi altında mı kalacaklarına yoksa “bizimle mı ilerleyeceklerine” karar vermelerinin netleşmesi gerektiği vurgulandı. Gazete, Rum derin devletine ve Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis’e yakınlığıyla bilinirken, bu yazıda şöyle denildi: Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin Ada’daki rolü konusunda kapsamlı bir yönlendirme gerekliliği ortaya kondu.
Baş yazıda, işgal altındaki topraklarda meydana gelen olaylara ilişkin tepkiler eleştirildi. İşgal ordusunun bölgedeki kontrolünün altını çizen metinler, demokrasinin ve özgürlüğün olmaması nedeniyle tepkilerin “fiili olarak sınırlı” kaldığını ifade etti. Ancak bu tepkilerin hatırı sayılır bir etkiye sahip olması gerektiğini savunarak, yerel ve uluslararası baskılara dayanılarak bir çözüm süreci gerektiğini belirtti.
Gelecekteki adımların odak noktası olarak, kaçırılan Kıbrıslı Rumların serbest bırakılması ve bu süreçte, Kıbrıs meselesinde bir ortak yol oluşturulması üzerinde duruldu. Böyle bir yolun, Kasıtlı olarak mallara el koyanların yargılanması amacıyla elde tutuldukları izlenimini güçlendiren olayların ardından, Kıbrıslı Türkler ile ortak hareket etme ihtiyacını gündeme getirdi. Sonuç olarak, adanın iki toplumu arasında işgal rejimini devirmek amacıyla bir stratejik ittifakın kurulması gerektiği, ve Türkiye’nin Kıbrıs’ta siyasi ya da askeri varlığı olmadan ilerlemenin mümkün olduğuna dair vurgu yapıldı.
Bu yaklaşımda, Kıbrıslı Türklerin Türkiye’nin yönetimi altında mı kalacaklarına yoksa “bizimle mi gideceklerine” karar vermelerinin belirleyici olduğu ifade edildi. Metin, ortak yolun, Türkiye’nin adada siyasi ve askeri bir varlık göstermeyeceği yönde bir uzlaşıya dayanması gerektiğini açıkladı.