Tufan Erhürman’dan Kıbrıs Sorunu Üzerine Açıklamalar

Kıbrıs Sorunu Üzerine Tufan Erhürman’ın Açıklamaları

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorunu ile ilgili önemli bir paylaşımda bulundu.

Erhürman, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Sn.

Akıncı’nın, Sn.

Anastasiadis’in Crans Montana sürecinin sona ermesiyle ilgili söyledikleri üzerine yaptığı açıklama, bu sürece tanıklık eden veya konuyla yakından ilgilenen herkesin çok iyi bildiği gibi tamamen doğrudur.” ifadelerini kullandı.

Erhürman, Kıbrıs sorununun temel meselesinin siyasi eşitlik olduğunu vurgulayarak, “Siyasi eşitlik olmadan federasyon da, çözüm de mümkün değildir.” dedi. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’na atıfta bulunarak, “Bir Kıbrıslı Türk’ün tarih boyunca başkanlık yapamayacağı bir yapıda siyasi eşitliğin var olduğunu kimse iddia edemez.” diye ekledi.

Ayrıca, kurulacak herhangi bir yapıda Kıbrıslı Türklerin yetkilerinin göz ardı edilmesinin, siyasi eşitliğin yokluğunu gösterdiğini belirten Erhürman, “Bu konular, dönüşümlü başkanlık ve federal yapıda en az bir Kıbrıslı Türk yetkilinin olumlu oyu olmadan herhangi bir karar alınamayacağı ilkeleri aracılığıyla çözüme kavuşturulmuştur.” dedi.

Erhürman, siyasi eşitlik ilkesinin BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde net bir şekilde belirlendiğini ifade ederek, “Siyasi eşitlik, ‘eşit uluslararası statü’ ve ‘eşit egemenlik’ açısından yaşamsal önemdedir.” vurgusunu yaptı.

İki eşit kurucu devletin (Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum kurucu devletleri) varlığının önemine dikkat çeken Erhürman, “Kurucu devletler, Anayasa’da belirtilenler dışında kalan tüm devlet yetkilerini kullanabilecek ve federal devlete ait yetkiler yalnızca Anayasa’da sayılanlardan ibaret olacaktır.” dedi.

Yeni müzakere sürecinin başlaması için dört şartın gerekli olduğunu ifade eden Erhürman, “Birincisi, siyasi eşitliğin müzakereler başlamadan kabul edilmesi ve pazarlık konusu haline getirilmemesidir.” şeklinde belirtti.

Erhürman, iyi haberi ise şöyle açıkladı: “AKEL ve DİSİ’nin, yaptığımız görüşmelerde, siyasi eşitliği bu içerikle kabul ettiklerini bildirmesi ve bunu basın yoluyla açıklayabileceğimizi belirtmesidir.”

Ancak, önemli olanın Sn.

Hristodulidis’in bu konudaki tutumu olduğunu vurgulayan Erhürman, “Sn.

Hristodulidis AKEL ve DİSİ ile mi, yoksa Sn.

Anastasiadis ile mi aynı çizgide?” sorusunu gündeme getirdi.

Çözüm konusunda samimi olup olmadığını gösteren en önemli testin bu olduğunu belirten Erhürman, “Sn.

Anastasiadis’in siyasi eşitliği içeren Annan Planı’na evet derken sonradan bu konuda neden yan çizdiğini açıklamaması, Sn.

Hristodulidis’in de Crans Montana’da kaldığımız yerden devam edelim derken, masanın neden terk edildiğini açıklamaması samimiyet testi ihtiyacını ortaya koymaktadır.” dedi.

Erhürman, “Şu anda adada siyasi eşitlik temelinde bir yapı bulunmaması, Sn.

Hristodulidis’in adanın geleceğini Kıbrıslı Türklerin katılımı olmaksızın almaya çalıştığını göstermektedir.” ifadesini kullandı.

Zamanın bu süreçte Kıbrıslı Türklerin aleyhine işlediğini belirten Erhürman, “Ancak bu durum Kıbrıslı Rumların lehine işlediği anlamına gelmez. Çünkü karar almak yetmez, uygulayabilmek de önemlidir.” vurgusunu yaptı.

Sn.

Hristodulidis’in, güvenlik, enerji gibi konularda Kıbrıslı Türkleri dışlayarak kararlar almasının, uygulama aşamasında sorun yaratacağını ifade eden Erhürman, “Geçen her gün, adaya gelen uluslararası aktörler Sn.

Hristodulidis’in özne olma potansiyelini zayıflatmaktadır.” dedi.

Sonuç olarak, “Geçen her gün hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların özne olma konumlarına zarar vermektedir.” diyen Erhürman, çözüm arayışlarının önemine dikkat çekti.

“Anahtar kavram siyasi eşitliktir.

Kıbrıslı Türkler bu kavrama sonuna kadar sahip çıkacaktır.

Sn.

Hristodulidis samimiyetini burada göstermekle yükümlüdür.” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.