Zeytin Rekoltesi ve Tarımsal Gelişmeler 2024
2024 yılı zeytin rekoltesi ve tarımsal gelişmeler hakkında güncel bilgiler. Zeytin üretimindeki yenilikler, verim artışı ve sektördeki değişikliklerle ilgili detayları keşfedin.

Zeytin Rekoltesi ve Tarımsal Gelişmeler
Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Ziraat Yüksek Mühendisi Hüseyin Karanfiloğlu, 2024 yılı zeytin rekoltesinin son üç yılda olduğu gibi 9-10 bin ton civarında gerçekleştiğini vurguladı.
Uzun yıllardır zeytin üzerine yoğun araştırmalar ve çalışmalar yapan Karanfiloğlu, konuyla ilgili olarak TAK’a açıklamalarda bulundu.
Karanfiloğlu, küresel düzeyde zeytin talebinin oldukça güçlü olduğunu, dünya genelinde önemli bir zeytin üreticisi olan İtalya’da etkili olan hastalık nedeniyle son birkaç yıldır talebin karşılanamadığını belirtti. Özellikle Uzak Doğu’da zeytin ve zeytinyağının astronomik fiyatlarla satıldığını ifade etti.
Ayrıca, son yıllarda hastalık nedeniyle dünya çapında zeytin rekoltesinin 1 milyon ton düştüğüne dikkat çekti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 2024 yılı rekoltesinin, 2023 yılıyla benzer şekilde 9-10 bin ton aralığında gerçekleşeceğini belirten Karanfiloğlu, bu miktarın 500 tonunun sofralık zeytin, geri kalanının ise yağ olarak değerlendirileceğini aktardı.
Yirmi yıl önce rekoltenin 3-5 bin ton civarında olduğunu, ağaç sayısının artması ve düzenli sulama sistemine geçişle birlikte 2010 yılında 10 bin tona ulaşıldığını, 2019 yılında ise 15 bin tonla rekor kırıldığını açıkladı.
Karanfiloğlu, sulu üretimin önemine dikkat çekti.
Sulu Üretim ve Sulama İhtiyacı
Sulamanın ürün miktarını artırmada kritik bir rol oynadığını ve bir zeytin ağacının yılda yaklaşık 800 litre suya ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Karanfiloğlu, İskele-Karpaz bölgesinde 185 bin zeytin ağacı bulunmasına rağmen, en yüksek rekoltenin ilçe bazında 55 bin ağaçla en az ağaç bulunan Güzelyurt’ta elde edildiğini, 52 bin civarında ağaca sahip Lefke’de de rekoltenin iyi olduğunu kaydetti.
Karanfiloğlu, “Modern zeytincilikte sulama şarttır.” dedi.
Karanfiloğlu, fazla sulamanın ürün düşüklüğüne veya yaprak dökümüne neden olduğu yönündeki bilincin yanlış olduğunu, meyve veya yaprak dökümünün esas nedeninin hastalıklar veya zararlılar olduğunu vurguladı.
Zeytin Pazarı ve Rekabet Koşulları
Zeytin ve narenciyede yaşanan pazar sıkıntısının beklenmedik olduğunu ifade eden Karanfiloğlu, dünya genelinde pazarlamada hiçbir sorun olmadığını ancak ürünün kaliteli olması gerektiğini belirtti.
Son yıllarda iklim değişikliği ve başta İtalya’yı etkileyen bakteri kökenli hastalıklar (Xylella) nedeniyle zeytin rekoltesinin düşüşüyle birlikte ürünün değer kazandığını ifade eden Karanfiloğlu, hastalığın kontrol edilebilen bir hastalık olmadığını da uyararak, bu hastalığın Kıbrıs’ta henüz görülmediğini belirtti.
Küresel zeytin rekoltesinin 3.5 milyon tondan 2.5 milyon ton seviyelerine düştüğünü söyleyen Karanfiloğlu, günümüzde talebin üretimin üzerinde olduğunu belirtti.
Diğer yandan, Uzak Doğu’da zeytinyağı fiyatlarının, Avrupa Birliği ülkelerindeki fiyatlarla karşılaştırıldığında 10 katına kadar çıkabildiğini de kaydetti.
Talebin artmasına rağmen, dünyada gıda sektöründe kullanılan yağların yalnızca yüzde 2’sinin zeytinyağı olduğunu vurguladı.
Zeytin İhracatı ve Üretim Koşulları
KKTC’de rekoltenin düşük, fiyatların ise yüksek olmasından dolayı dışa yönelik bir durumun oluşmadığını kaydeden Karanfiloğlu, hatta Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye yağ geçişi olduğunu belirtti.
Zeytinin işlenmesi, depolanması kolay ve dayanıklı bir ürün olduğunu, narenciye gibi sıkıntılarının bulunmadığını ifade etti.
Karanfiloğlu, “Zeytin, ülkesel olarak rekabet edebileceğimiz bir üründür.” diyerek, bu tür ürünlerin sayısının az olduğunu ancak bunların başında Hellim, patates ve enginarın geldiğini belirtti.
Kıbrıs enginarının dünyanın en kaliteli enginarı olduğunu, bu ürünü işleyebilirlerse dünyanın her yerine pazarlanabilecek yüksek kalitede olduğunu vurguladı.
Tavsiyeler ve Üretim Stratejileri
Karanfiloğlu, iyi bir rekolte için bir zeytin ağacının yılda 800 litre suya ihtiyacı olduğunu, “Ada Yerlisi” çeşidinin, zeytin sineği, zeytin kurdu ve halkalı lekeye karşı hassas olduğunu belirtti.
Meyve dökülmelerinin ana nedeninin zararlılar ve mantar hastalıkları olduğunu, bahçelerin temiz tutulması gerektiğini, kuruyan dalların rekolteyi olumsuz etkilediğini söyleyerek, zeytin ağaçlarının sürekli temizlenmesi ve budanmasının önemine dikkat çekti.
Ada Yerlisi ve Yağ Kalitesi
KKTC’nin tescil edilmiş ilk ve tek zeytin çeşidi olan Ada Yerlisi hakkında bilgi veren Karanfiloğlu, 90 zeytin ağacının dahil olduğu çalışmada ağaçların 36 karakter üzerinden değerlendirildiğini, Ada Yerlisi’nin hem sofralık hem de yağlık özelliklerinin başarılı olduğunu kaydetti.
Karanfiloğlu, Ada Yerlisi’nin verime yatma yaşının diğer çeşitlere göre biraz geç olduğunu, 6-7’nci yılında verime yatmaya başladığını, 10’uncu yılından sonra ise diğer tüm çeşitlerden daha fazla verim vermeye başladığını belirtti.
Karanfiloğlu, “Ada Yerlisi”nin toplu üretimine başladıklarını ve hedef olarak yılda 50 bin fidan üretmeyi planladıklarını ifade etti.
Ayrıca, Ada Yerlisi’nin lezzet ve sağlık faydalarını belirleyen temel bileşenlerden biri olan antioksidan bileşeni (fenol) değerinin yüksek olduğunu, hasat dönemine bağlı olarak fenol değerinin değiştiğini kaydetti.
Erken hasatta (yeşil halde) yağ oranının düşük ancak fenol değerinin yüksek, geç hasatta (meyve etinin siyahlanmaya geçtiğinde) yağ oranının yüksek, fenol değerinin düşük olduğunu açıkladı.
Yağ Kalitesi ve Üreticilerin Rolü
Yağ kalitesinin etkileyen birçok faktör olduğunu belirten Karanfiloğlu, yağ çıkarma sürecinin, hasattan değirmendeki işlemlere kadar her aşamanın titizlik gerektirdiğini vurguladı.
Karanfiloğlu, “Ada Yerlisi”nin yağ oranının yüzde 26 olduğunu da ifade etti.
Küçük Üreticiler ve Pazarlama Stratejileri
Hazırlanan Zeytin ve Zeytin Ürünleri Yasası’nın, üreticinin üretim ayağında olması, ürün pazarlamasının ise kooperatifler aracılığıyla yapılmasını öngördüğünü kaydeden Karanfiloğlu, “Büyükkonuk Zeytin Üreticileri Tarım Kooperatifi”nin Taş Değirmen ismiyle zeytin pazarladığını, kooperatifin 200’den fazla üreticinin ürün verdiği bir yapı olduğunu belirtti. İngiltere’ye bile ürün gönderdiklerini ifade eden Karanfiloğlu, üreticilerin ürünlerini kooperatife devretmelerinin, ürünün doğru koşullarda depolanması ve pazarlanmasının doğru bir yol olduğunu vurguladı.
Zeytinyağının Kullanımı ve Sağlık Faydaları
Karanfiloğlu ayrıca, bazı yanlış iddiaların aksine, zeytinyağının kavurma amaçlı kullanılabilecek en sağlıklı yağ olduğunu bilimsel olarak da kanıtlandığını ifade etti.
Zeytinyağının kızartma yağı olarak yanma derecesinin diğer yağlara göre daha yüksek olduğunu, kızartma esnasında çıkan ve yağın yandığını düşündüren dumanın, aslında yağın içerisindeki suyun buharlaşmasından kaynaklandığını anlattı.