Zeytin Üzerine Yapılan Çalışmalar ve Pazar Analizi
Zeytin üzerine yapılan çalışmalar ve pazar analizi, zeytin sektöründeki gelişmeleri, tüketim trendlerini ve ekonomik etkileri inceliyor. Bu kapsamlı içerikle zeytin pazarını keşfedin, fırsatları değerlendirin.

Zeytin Üzerine Yapılan Çalışmalar ve Talep Analizi
Karanfiloğlu, yıllardır zeytin üzerine kapsamlı araştırmalar yürüten bir uzman olarak, konuyla ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Küresel ölçekte zeytin talebinin güçlü olduğunu vurgulayan Karanfiloğlu, dünya çapında önemli bir zeytin üreticisi olan İtalya’da etkili olan hastalık nedeniyle son yıllarda talebin karşılanamadığını belirtti. Özellikle Uzak Doğu pazarında zeytin ve zeytinyağının astronomik fiyatlarla satıldığını ifade etti.
Küresel zeytin rekoltesinin hastalık nedeniyle 1 milyon ton azaldığına dikkat çeken Karanfiloğlu, KKTC’de 2024 yılında rekoltenin 2023’teki gibi 9-10 bin ton civarında olacağını, bunun 500 tonunun sofralık zeytin, geri kalanının ise yağ olarak değerlendirileceğini aktardı.
Rekolte Gelişimi ve Sulama Önemi
Yirmi yıl önce KKTC’deki rekoltenin 3-5 bin ton civarında olduğunu, ağaç sayısının artması ve düzenli sulamaya geçilmesiyle birlikte 2010 yılında bu rakamın 10 bin tona ulaştığını kaydeden Karanfiloğlu, 2019 yılında 15 bin tonla rekor kırıldığını açıkladı.
Sulu üretimin önemine vurgu yaparak, sulamanın ürün miktarını artırmada kritik bir rol oynadığını, bir zeytin ağacının yılda yaklaşık 800 litre suya ihtiyaç duyduğunu belirtti. İskele-Karpaz bölgesinde 185 bin ağaç bulunmasına rağmen, en yüksek rekoltenin Güzelyurt’ta, en az ağaca sahip olan bölgede elde edildiğini, Lefke’de de iyi bir rekolte olduğunu söyledi.
Karanfiloğlu, “Modern zeytincilikte sulama şarttır” dedi.
Pazar Sıkıntıları ve Ürün Kalitesi
Karanfiloğlu, zeytin ve narenciyede yaşanan pazar sıkıntılarının öngörülmediğini, dünya genelinde pazarlama açısından herhangi bir sıkıntı olmadığını ancak ürünün kaliteli olmasının şart olduğunu ifade etti.
Son yıllarda iklim değişikliği ve İtalya’da görülen bakteri kökenli hastalık (Xylella) nedeniyle zeytin rekoltesinde bir düşüş yaşandığını, bu durumun zeytinin değer kazanmasına neden olduğunu belirtti.
Hastalığın kontrol edilemediğine dikkat çeken Karanfiloğlu, Kıbrıs’ta bu hastalığın henüz görülmediğini belirtti.
Küresel zeytin rekoltesinin 3.5 milyon tondan 2.5 milyon tonlara düştüğünü, günümüzde talebin üretimin üzerinde olduğunu vurguladı.
Uzak Doğu’da zeytinyağı fiyatlarının, AB ülkelerindeki fiyatlarla karşılaştırıldığında 10 katına kadar çıkabildiğini de ekledi.
Bununla birlikte, dünya genelinde gıda olarak kullanılan yağların sadece yüzde 2’sinin zeytinyağı olduğunu belirtti.
Zeytin İhracatı ve KKTC’nin Durumu
KKTC’de rekoltenin düşük, fiyatların ise yüksek olmasının dışa açılmayı zorlaştırdığını ifade eden Karanfiloğlu, hatta Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye zeytinyağı geçişinin olduğunu kaydetti.
Zeytin, işlenmesi ve depolanması kolay, dayanıklı bir ürün olup, narenciye gibi sıkıntılara sahip olmadığını belirtti. “Zeytin, ülkesel olarak yarışabileceğimiz bir üründür.
Bu ürünler çok değildir ancak bunların başında Hellim, patates ve enginar da yer alır.
Kıbrıs enginarı, dünyanın en kaliteli enginarıdır.
Enginarı işleyebilirsek, dünyanın her kesimine pazarlanabilecek yüksek bir kaliteye sahibiz” dedi.
Üretim Tavsiyeleri ve Zeytin Çeşidi
Karanfiloğlu, iyi bir rekolte için bir zeytin ağacının yılda 800 litre suya ihtiyaç duyduğunu, “Ada Yerlisi” çeşidinin zeytin sineği, zeytin kurdu ve halkalı lekeye karşı hassas olduğunu belirtti.
Meyve dökülmelerinin ana nedeninin zararlı ve mantar olduğunu, bahçelerin temiz tutulması gerektiğini ve kuruyan dalların rekolteyi olumsuz etkilediğini ifade etti.
Zeytin ağaçlarının sürekli temizlenmesi ve budanmasının önemine vurgu yaptı.
Ada Yerlisi Zeytin Çeşidi
KKTC’nin tescil edilmiş ilk ve tek zeytin çeşidi olan Ada Yerlisi hakkında bilgi veren Karanfiloğlu, bu çeşidin hem sofralık hem de yağlık özelliklerinin güçlü olduğunu kaydetti.
Ada Yerlisi’nin verime yatma yaşının diğer çeşitlere göre biraz daha geç olduğunu, 6-7. yılında verime girmeye başladığını ve 10. yıldan sonra diğer tüm çeşitlerden daha fazla verim vermeye başladığını belirtti.
Karanfiloğlu, Ada Yerlisi’nin toplu üretimine başladıklarını ve hedef olarak yılda 50 bin fidan üretmeyi planladıklarını ifade etti.
Yağ Kalitesi ve Üretim Süreçleri
Ada Yerlisi’nin hem lezzet hem de sağlık faydalarını belirleyen temel bileşen olan antioksidan bileşeni (fenol) değerinin yüksek olduğunu kaydeden Karanfiloğlu, hasat dönemine bağlı olarak fenol değerinin değiştiğini belirtti.
Erken hasatta (yeşil halde) yağ oranının düşük ama fenol değerinin yüksek olduğunu, geç hasatta (meyve etinin siyahlaşmaya geçtiğinde) yağ oranının yüksek, fenol değerinin ise düşük olduğunu aktardı. “Zeytin siyahlaşmaya geçtiğinde kalite değerleri azalmaya, yağ oranı çoğalmaya başlar” dedi.
Yağ kalitesinin belirleyici etmenlerinin çok olduğunu, yağ çıkarma sürecinde, hasattan değirmendeki işlemlere kadar her aşamanın titizlik gerektirdiğini anlattı.
Karanfiloğlu, Ada Yerlisi’nin yağ oranının yüzde 26 olduğunu da belirtti.
Küçük Üreticiler ve Pazarlama Stratejileri
Hazırlanan Zeytin ve Zeytin Ürünleri Yasası’na göre, üreticinin üretim ayağında olması ve ürün pazarlamasının kooperatifler tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydeden Karanfiloğlu, “Büyükkonuk Zeytin Üreticileri Tarım Kooperatifi”, Taş Değirmen ismiyle zeytin pazarladığını, kooperatifin 200’ün üzerinde üreticinin ürün verdiği bir yapı olduğunu ifade etti.
Kooperatifin İngiltere’ye dahi ürün gönderdiğini belirten Karanfiloğlu, üreticinin ürününü kooperatife devretmesinin, ürünün doğru koşullarda depolanması ve pazarlanmasının doğru bir yol olduğunu dile getirdi.
Zeytinyağının Kullanım Alanları
Karanfiloğlu, bazı iddiaların aksine, zeytinyağının kavurma amaçlı kullanılabilecek en sağlıklı yağ olduğunu ve bunun bilimsel olarak da ispatlandığını ifade etti.
Zeytinyağının kızartma yağı olarak yanma derecesinin diğer yağlara göre daha yüksek olduğunu, kızartma esnasında çıkan ve yağın yandığını düşündüren dumanın yağın yanması sonucu değil, yağın içerisindeki suyun buharlaşması olduğunu anlattı.