Depremlerin Ardından İki Yıl: Sigorta ve Yeniden Yapılanma Süreci
Depremlerin ardından geçen iki yılda sigorta süreçleri ve yeniden yapılanma adımları nasıl gelişti? Bu içerikte, afet sonrası yaşanan zorluklar, sigorta sisteminin rolü ve yeniden inşa sürecinin detayları ele alınıyor.

Depremlerin Ardından İki Yıl: Birlik ve Yeniden Yapılanma Süreci
Türkiye’nin kalbinde derin izler bırakan ve yüzyılın felaketi olarak kayıtlara geçen 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti.
Bu süre zarfında, Türkiye genelinde sağlanan birlik ve beraberlik hareketi ile sarsıntının etkilediği 11 ilin yeniden ayağa kaldırılması için yoğun çalışmalar devam ediyor.
Sigorta şirketleri, acenteler ve bankalar ile işbirliği içerisinde çalışan DASK, tüm sigorta şirketleri, acenteleri ve banka şubeleri aracılığıyla Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) poliçelerinin düzenlenmesini sağlıyor.
DASK’tan edinilen bilgilere göre, 2023 yılında yaşanan depremlerden sonra, bu yılın Şubat ayı itibarıyla kuruma bildirilen yaklaşık 630 bin hasar ihbarı için toplam 39,7 milyar liranın üzerinde tazminat ödemesi gerçekleştirildi.
Bu rakamın yaklaşık %90’lık kısmı altı ay içinde ödenirken, 2023’te tazminat ödemelerinin büyük bir kısmının tamamlandığı öğrenildi.
Ancak, dosyasında eksik olanlar ve hatalı beyan verenlerin tazminatlarının 2024 yılına sarktığı bilgisine ulaşıldı.
Sigortalı Olma Bilincindeki Artış
Depremi takip eden günlerde günlük poliçe üretimi %55 arttı. Depremler sonrası yaşanan acı tecrübeler, toplumda sigortalı olma bilincini artırmakta ve sigortalılık oranlarında kayda değer bir yükseliş neden oldu.
Marmara Bölgesi özelinde yürürlükteki poliçe sayılarına bakıldığında, deprem sonrası İstanbul ve Marmara genelinde toplam sigortalılık oranında yaklaşık %1’lik bir artış yaşandı. Ülke genelinde, depremin ardından günlük poliçe üretimi %55 oranında artış gösterdi.
Ancak her büyük deprem sonrası gözlemlendiği gibi, bu artış eğilimi bir süre sonra olağan seyrine dönerken, DASK, herhangi bir afet yaşanmadan önce tüm konutları Zorunlu Deprem Sigortası güvencesi altına almak ve toplumda sigortalılık bilincini kalıcı hale getirme hedefiyle faaliyetlerine devam ediyor.
Öte yandan, DASK’ın kuruluşundan bu yana geçen 25 yılda, Türkiye genelinde ZDS poliçe sayısı yaklaşık 12 milyona ulaştı.
Bölgesel Sigortalılık Oranları
Bölgesel sigortalılıkta ilk sırada Marmara yer aldı. Türkiye genelinde sigortalılık oranı %56 seviyelerinde bulunuyor.
Coğrafi bölgelere bakıldığında, en yüksek oran %64 ile Marmara Bölgesi’nde görülüyor.
Bu bölgeyi sırasıyla %61 ile Doğu Anadolu, %56 ile Ege, %55 ile Akdeniz, %51 ile Güney Doğu Anadolu ve %50 ile İç Anadolu takip ediyor.
Sigortalılık oranında en düşük bölge ise %45 ile Karadeniz olarak kaydedildi.
Büyükşehirlerin sigortalılık oranlarına bakıldığında, İstanbul %63 ile ilk sırada yer alırken, bu oran Eskişehir’de %61, İzmir’de %60, Mersin’de %59, Antalya ve Bursa’da %58, Ankara’da ise %54 olarak kaydedildi.
Depremden etkilenen 11 ilin sigortalılık oranları incelendiğinde, 4 Şubat itibarıyla bu iller arasında en fazla sigortalılık oranına sahip kent %74,5 ile Elazığ oldu.
Bu ili %70,8 ile Gaziantep, %67,8 ile Malatya, %63 ile Osmaniye, %60,4 ile Kahramanmaraş, %59,3 ile Kilis, %56,5 ile Adana, %51,4 ile Adıyaman, %46,7 ile Hatay ve Şanlıurfa izledi. %39,9’luk oranla Diyarbakır son sırada yer aldı.
Sigortalılık oranı en yüksek olan il %90 ile Bolu olurken, bu kenti %89 ile Düzce, %84 ile Yalova ve Bingöl izledi.
Zorunlu Deprem Sigortası ve Sağladığı Güvence
Zorunlu deprem sigortası, deprem kaynaklı risklere karşı finansal güvence sunuyor. Meskenler için geliştirilen kapsamlı bir sigorta sistemi olan ZDS’yi yaptırabilmek için konutun tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi olması yeterlidir.
Kamuya ait Hazine arazilerinde yer almayan tüm konutlar için de ZDS düzenlenebilir.
Olası bir hasar durumunda tazminat ödemesi, tapuda kayıtlı hak sahibine yapılmaktadır.
ZDS kapsamına, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilen binalar girmektedir.
Bunun yanı sıra, bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro gibi farklı amaçlarla kullanılan market, bakkal, kuaför, avukatlık büroları gibi bağımsız bölümler de sigorta kapsamına dahil ediliyor.
Ancak, tapuda “ticarethane” olarak kayıtlı olan binalar, mesken olarak kullanılsa dahi ZDS poliçesi düzenlenemez.
Bu durumda, ilgili binanın tapudaki niteliğinin değiştirilmesi, yani “cins tashihi” işlemiyle “ticarethane” ibaresinin “mesken” olarak güncellenmesi gerekmektedir.
Buradaki temel kriter, konut olarak inşa edilmiş yapıların mesken bütünlüğünün korunmasıdır.
ZDS kapsamı dışında kalan binalar için ise İhtiyari Deprem Sigortası yaptırılarak güvence sağlanabiliyor.
ZDS, yalnızca depremin doğrudan etkilerine karşı değil, aynı zamanda deprem kaynaklı yangın, infilak, yer kayması ve tsunami gibi risklere karşı da sigortalı konut sahiplerine finansal güvence sunmaktadır.
Konut tamamen kullanılamaz hale gelse dahi ZDS, zarar gören binaların en hızlı şekilde tazmin edilmesini sağlayarak, yaşamın kısa sürede normale dönmesine katkıda bulunuyor.