Filiz Korkmazer yazdı: İbadetin özü duadır

 Allah Teâlâ namaz kılmamızı emrederken bunu kendi gücüne güç katabilmek için emretmemiştir.

Mesela Kıbrıs’ta yaşayan bütün insanlar namaz kılsa Allah’ın gücüne, ilahlığına, otoritesine hiçbir katkısı olmaz.

Yani kabaca ifade ile Allah’ın Allah’lığı artmış olmaz.

Hiç kimse namaz kılmasa, herkes Allah’ı inkâr etse Allah’ın ilahlığından, gücünden bir zerre kadar azalma olmaz. Çünkü bizim varlığımız ya da yokluğumuz Allah’ın varlığı ve gücüyle hiçbir şekilde bağlantılı değildir.

Peki Allah’ın bizden ibadet etmemizi istemesinin sebebi nedir?

Biz muhtaç varlıklarız.

Her şeye ihtiyacımız vardır.

Yaşamak için ekmeğe, suya, nefes almaya, dinlenmeye, uyumaya ihtiyacımız vardır.

Bir anneye bir babaya bir oğula bir kıza bir arkadaşa ihtiyacımız vardır.

Biz ihtiyaçlarla dolu, ihtiyaçlara mecbur olan varlıklarız.

Kendi başımıza yaşayamayan, ayakta duramayan varlıklarız. İhtiyaçlarımız çok çeşitlidir.

Dolayısıyla ihtiyaçların fiziksel olanı, ruhsal olanı, biyolojik olanı, psikolojik olanı vardır.

Tüm bu ihtiyaçları kayıtsız şartsız, hiç zorlanmadan sadece “OL” deyivermekle olduran, hepsini çözen bir güç vardır. İşte bu güç Allah’tır.

İbadetler taleplerimize daha çabuk kavuşabilmemize vesiledir.

Namaz, oruç Allah’tan isteklerimizi dile getirebilmemiz için bize Allah tarafından verilen bir fırsattır.

Her bir ibadet Allah ile irtibatı sağlayan, ondan bir şeyler istemeyi, dua etmeyi sağlayan araçlardır. İşte hiç şüphesiz içinde bulunduğumuz Ramazan ayı da Cenâb-ı Hak’tan bir şeyler istemenin bir vesilesidir.

 Herkes tam bir kulluk yapamayabilir.

Kullukta eksiği olabilir.

Bazı kimseler kulluklarını yerine getirirken örneğin namaz ibadetini tamamladıktan sonra dua etmezler.

Dua etmeye vakit ayırmazlar.

Veyahut namaz kılmaya karşı gösterdiği ciddiyeti, özeni dua etmeye göstermezler.

Oysa namaz ibadeti, ardından yapılan duayla bütünleşen bir ibadettir.