Yarın İçin Dünü Unutma: Tatar’dan Belgesel Değerlendirmesi ve Barışın Siyaseti
Yarın için dünü unutan bir belgesel: Tatar’dan barış siyasetine dair derin bir değerlendirme ve geleceğe umutla bakış.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TRT Avaz için hazırlanan belgeselin tanıtım öncesinde Kıbrıs Gazetesi’ne samimi ve sert eleştirilerini aktardı. Belgeselin, yalnızca geçmişi anlatmaktan ibaret olmadığını; Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesini, direncini ve milli kimliğini geleceğe taşıyan bir eser olarak tasarlandığını belirtti. “Unuttuğumuz her gerçek, bizi başkalarının yazdığı bir hikayeye mahkûm eder. Unutulan tarih, yönünü kaybetmiş bir gelecek demektir,” diye vurgu yaptı ve belgeselin adının taşıdığı mesajı, yarın için dünü unutma biçiminde özetledi:
“Bu film, hafızamızı diri tutan ve bizi biz yapan değerleri hatırlatan son derece önemli bir çalışmadır.” Tatar, belgeselin isminin içindeki anlamı şu cümleyle pekiştirdi: Yarın için dünü unutma… Çünkü unuttuğumuz her gerçek, yönünü kaybetmiş bir geleceğe dönüşür.
Koltuk Uğruna Hakikatin Eğilip Bükülmesine Razı Olmam ifadesiyle, Kıbrıs Türk halkının kendisini çok iyi tanıdığını vurgulayan Tatar, makam için hakikati çarpıtacak bir yaklaşımı kabul etmeyeceğini belirtti. “Neysem oyum ve daima hakikati konuşacağım,” diyerek Rum yönetiminin son dönemdeki politikalarını sertçe eleştirdi. Rum tarafının barış, uzlaşı ve Avrupa değerlerinden söz ettiği halde fiiliyatta Kıbrıs Türk halkını baskı altında tuttuğunu ifade etti.
“Barıştan Söz Edenler Önce Ara Bölgedeki Mayınları Temizlesinler,” diye ekledi Tatar. Rum politikalarının barış sözüne rağmen güvenlik ve izolasyon politikalarını sürdürdüğünü, bazı sporcular, sanatçılar ve bilim insanlarının bile uluslararası etkinliklere katılımının engellendiğini hatırlattı.
Rum’un Eğitim Bakanını Papaz Onaylıyor başlığı altında, Güney Kıbrıs’taki eğitim sisteminin Türk düşmanlığı üzerinden şekillendiğini ve Kilisenin bu süreçte belirleyici bir rol oynadığını ifade etti. “Kilise’nin onayı olmadan bir Eğitim Bakanı seçilemez; çünkü eğitim sistemi Kıbrıs Türkü’ne ve Türkiye’ye karşı düşman nesiller yetiştirmek için kullanılıyor,” dedi. Türkiye kökenli vatandaşların adadan ilk fırsatta gönderilecek yerleşikler olarak tanımlanmasının da bu zihniyetin bir yansıması olduğunu söyledi.
Tatar, mevcut Rum politikalarının ortak bir devlet kurma yönündeki çabaları imkânsızlaştırdığını belirterek, güven inşasının bu çerçevede çok zor olduğuna dikkat çekti. “Böylesi bir anlayışla güven nasıl tesis edilir?” sorusunu yöneltti.
Türkiye’nin varlığına işaret ederek, Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve refahının Anavatan Türkiye’nin varlığıyla mümkün olduğunu ifade etti. “Türkiye olmadan bugün bu topraklarda bir Türk devleti olmayacağını biliyoruz; kardeşlik eli, bizi ortak kaderde buluşturan gerçek dosttur,” dedi.
Federasyon temelinde bir çözüm arayışlarının yarım asırdır sonuç vermediğini hatırlatan Tatar, gerçek çözümün iki egemen ve eşit devletin iş birliğiyle mümkün olduğuna vurgu yaptı. “Kimsenin haklarına el uzatmıyoruz, ama kendi haklarımızdan da vazgeçmiyoruz. Egemen eşitliğimiz, özgürlüğümüz, güvenliğimiz ve devletimiz kırmızı çizgilerimizdir,” ifadelerini kullandı.
Değerlendirmenin sonunda, “yarın için dünü unutma” sözünün altını çizen Tatar, unutanların geleceğini başkalarının yazdığı kitaplarda okuduğunu, bu nedenle geçmişe sahip çıkmanın varlığın ve onurun gereği olduğunu belirtti. TRT Avaz ekibine teşekkür ederek, kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı, Dr. Fazıl Küçük’ü ve tüm şehitler ile kahraman mücahitleri anarak konuşmasını tamamladı.